• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Serdar Arseven
Serdar Arseven
TÜM YAZILARI

1 Kasım’a doğru… “Gerçek Ülkücü”nün kıymetini bilmemek!..

22 Ağustos 2015
A


Serdar Arseven İletişim: [email protected]

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tekrar seçim tarihi olarak 1 Kasım’ı işaret etti.

Hayırlı, uğurlu olsun.

Yeni Türkiye’nin yolunu açacak bir netice çıksın.

Tam mânâsıyla “yol ayrımı”ndayız ve ülkeyi kimin nereye götürmek istediğini gayet net bir şekilde görebiliyoruz.

Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş üçlüsü; vesayetçi “jönkürt- jöntürk” zihniyetinin günümüzdeki temsilcileri olarak “karanlık dönemleri” geri getirmek için var güçleri ile çalışıyor...

Bu üçlü içinde Devlet Bahçeli’yi farklı bir yerde görmek istesek de, maalesef dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyor.

Bahçeli’nin son “sıkıyönetim” çağrısı, bugüne kadar yaptıklarına ilâve.

Malûm, MHP 12 Eylül darbesi öncesinde, ülkeyi darbeye götüren “sıkıyönetim” uygulamasının gelmesi için çaba göstermişti.

Bu çaba sonuç verdi, darbe oldu…

Bir baktık, darbenin en büyük mağdurları, memleketi savunmak için canlarını ortaya koyan ülkücüler...

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve diğer mazlumlar, nasıl bir oyuna getirildiklerini, nice işkencelerden geçirildikten sonra tam mânâsıyla kavradı, 12 Eylül darbesine giden yola taşların kimler tarafından nasıl döşendiğini gördü.

O günden sonra Rahmetli Yazıcıoğlu ve diğer “gerçek ülkücüler”; yani sıkıntıyı gördüğünde “kaçanlar” değil de, “delikanlılıktan milim sapmayan” vatan evlatları, “sıkıyönetim çağrısı” gibi “tuzaklara” her seferinde karşı çıktı.

Darbelere, muhtıralara cephe aldı.

Türkiye birçok badireyi atlatabildiyse, hak ve özgürlükler alanında olumlu adımlar atabildiyse, bunda “gerçek ülkücü”lerin büyük payı vardır.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, 28 Şubat sürecinin “sıkı yönetimcileri” tarafından teklif edilen paralara, makamlara meyletmiş olsaydı, o günlerin tahribatı çok daha fazla olurdu.

Onun gibi kahraman vatan evlâtları, bir zamanlar damarlarına zerk edilen “ırkçılık” belâsından kurtulmasaydı…

Türk kültürünün bütün zenginliklerine sahip çıkmakla birlikte, “Ümmetin ortak değerlerini savunmayı” ilke edinmeseydi, Türkiye çok daha büyük sıkıntılara girerdi.

Ben bunu bizzat yaşadım…

 Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, Sayın Yalçın Topçu, Sayın Metin Gündoğdu ve diğer gerçek ülkücülerle birlikte çıktığım uzun süreli ve çok kapsamlı Güneydoğu seyahati boyunca sohbet halkaları kurduğumuz Kürt kardeşlerimizden hep aynı sözleri işittim:

“Muhsin Başkan Müslüman adam! O kendisi için istediğinden fazlasını kardeşi için ister!”

Düşünün bakalım; Müslüman Kürt kardeşlerimiz, Rahmetli Yazıcıoğlu’nu niçin çok sever?

Dünkü yazımda, “AK Parti’deki çürükler” konusunu işleyeceğimi söylemiştim, bugün bu konuyu ertelemek geldi içimden.

Aklıma “Bahçeli’nin sıkıyönetim çağrısı” takıldı.

Bir de…

Her sıkışık döneminde AK Parti çizgisine destek olan ve bunu yaparken beklentisizliğini ortaya koyan gerçek ülkücülerin kıymetlerinin bilinmediğini düşündüm.

Bugüne kadar nice “çürük” adam aday yapıldı, niceleri, nice kritik dönemlerinde “adam sattı!”

Bu insanlar ise en çetin süreçlerde ve bin türlü iftirayı göze alarak AK Parti’ye destek verdi.

İtibar “çürüklere”, külfet “Delikanlı Ülkücülere”...

Bu olmaz!..

AK Parti  “adaylara” davette bulunurken, bu kesimin önde gelen temsilcilerini ihmal etmemeli!..

STAR’I HEDEF GÖSTERMİŞTİ!

Şu hale bakın;

Star Medya Grubu Başkanı Murat Sancak, evinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra suikasta uğradı. Saldırganlar önce Sancak’ın aracına arkadan çarpıp olaya kaza süsü verdi. Murat Sancak’ın makam şoförü aracı sağa çekti. Bunu fırsat bilen yüzü maskeli iki saldırgan, kendi araçlarından inip Murat Sancak’ın otomobilini çapraz ateşe tuttu. İlk belirlemelere göre Sancak’ın otomobiline 22 kurşun isabet etti. Bunlardan 4 tanesi ön camdan girip arka camdan çıktı. Ancak hainler emellerine ulaşamadı. Sancak, şoförü ve koruması olaydan yara almadan kurtuldu.”

Düşünün herhangi bir partinin genel başkanı tutsa, derin sol gazetelerden birini eline alıp “hedef” gösterse ve bu hedef gösterişin ardından o gazeteye bomba yerleştirilse…

Kısa süre sonra o gazetenin bağlı olduğu grubun Başkanı bu türden bir saldırıya maruz kalsa, ülkede neler olur…

O genel bakanın başına neler gelirdi?..

Bu Star’a yapıldı ama…

Ülkede derin solun ayrıcalığı var!..

Geçmiş olsun Sayın Sancak, Allah (C.C.) bunların şerrinden korusun! 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23