• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sefa Saygılı
Sefa Saygılı
TÜM YAZILARI

Yine mehdilik üzerine

28 Temmuz 2018
A


Sefa Saygılı İletişim: [email protected]

Önceki yazılarımızda mehdilik iddiasında bulunan bazı kişilerden söz etmiştik. Bunların kimilerinin rahatsızlıkları belirgindir. Abuk sabuk davranış ve sözlerle çevrelerindekileri usandırır veya tehlikeli olabilecek hareketleri olur. Yakınları da hemen psikiyatri hekimlerine muayene için getirirler. Neredeyse her hafta mesleğim icabı böyle birkaç hasta görürüm.

Bunlardan biri kendisinin mehdi olduğuna kanaat getirmiş, ikamet ettiği Hollanda’dan uçağa atlayarak mehdiliğini ilan etmek üzere İstanbul’a yola çıkmış. Ancak o kadar heyecan içindeymiş ki havada iken ayağa kalkmış ve “Ey yolcu kardeşlerim size bir müjdem var. Mehdi zuhur etti ve şu an karşınızda duruyor. İlk defa siz bunu işitiyorsunuz ve bu yüzden çok şanslısınız.”

Tabi apar topar kendini psikiyatri kliniğinde bulmuştu. “Acınacak durumda bu insanlar. Ben onlara müjde verdim ama onlar beni tedaviye gönderdi” diye şaşkınlığını gizleyemiyordu.

Geçenlerde önceden hastam olan biri Almanya’dan aradı. “Lütfen üzerinize düşeni yapın. Yoksa Rabbim indinde mesul olursunuz” dedi. “Nedir yapmam gereken?” diye sorunca kendisinin mehdi olduğunu, bunu devlet yetkililerine bildirmemi söyledi. “Peki, nasıl anlayacağım mehdi olduğunu?” diye sorunca medyada kendini mesih ilan eden eski bir milletvekilinin adını verdi. Ona sorabilirmişim. 

Bu kişi zaten uyuşturucu kullanan, yıllarca hapis hayatı olan biriydi.. 

Esas tehlikeli olan dışarıdan sağlıklı görünen ancak mehdilik hezeyanı ile ortaya çıkan bir takım şarlatanlardır. Bunlar insanları tehlikeye itebilmektedirler. Bunlardan birkaç örnek vermek istiyorum:

Günümüzde mehdilik, kurtarıcılık takıntısı tam bir çılgınlık halindedir. Gerçekten ortalık karışık, her kafadan bir ses çıkıyor. Aslında böyle tedavilik olanlara bir diyeceğimiz yok. Ancak ortalıkta mehdi olduğunu söyleyerek dolaşan, insanların saf duygularını kötüye kullananlar esas tehlikeli olanlar. Bunlar saf ve iyi niyetli kişilerin sadece dini duygularını değil maddi varlıklarını da sömürüyorlar.

Adnan Oktar olayını geçen hafta yazdım. Hiç çalışmadığı halde milyarlarca liralık servete sahip olan, adeta şer imparatorluğu kuran kriminal tehlikeli biri var karşımızda. Bunun örnekleri o kadar çok ki…

Güneydoğu illerimizden gelen bir dostumuz vahim şeyler anlattı. İlçelerinde sevilen, insanlara faydalı olan bir şeyh varmış. Vefat edince bağlılarından genç biri, “şeyhlik bana geçti” diyerek ortaya çıkmış. Sonra da bir takım rezaletler, dinimize uygun olmayan durumlar yaşanmaya başlamış. Dostumuz, “Muhakkak bu sahtekârın önüne geçilmeli. Yaptıklarını size anlatsam nutkunuz tutulur. Mübarektir, bir hikmeti vardır denilerek kimse itiraz dahi etmiyor.”

Bir başka örnek olarak Adapazarı’nda dostlarımıza gelen mesajı vermek istiyorum. Teknolojiyi iyi kullanan bu sahte mehdi ayet ve hadislere dayanarak, güzel ve düzgün cümlelerle kendisine mehdilik geldiğinin bildirildiğini anlatmış. Meğer çok sayıda da inananı varmış. Ne derse yapmaya hazırlarmış. Bu sahtekârın mesajını gönderen dostumuz, “Çok kötü şeyler oluyor, bir şeyler yapın lütfen. Bu şarlatana insanlar kapılmış” diye feryat ediyordu.

Bir başka örneği de internet sitelerinde görüyorsunuz: Kendisinin mehdi olduğunu açıkça ima eden Tuncer Çiftçi diye bir şarlatan İzmit’teki çiftliğinde salıncağına oturmuş, bir yandan sallanırken diğer yandan dini sohbet yapıyor. Sahibi olduğu özel televizyon kanalından da canlı yayın yapıyor. Kendisinde keramet olduğunu, duasıyla hastaların iyileştiğini iddia ediyor. Son marifeti de, şifa arayan kadınları buz gibi şelalenin altından geçirerek eğleniyor. 

Evet, ahir zamandayız. Her şey birbirine karışmış durumda. Rabbim cümlemize akıl fikir sağlığı versin…

GİRESUN KULAKKAYA YAYLASINDA

Geçtiğimiz günlerde Giresun’un Dereli ilçesinin Yavuzkemal beldesindeki Kulakkaya Yaylasına uğradık. 

Yavuzselim Belediye Başkanımız Abdullah Önal beyefendiyi orada iş başında gördük. Yaylayı güzelleştirmek, tabiatın bozulmasını önlemek için olağanüstü gayret içindeydi. Yöreye hizmet getiren, 24 saat iş başında olan başkanımızla Gırık Bahçe adlı tesiste kahvaltı yaptık. Önümüzde yemyeşil ormanlar göz alabildiğince uzanıyordu. Abdullah Önal başkanımıza teşekkür ediyor, bu yörelere daha çok hizmetlerinin olacağını düşünüyoruz.

Havası, suyu, tertemiz ormanı, kaynayan akarsuları ve şelalesiyle, bin bir türlü dağ çiçekleriyle harika bir köydü. Üstelik talana uğramamış, saflığı ve doğallığı ile devam eden dinlendirici ortama sahipti. Burada şık ve konforlu bir otel de var: Zifin Otel. Sahibi başarılı bir estetik ve plastik cerrahı olan Op. Dr. İbrahim Özkuş Bey. Sağ olsun rahat ettik. 

Aslında şehirlerin beton yığınına, boğucu ve stresli ortamına karşı insanlar sahillere, sıcak yerlere hücum etseler de gerçekten dinlendirici olan yerler yaylalardır. Doğal besinleriyle, canlı sularıyla, orman havasıyla, sessizliği ile kuş cıvıltıları ve su sesleriyle zihnimizi dinlendirir, bedenimize canlılık katarlar. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23