• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sefa Saygılı
Sefa Saygılı
TÜM YAZILARI

İnsan beyni, zihin ve ruh

07 Mayıs 2022
A


Sefa Saygılı İletişim: [email protected]

İnsan beyni, kâinatın bilinen en karmaşık organize yapısıdır. Her insanın kafatası içinde yıldızlar sayısınca bağlantılar içeren, göklerin tüm bilgisini kuşatabilecek kapasitede bir beyin saklıdır. İnsan beynini ve bu beyinden kaynaklandığı düşünülen zekâ, zihin, şuur (bilinç), farkındalık, benlik gibi kavramları anlamak, görünen o ki yine insan beynine düşüyor. 

Ancak, insan beyni bu noktada, yani kendi kendisinin sırlarını açmada ve anlamada açmaza giriyor. Modern bilim; bunca ilerlemesine rağmen, beynin kıvrımlarında aradığı şeyi henüz bulabilmiş değil. Ancak aradığımız şey, aynı zamanda arama aracımız da olunca, bu arayış yeni kayboluşları getiriyor kaçınılmaz olarak. Aklın aklı akletmesi, zihnin zihni açıklamaya çalışması ya da şuurun şuuru tanımlamaya niyetlenmesi; hem trajik bir çelişki, hem anlaşılması güç bir infilak gibi. Kesin olan aşılması güç bir yol ayrımına vardığımız.

Her şeyi parçalarına ayırarak anlamayı vadeden günümüz bilimi, en çok peşine düştüğü şeyi, yani aklı, en güvenerek kullandığı aracı olan akılla anlamlandıramıyor. Beynin kıvrımlarında çaresizlikle, cevapsızlıkla kıvranıyor. Yani, şu akıl “akıl almaz” bir şey…

İnsan beyni, 100 milyar sinir hücresi (nöron) ve bunlar arasındaki bağlantılardan (sinapslardan) oluşur. Bilgi alış-verişinin yapıldığı bu irtibat noktaları (sinapslar) nöron başına 5.000 ile 10.000 arasında olmak üzere değişir.

Bir lambayı yakıp söndürmek gibi çalışan beyin hücreleri, en az 100 trilyon bilgiyi muhafaza edebilirler. Beyin içinde, her saniyede 1 katrilyon sinyal veya bağlantı gerçekleşmektedir. Beyin organizasyonu o kadar karmaşıktır ki, teknolojide veya kâinatta bir benzeri ya da dengi yoktur. Nöronların ve sinapsların birbirinden haberli olarak düzenli ve hızlı çalışmaları, her sinapsın sayıları milyarlara varan diğer sinapslardan haberdar olması ve birbirlerini kontrol etmeleri bilim adamlarını hep şaşırtmaktadır. Bu görkemli ve ahenkli düzenin her an yeniden yeniye nasıl yürüdüğü hâlâ esrarını korumaktadır. Ayrıca, beynin sadece kendi düzeninden değil, bedenin tüm organlarının düzeninden ve koordinasyonundan sorumlu olması ise sır içinde sırdır.

Beyin, 100 milyar nörondan ve her nöron ise bir trilyon atomdan meydana gelmiştir. Bir sinir hücresinin bütün sırrını çözsek bile veya tipik bir sinir hücresi devresindeki faaliyetin bütün girift modellerini açıklığa kavuştursak dahi, zihnin sinirsel temelinin esrarını keşfetmenin mümkün olmadığı açıktır. Sonra beynimizdeki sinir hücresi bağlantılarının modelleri ve sinapsların gücü nasıl ve ne zaman belirlenir? Bunlar beynin her yerindeki sistemler için aynı zamanda mı belirlenir? Bir kere belirlendiklerinde, sonuna kadar kalıcı mı olurlar? Henüz bu soruların da kesin cevapları yoktur.

Evet, düşünme, akıl yürütme, utanma, konuşma, sevinç, tiksinme vs. gibi melekelerimizin beyin hücrelerinin fonksiyonu olduğu doğrudur. Ancak bu neyin etkisiyle ve nasıl vuku bulmaktadır? Beyin hücrelerini idare eden ve onun da üstünde olan nedir? Ölüyle diri arasındaki fark nasıl olmaktadır?

Cevabı o beyni yaratanın ezelî kitabında aramak işin en akıllıcası olacaktır:

“Sana ruhtan soracaklar, de ki, o Allah’ın bir emridir ve insanlar ondan pek az şey bileceklerdir.”

ATEŞ ÇEMBERİNDEKİ TÜRKİYE

Ülkemizin stratejik konumu, coğrafik yapısı ve geçmişi ile hep haklı olarak övünürüz. 

Gerçekten bir yandan üç kıta arasında yer alması, etrafının denizlerle çevrili olması, aynı anda dört mevsimi yaşaması, yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip bulunması, tarihi geçmişi ve büyük uygarlıklara ev sahipliği yapması, Selçuklu ve Osmanlı gibi dünyanın iki büyük güçlü devletin devamı oluşumuz hep iftiharlarımız arasında yer aldı.

Şimdi de dört bir yandaki mazlum ve mağdur milletlere yardım edişimiz, zor durumdaki insanların merhamet ve muhabbet dolu sığınağı oluşumuz gibi sayılamayacak hasletler bunlara eklendi.

Ancak böyle güzellikler ve harika özelliklere sahip olunca tabi riskler de beraberinde geliyor. Dünyanın, bilhassa kötü niyetli şer güçlerin gözü de Türkiye üzerinde. İçten ve dıştan ülkemizi karıştırmak, zayıf düşürmek için ellerinden gelen kötülüğü yapıyorlar.

Kısacası Türkiye’nin işi zor. Bir yandan iki dost ülkenin savaşı, diğer yandan bunun etkileri zaten zor süreçten geçen ekonomiye ağır yükler getiriyor. Bu da hayatın daha pahalılaşması, insanlarımızın geçim zorluğunun daha da artması anlamına geliyor.

Buna şimdi de Suriyeliler üzerinden mülteci düşmanlığı eklendi. Adeta onlara karşı insanlarımız kışkırtılıyor, iç savaş çığlıkları atanlar var. Yani durum oldukça karışık, belirsiz ancak karamsar tablolar söz konusu.

Neyse ki Türkiye gemisinin dümeninde Sayın Cumhurbaşkanımız var ve usta manevralarla bu ağır krizi atlatmanın yollarını arıyor. Güvenimiz tamdır ve inşallah onun deneyimi ve engin birikimiyle bu bunalımdan da yüzümüzün akıyla çıkarız.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Hikmet Yılmaz

Erdoğan'ının yanında iyi ki Bahçeli var. Danışmanlık adı altında işe yaramaz "yalakaları" keşke uzaklaştırsa. Kızılay'mızındaki danışmanları siz biliyorsunuz... Nokta. .

samimi

Allah'ın izniyle ve yardımıyla...Allah yönetenlerimizin işlerini kolaylaştırdı...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23