• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sefa Saygılı
Sefa Saygılı
TÜM YAZILARI

Evrim Teorisi çıkmazı

22 Nisan 2017
A


Sefa Saygılı İletişim: [email protected]

Daha önceden de yazmıştık: Evrim Teorisi veya diğer adıyla Darwinizm bilimsel değil ideolojik bir teoridir. Ateist ve pozitivistlerin yaradılışın ihtişamı karşısında uyduruk sığınaklarıdır. Aslında onların birçoğu bile bu mantık dışı teoriye inanmamakta ancak Yaratıcıyı kabul etmemek için tesadüfü tanrılaştırarak Evrime inanıyor görünmektedirler.

Kısaca Evrim Teorisi’nin ne olduğunu tekrarlayalım: Cansız maddelerden tesadüfen tek hücreli canlı ortaya çıkmış, ondan da yine tesadüfen milyarlarca tür mükemmel bitkiler ve hayvanlar meydana gelmiş, en sonunda maymundan konuşan, düşünen bir canlıya yani insana yine tesadüfler sonucu geçiş olmuştur. Kısaca tesadüflerle mükemmele doğru gidiş gerçekleşmiştir.

Bu iddialara kanıt var mı? Yok.  Sadece yorum, varsayım, iddia ve tahminler var. Tek söyledikleri, “milyonlarca yıl içinde bu değişim olmuştur.”  Yani olayı zamana atıp işin içinden sıyrıldıklarını zannetmektedirler. Tecrübeyi, deneyi, gözlemi, sağduyuyu savunanlar,  nedense bu teori söz konusu olunca,  bu savundukları prensip ve kuralları devre dışı bırakıp bizleri körü körüne inanmaya, birtakım saplantılı ideologların sahte dinlerinin peşinden gitmeye zorlamaktadırlar. Çünkü Evrim Teorisi bilim değil bir inanç sistemidir, kanıtlara değil kabullere dayanmaktadır.

Evrim Teorisi’nin Milli Eğitim müfredatından çıkarılmasından bu yana aylar geçti. Bu dayanaksız teoriyi savunabilen çıkmadı. Bunun üzerine çok satan gazetenin bir öğretim üyesi ile iki gün süren röportajla durumu kurtarmaya çalıştığını görüyoruz. 

Sayın hocanın Evrim Teorisi’ne inandırmak için verdiği tek örnek mikroorganizmaların antibiyotiklere direnç kazanması olayıdır. Sanki direnç kazanmakla bu mikroplar ayrı birer canlı mı veya tür mü olmuştur? Hayır.

Yine hocanın ifadesi, ”inananlar da Evrim’i kabul edebilirler.” Teori Allah inancına aykırı değilmiş! Hâlbuki Evrim Teorisi’nin temel felsefesi; Yaratıcıya ihtiyaç olmadan evrenin oluşması fikridir. Ateist filozof Bertrand Russell’in ifade ettiği gibi insan durgun suda tesadüfen meydana gelmiş garip kaza eseriydi. 

Hâlbuki ya Yaratılış veya Evrim doğrudur. İki zıt şey aynı anda doğru olamaz.

Üstelik bu teori yeryüzünde canlılığın nasıl başladığı konusunda bocalamakta ve suskunluğu tercih etmektedir. Cansız maddeden farklılığı tartışılmaz olan canlıya dönüşüm nasıl olmuştur?  

Darvinci teori ilk canlının nasıl ortaya çıktığını açıklayamaz. Canlı hücre denen o son derece karmaşık minyatür fabrikanın ilki, çeşitli parçaların tesadüfen üstelik tam doğru şekilde birleşmesiyle tamamen rastlantısal olarak ortaya çıkması mümkün değildir. Ünlü astronom Fred Hoyle’un meşhur ettiği benzetme ile böyle bir hadisenin gerçekleşme ihtimali, bir hurdalıkta üstelik sadece uçak malzemeleri olan hurdalıkta esen kasırgaların bir Boeing 747 ortaya çıkarmasından daha akıl ve mantık dışıdır. Hatta bütün yeryüzünün hurdalık olduğunu düşünün ve milyonlarca yıl kasırga essin, Boeing 747 teşekkül etme ihtimali yine sıfırdır.

Canlı ve cansız varlıklar belirgin bir şekilde birbirinden farklıdırlar. Canlının tasarımında öylesine çarpıcı olan yaratıcılık ve ince ayar ancak ‘muhteşem’ sözüyle tasvir edilebilir. Gözün iris tabakasındaki diyaframı, değişken odak mesafeli merceği, bilgi iletimi optik sinire bağlı olan ışığa duyarlı retinasıyla gözün yapısal karmaşıklığı, doğadaki tasarımın mükemmel örneğidir. Darwin bile, “Canlıların sahip olduğu gözleri düşünmek, beni bu teoriden soğuttu” itirafında bulunmaktadır.

Sonra organize karmaşıklık ve evrenin temel yasalarından biri olan Termodinamiğin İkinci Yasası doğaları icabı birbirlerine zıttır. Bu yasaya göre; organize sistemler kendiliklerinden karmaşaya, düzensizliğe gitme eğilimlerindedirler. Tabiatın gidişatı ise, kaosu düzene tercih eder ve dolayısıyla düzensizlik doğal düzendir. Canlı sistemlerdeyse bu yasaya ters olarak, yaşamsal biyolojik işlev için mutlaka gerekli olan üst düzeyde organize durum, kayda değer bir hassasiyetle korunur.  Alman filozof Kant’ın dediği gibi, “Çiçeklerin göz okşayan görüntüsü ancak Allah’ın varlığını gösterir.”

Ayrıca tüm canlıların sanki bir gündemi varmış gibi davranmaları da tesadüfü reddettirmektedir. Her canlı, yaşamın gereklerini yerine getirir: Yuvalar kurar, yiyecek toplar, ürerler ve yavrularını korurlar. 

Üstelik bunu canlı dünyayı dikkate alarak, onlarla etkileşerek yaparlar. Bu etkileşim, çok daha farklı türlerden ve çok daha karmaşıktır. Canlılar kendi gündemlerini gerçekleştirme uğraşı içinde iken bunları yaparken öteki canlıların özel gündemlerini de dikkate almak zorundadırlar. Doğal seleksiyon bu değişimi ve oluşumu izah edemez. Ayrıca Darwin’in öngörülerinin aksine fosil kaydı bunu göstermez.

Yaşamın olağanüstü çeşitliliğinin de kaynağı halen esrarını korumaktadır. Milyonlarca tür canlının tesadüfen ve gelişigüzel oluşan mutasyonlarla izahı mümkün değildir. Darwin’in kendisi bile bu can alıcı konuda bir açıklama yapamamıştı. Tek izah, yaratılıştır.   

Tesadüfilik, kesinlikle düzeni meydana getirmez. Allah’ı inkâr edenler bu defa tesadüfe tapmaya başlamışlardır.

Hayatın insana daima bir ilham ve güzellik kaynağı olan o nefes kesici çeşitliliği ise olağanüstü tasarımlar gibi etkileyicidir. Kırmızı güller, zürafalar, rengârenk kelebekler, çeşit çeşit yılanlar, balinalar, mantarlar, timsahlar, mercan kayalıkları gibi canlıları temaşa etmek doğadaki muhteşem yaratıcılığa hayran bırakmaktadır. Doğada var olan milyonlarca tür akıllara sığmamaktadır ve havsalanın almadığı muhteşem bir çeşitliliktir bu.

Kısacası insan, tabiat, tüm canlılar Evrim Teorisini reddetmektedir. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23