• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sedat Yılmaz
Sedat Yılmaz
TÜM YAZILARI

“Kırılgan Beşli”ler soygununa dikkat!

24 Kasım 2017
A


Sedat Yılmaz İletişim:

Kırılganlık, emerging markets diye tanımlanan gelişmekte olan, gelişen veya ikincil pazar denilen ülkelerin başına bela!

Dünyada atlar tepişiyor, çifteyi kimlerin yediği belli.

Para kazandırmada Kırılgan Beşli diye dünyaya ifşa edilen ülkeler aynen basketbol takımına benziyor…

Kenarda 7, sahada 5 ve toplam 12 oyuncu… Pardon şu anda 12 ülke…

Ama bu Kırılgan Beşli merkezli ülke sayıları, para kazanma hırsına göre 20’ye kadar da çıkarılabiliyor.

Para kazanmada değil, kazandırmada oyuncu olan bu Kırılgan Beşli’ler, basketbolcuların yaptıkları faullere benzer şekilde ekonomik yapılarına göre sürekli yer değiştiriyor…

Brezilya, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika, Türkiye, Rusya, Meksika, Arjantin, Pakistan, Mısır, Katar ve kısa süre önce devre dışı kalan Venezuela; gelişmiş ülke piyasalarının veya zengin fonların sırt aşağı yatıp parmaklarının ucuna dokunarak para topladıkları, söğüşlediği ülkeler…

Ne diyelim dünyanın düzeni böyle kurulmuş…

Ama böyle devam eder mi, nereye kadar eder, orası meçhul!

İşin fotoğrafı, manzarası, oyunun oynandığı yer, sahadaki Kırılgan Beşli…

Atlar tepişirken tekmeleri bunlar yiyor…

Tekmelerle güçlenenler, ayakta kalmaya çalışanlar sahada tutuluyor. Güçsüzler ise dinlensin, semizleşsin diye kenara alınıyor.

Burada öne çıkan en büyük ölçü dayanıklılık!

Para kazandıracak potansiyelin ne kadar ise, o kadar sahada kalıyorsun, meydanlarda boy gösteriyorsun!

Daha açıkçası ekonomin ne kadar dirençliyse o kadar Kırılgan Beşli arasında yer alıyorsun!

En zor zamanında çıkacağını bile bile ülkene giren bu can yakıcı sıcak paraları mecburi istikamet davet ediyorsun!

İLK TAKIMDA DA YER ALMIŞTIK!

Evet, ilk Kırılgan Beşli kavramı, dönemin ABD Merkez Bankası FED Başkanı Ben Bernanke’nin parasal gevşeme programını sona erdirebileceğini açıkladığı 2013 yılında ortaya atılmıştı. O yıl Kırılgan Beşli dünyaya Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika olarak duyurulmuştu.

Bu ilk Kırılgan Beşli’yi duyuran da New York merkezli kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P) olmuştu.

Oyunun daha doğrusu soygunun daha kurallı oynanması için Kırılgan Beşli kavramı, 2014 yılında ABD’li yatırım bankaları Morgan Stanley, Goldman Sachs ve diğer irili ufaklı bankalar tarafından yeniden onarıldı ve geliştirildi. Sözcülüğüne de yine S&P getirildi. Halen S&P, oyunun koçu olarak planı icra ve koordine ediyor.

Şimdi Kırılgan Beşli’ler ile ilgili yeni bir rapor daha yayımlandı…

Rapor, ABD’li banka Goldman Sachs’ın 45 milyar dolarlık fonunu yöneten Angus Bell’den…

Plan, sıraladığım fonlar için elbette önemli, ama asıl önemli olan sahadaki yeni Kırılgan Beşli’ye katılan ülkeler…

İşte S&P, yeni Kırılgan Beşli’yi Türkiye, Arjantin, Mısır, Pakistan ve Katar şeklinde açıkladı.

Şu anda sahadaki oyuncular bunlar…

Ardından Goldman Sach’ın yönetici fonu Angus Bell bir rapor yayımladı.

Bell, raporunda, “Bu ülkeler birkaç yıl öncesine göre ekonomik şoklara daha dayanıklı. Burada gidilecek epeyi yol var. Oyuncuları sahada tutmaya devam edelim. Özellikle Türkiye’nin borç dinamikleri, sorunları arasında en az endişe vereni” ifadelerini kullanarak aslında başta Türkiye olmak üzere diğer Kırılgan Beşli ülkeler üzerinde yeni yeni oyunların oynanacağı mesajını verdi.

RAPOR KESİNLİKLE ÖVGÜ DEĞİL, VURGUN

Açıkçası rapor, halen Türkiye’nin içinde olduğu Kırılgan Beşli için iyi övgüler ihtiva etmiyor. Bu övgü dolu rapor, bilakis bu ülkelerde para ve buna bağlı diğer operasyonların devam edeceğini ifade ediyor…

Bilmem anlatabildim mi?

Madem üzerimizde Kırılgan Beşli oyunları oynanıyor, biz de ona göre gardımızı almamız gerekiyor…

O zaman ne yapalım?

Döviz yükseliyor, enflasyon tutulamıyor diye faizleri mi artıralım?

Hayır, kesinlikle hayır!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, aslında yol haritasını gösteriyor...

Ertem ne diyor… “Kesinlikle Merkez Bankası’nın yanında durun! Dalgalanmaları daha da artıracak hareketlerden kaçının!”

Ve müteakip ekliyor: “Merkez Bankası’nın araç seti son derece zengin. Banka eğer hedeflerin şaşacağına inanırsa adım atar”…

Yine Cumhurbaşkanı ekonomi danışmanlarından Hatice Karahan da farklı şey söylemiyor…

“Merkez Bankası gerektiğinde daha da sıkılaşabilir ve gerekli şekilde araçlarını kullanabilir”…

Merkez Bankası’na güven! Ekonomine sahip çık! Ülken üzerinde oynanan oyunları gör, mayınlara basma!

Dahası var mı? Yok!

FAİZ ARTIRARAK DÖVİZİN ATEŞİ SÖNMEZ

Türkiye’nin daha çok yurt dışı kaynaklı jeopolitik sebeplerle artan risk primi (CDS) ile özellikle yükselen enflasyonun reel faizi sıfır noktalarına çekmesiyle dövizde ataklar başladı.

CDS’ler 220’lerde dolaşıyor… Diğer yandan Türkiye’de halen enflasyon yüzde 11,9… Merkez Bankası’nın en yüksek olarak uyguladığı faiz ise Geç Likidite Penceresi’nde yüzde 12,25… Aradaki fark 0,31 puan…

Bu da Türk Lirası’ndaki fiyatlama dinamiklerine hasar veriyor.

Döviz yükseliyor… Döviz yükselirken beraberinde faizleri tetikliyor. Ardından da yükselen bir enflasyon ortaya çıkıyor… Bu da Merkez Bankası’na faiz artırması için baskılı bir ortam oluşuyor…

Faizleri artırmak dövizdeki ateşi söndürür mü?

Hayır asla söndürmez…

Faizleri artırmak, susayan adamın tuzlu su içmesine benzer!

Tuzlu su içen adamın susuzluğu ne kadar geçebilir?

Sorunu çözmenin en kestirme yolu döviz kaynaklarını artırmak, döviz depolarının içini doldurmak!

Ne yapıp, edip, Türkiye’ye net döviz girişini hızlandırmak! Enflasyonu indirmenin yollarını aramak…

Dolayısıyla Merkez Bankası’nın 14 Aralık’taki toplantısı bu sorunlara çözmede bir anahtar görüntüsü veriyor!.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23