• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sedat Yılmaz
Sedat Yılmaz
TÜM YAZILARI

Hepimiz “Katar”lıyız!

07 Haziran 2017
A


Sedat Yılmaz İletişim:

Bugünlerde bir Katar olayı yaşıyoruz.

Gelişmeler Türkiye’yi ve dolayısıyla bölgeyi yakından ilgilendiriyor.

Yaklaşık 1 haftadır, Suudi Arabistan başta olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır ve Yemen, Katar’a karşı siyasi ve diplomatik kısıtlamalar uyguluyor.

Bu ülkeler Katar’a sınırlarını kapattılar…

Kara, deniz ve havada irtibatlarını kestiler.

Ülkelerindeki Katar vatandaşlarını sınır dışı etme kararı aldılar.

Adeta Katar’ın dünya ile bağlantısını kopardılar.

Sebep, Katar’ın teröre destek vermesi!...

Doha merkezli Katar sözüm ona DAEŞ’e ve El Kaide’ye yakın duruyormuş…

Müslüman Kardeşler’e de sempati besliyormuş…

Husileri el üstünde tutup İran’ın politikalarını savunuyormuş!..

İddialara bakıldığında zaten olayın bir dolaptan, başa çorap örmeden başka bir şey olmadığı ortada.

Tabi ki, Katar ise “teröre destek verme” iddialarını kabul etmiyor.

Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman El Sani, ülkesinin bir komplo ile karşı karşıya kaldığını, Katar’ı hiçbir ülkenin terörizme destek veriyor suçlamasıyla itham edemeyeceğini her oturumda açıklıyor.

Olayın bir komplo boyutunda olduğunu söylemekten çekinmiyor.

Evet, Arap yarımadasının doğu ucundaki Katar’a ağabeyleri sırtını döndü.

Toprakları içinde büyük bir Amerikan askeri üssünün bile bulunduğu Katar birden bire nasıl yalnızlaştırıldı?

Önce şunu düşünelim!

Katar’da bir Türk askeri üssünün kurulması çalışmaları yapılıyor…

Olacak iş değil…

Amerika buna müsaade eder mi?

Etmez tabi…

Bir çöplükte 2 horoz olmaz derler, ya!

Aslında ABD Başkanı Donald Trump’ın son Suudi Arabistan gezisinde cebindeki 110 milyar dolarlık silah faturasıyla Katar olayını fişeklediği ve geç kaldığı iddia edilen Ortadoğu planlarını hemen harekete geçirmek için fitili ateşlediği belirtiliyor.

Ne de olsa Cumhuriyetçi…

Bush’un koltuğuna oturmuş Müslüman avcısı…

Geç kalan plan ise Büyük İsrail’in de içinde olduğu Büyük Ortadoğu projesi… Tabi, bu trendi daha iyi anlamak için, olayı Arap baharına kadar taşımak hatta daha gerilere götürmek gerekiyor.

Arap baharı, bilindiği üzere kuzey Afrika’dan başlayıp Ortadoğu’ya hatta Orta Asya’ya kadar uzanan bölgede Batı’nın işgalci emellerinin yeniden hortlatılması. Büyük Ortadoğu projesinin bir parçası…

Aynı proje doğrultusunda daha geride ise Irak’ın işgali ve 11 Eylül olayı var. Türkiye’deki gezi olayları da Arap baharının Türkiye versiyonundan başka bir şey değil. Plan geniş… Plan büyük…

Her neyse, peki, küçücük Katar’ın Ortadoğu projesindeki yeri ne ki, şu anda bütün dünya üzerine çullanıyor?

Analiz yapalım…

Katar 2,7 milyon nüfuslu, 11 bin 437 kilometrekare toprağı olan bir ülke… Ancak dünya üzerinde yaptığı yatırımlara bakıldığında ilgi ve dikkat çekici sonuçlarla karşılaşırsınız…

Bir kere doğalgaz rezervi açısından Rusya ve İran’dan sonra dünyada üç büyük arasında.  

Bu ülkenin ayrıca gayrimenkulden sanayiye, finanstan turizme, iletişimden spora kadar dünya üzerinde 350 milyar doları aşan bir yatırımı söz konusu.

2022 Dünya Futbol Şampiyonası burada yapılacak. Barcelona’nın da sponsoru...

Pes artık derler!

Katar’ın Türkiye’ye de son dönemde yaptığı yatırımın büyüklüğü de 18 milyar doları buluyor.

Yani Katar, dünyada gerek siyasi ve gerekse ekonomi alanında uyguladığı dengeli politikalarıyla parlayan yıldız…

Katar’ı anlamak için bir anekdot daha vereyim…

19. yüzyılda İngilizler Körfez’i işgal ederken buna tek karşı çıkan Emir Temim’in büyük dedesi Muhammed El Sani ve oğlu bugünkü Katar’ın kurucusu Kasım El Sani oldu. Katarlılar hiçbir zaman Osmanlı’yı satmadı. Son duruşlarıyla da dürüstlüğün genlerinde olduğunu gösterdiler.

İşte, ekonomisini ve politikalarını “Yatırım demek, dünya barışı demek, yatırım demek aş, iş demek, zenginlik demek” anlayışıyla geliştiren Katar, icraatıyla aslında sömürgeci ABD’yi ve koalisyonunu rahatsız ediyor

İşin özeti, Katar, cetvelle çizilen Ortadoğu’daki paylaşıma razı olmayan birkaç ülkeden biri. Onurlu bir şekilde yoluna böyle devam etmek istiyor.

Yani Katar bugün bölgedeki ihtirasların, kötü emellerin freni, istikrarın ise anahtarı durumunda.

Şurası unutulmamalı ki, Türkiye’nin Katar ile dayanışma içinde olması Suudi Arabistan liderliğindeki 5 ülkeye kesinlikle muhalefet değil, bilakis destektir.

Diğer taraftan; Katar’ın arkasında durmak İran psikozusunu sürekli öne sürüp bölgeyi silahlandıranlara ağır bir tokattır.

Son söz hepimiz “Katar”lıyız… Katar’ın yanındayız…

Yanında olmaya da devam edeceğiz! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23