• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Osman Atalay
Osman Atalay
TÜM YAZILARI

Ukrayna’da Jeopolitik savaş kızışıyor

11 Mart 2014
A


Osman Atalay İletişim: [email protected]

Ukrayna’da işler gittikçe kızışıyor. Her şey 2000 yılında Putin’in Ukrayna üzerindeki siyasi hesaplarıyla başladı.

 Rusya’nın desteklediği Yanukoviç’in 2004 yılında devlet başkanı seçilmesi ve ardından, Batı dünyasının desteğiyle -turuncu devrimi- devrilmesi, 2010 yılında Yanukoviç’in tekrar iktidara gelmesi Rusya ve Batı’nın, Ukrayna üzerindeki savaşını anlamamıza yardımcı olacaktır.

 Gerek Batı’nın gerekse Rusya’nın, Ukrayna’ya sağladığı ekonomik, siyasi desteklerin maalesef yolsuzluk ve beceriksizlik engeline takıldığı gün gibi aşikâr.

 Ukrayna halkının, Kiev’de ayaklanarak, Yanukoviç’i iktidardan alaşağı etmesiyle ülke, Batı ve Rus yanlıları olmak üzere siyasi ve coğrafi olarak ikiye bölünmenin eşiğine geldi.

 Ülkenin batısında Avrupa taraftarları, Doğu’da Kırım yarımadasında ise Rusya taraftarları sokakların ve parlamentonun hâkimi konumunda.

 Ukrayna bugün içine düştüğü sorunu kendi parlamenter yapısı içinde çözecek ne siyasi ne de ekonomik bir güce sahip değil. Tam tersi içinden çıkılmaz bir hal alan bu krizin çözümü ABD, AB ve Rusya’ya havale edilmiş durumdadır.

 Rusya için Ukrayna’nın ne kadar hayati bir öneme sahip olduğu gayet açık. Rusya’nın, Karadeniz askeri üssünden, doğalgaz ve petrol hatlarından, jeopolitik konumuna kadar birçok hayati sebepleri varken, ABD ve Batı dünyasının, Ukrayna için ödemesi gereken bedelin aynı oranda olmaması dezavantaj bir konum arz etmektedir.

Putin, Obama’ya Ukrayna’da bir darbe yapıldığını ve hükümetin meşru olmadığını söyledi.

 Rusya, halkın seçilmiş Devlet Başkanı Yanukoviç’in alaşağı edilmesini hazmedemiyor.

 ABD ve Batı’nın, Ukrayna’yı zamanla kendisinden koparması ve sadece Kırım yarımadasını kaybetmesini değil, NATO’nun burnunun dibine kadar yanaşmasını tehdit olarak algılıyor.

 Rus stratejistler ise Kiev’de gerçekleşen darbeyi, Washington ve Brüksel tarafından desteklendiğini, siyasi terörü kullandıklarını, Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olduğunu, siyasi çözüm istediklerini, Kiev’de demokratik bir şekilde seçilmiş, Ukrayna’da bütün yurttaşlara eşit haklar verecek bir anayasa ve özgür bir seçim isteklerini, şu anda yaşananların ideolojik değil, jeopolitik bir soğuk savaş olduğu, Washington’un ekonomik çıkarlara göre hareket ettiği, ABD’nin de doğalgaz ürettiği ve bunu Avrupa’ya pazarlamak istediği, ABD’nin bu jeopolitik oyunu kullanmaya çalıştığını ısrarla vurguluyor.

 Bu durum, Rusya’yı Kırım konusunda inatçı ve kararlı bir politika gütmeye sevk etmektedir.

 Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da Ukrayna’da yaşananların tamamen jeopolitik nedenlerle yaratılmış yapay bir kriz olduğunu ifade etti.

 16 Mart’ta Kırım’da yapılacak referandumdan ne sonuç çıkacağı şimdiden belli. Ankara’nın arzusu tabii ki Kırım’ın Ukrayna’ya bağlı olarak eski statüsünün yeniden tesisidir.

Bu Tatarların da menfaatinedir. Lakin Rusya’nın Kırım’ı bölme planı adım adım uygulamaya konulurken, Tatarların eşit vatandaşlık haklarının göz ardı edilmemesi konusunda Türkiye’nin Rusya ile etkin bir diplomasi yürütmesi çok önemlidir.

 Rusya’nın Kırım hamlesinin ABD, AB ve NATO’ya aslında büyük bir sürpriz olduğu anlaşılıyor.

 ABD ve NATO’nun, Rusya ile askeri işbirliğini askıya almasının hemen ardından, Rusya’da stratejik saldırı silahları denetim programını sona erdirebileceğini açıkladı.

 Ayrıca Rusya’nın, Suriye’nin kimyasal silahlarını teslim konusu ve İran nükleer programının kontrolünde Batı ile İran arasındaki arabulucu pozisyonu, ABD ve Batı’nın Rusya karşısındaki stratejik hamlelerini zayıflatan önemli bir konudur.

Ukrayna’da yaşanan krizin sıcak çatışmaya dönüşmemesinin tek yolu, Rusya ile Kiev’de yeniden uzlaşma zemininin sağlanması koşuluna bağlı gibi görülüyor.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23