• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Osman Atalay
Osman Atalay
TÜM YAZILARI

Türkiye, BM üyeliği ve onurlu yalnızlık

21 Ekim 2014
A


Osman Atalay İletişim: [email protected]

Türkiye geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne geçici üye seçmek için yapılan oylamada ilk turda 109, son turda da 60 oy alarak seçimi kaybetti.

İlk turda alınan 109 oy aslında hiç de fena sayılmaz. Fakat Türkiye’nin seçilmemesi için son turda, yoğun bir kampanya ve mücadele vardı.

Oysaki 2008 yılında yapılan üyelik oylamasında Türkiye 151 ülkeden destek bulmuştu. Bu kez ise siyasi konjonktür çok değişmişti.

Şartlar 2008 yıllarına göre çok daha derin ve farklı kutuplarla çatışmaları beraberinde getirmişti.

2008 Gazze saldırıları, 2010 Arap Devrimleri, Mısır, Tunus, Libya, Yemen, Suriye ve Irak’ta rejimlerin geçirdiği değişim ve sarsıntılar, Türkiye’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da çok yönlü ve tartışmalı bir siyasi tercihe yönelmesine sebep oldu.

Türkiye’nin Afrika, Balkanlar ve Ortadoğu açılımı; siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan takdirle karşılandığı dönemler, Arap devrimleriyle birlikte tartışılmaya, sorgulanmaya başladı. Bu yüzden de BM üyeliğinde bu durumun somut bir biçimde karşımıza çıktığını görmüş olduk.

BM üyeliğinin kaybedilmesini Newsweek dergisi; Türkiye’nin üyeliğine karşı olan Mısır ve Suudi Arabistan liderliğinde yoğun kampanya yürütüldüğünü ve iki ülkenin de, Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler’e verdiği desteğe öfkeli olduklarını yazıyordu.

Suriye, İran ve bazı ülkelerin, Erdoğan’ın Esad hakkındaki açıklamalarına öfkeli olduklarını, Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşan Kürtlere saldırdığını, komşu Yunanistan’ın da Türkiye’nin üyeliğine karşı lobi yaptığını yazarken, aslında meseleyi çok güzel özetlemiş oluyordu.

BM teşkilatı aslında dünya genelinde; 30 yıldır, özellikle İslam coğrafyasında cereyan eden işgaller, iç çatışmalar, askeri darbeler, soykırımlar, kimyasal silah kullanımları, insan hakları ihlallerinin yaşandığı Srebrenitsa, Ruanda, Doğu Türkistan, Filistin ve Suriye’de yaşananlar karşısında etkisiz ve çaresiz kaldı. Bunların yanı sıra BM’nin birçok ülkede suça ortak olmuş şaibeli bir pozisyonunu da unutmamak gerekir.

BM; şaibeli, sabıkalı bir kurumdur. Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu bu teşkilatla 70 yıldır ilişki içinde olduğunu düşündüğümüz zaman bugüne kadar bizim bu teşkilat üzerindeki etki gücümüzün ne olduğuna bakmamız lazım. Yani bu seçimleri çok abartmamalıyız.

Türkiye sadece BM geçici üyelik seçimini kaybetti, onurunu değil. Mısır’da halkın iradesi ile seçilmiş Muhammed Mursi’ye sahip çıkmanın bedelini ödedi. Suriye’de Beşşar Esad’a katliam yapamazsın demenin bedelini ödedi. Tunus, Yemen ve Irak’ta halkların taleplerinin yanında durmasının bedelini ödedi. BM geçici üyeliğinin kaybedilmesi onurlu bir yalnızlıktır. 2008 BM üyeliğinin kazanılması ne kadar onurlu bir zaferse 2014 seçimlerinin kaybedilmesi de bir o kadar onurlu bir kayıptır.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23