• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Osman Atalay
Osman Atalay
TÜM YAZILARI

Kosova ve Makedonya Türklerine yeni vizyon

15 Kasım 2016
A


Osman Atalay İletişim: [email protected]

Osmanlı döneminden itibaren Balkanlar’daki akraba ve dindaş topluluklarla sürekli ilişki içerisinde olduk.

Bizim için Balkanların tarihinin, sosyokültürel birlikteliğinin önemi çok büyük. 

Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte bölge halkları ile ister istemez daha çok ilişki içerisine girdik.

2007 yılında, hükümetin Balkan açılımı politikaları çerçevesinde, büyükelçiliklerin açılması, TİKA, Yunus Emre, THY, AA, YTB ve bankalarımızın aktif olarak bölgede temsilcilik ve ofisler açması bölge halklarıyla bizi daha da yakınlaştırdı.

Hal böyle olunca bölge insanının özellikle Kosova ve Makedonya Türklerinin beklentileri, sorunları gün yüzüne çıkmaya başladı.

Genelde Arnavut, Boşnak, Goralı, Torbeş, Romen Müslümanlar, özelde bu iki ülkedeki Türklerin, Türkiye devleti hükümeti ve kurumlarımızdan siyasi, kültürel, ekonomik beklentileri oldu.

Bu noktada bölgede aktif olarak faaliyet gösteren kurumlarımıza çok büyük işdüşmektedir. 

Beklentilere verilen cevap ve ilgi oranı Türkiye’nin bölge halkları üzerindeki etkisiyle eşdeğer durumdadır.

Türkiye’nin Makedonya ve Kosova’da kurduğu ilişkilerin çok yönlü siyasi güç dengeleri gözetilerek yeniden ele alınması gerekiyor.

Bu çerçevede siyasi ve kültürel alanda çok ciddi adımlar atılmalıdır.

Türkiye, Makedonya’yı ve Kosova’yı anayasal ismiyle tanıyan ilk ülkelerin başında geliyor.

Bu iki ülkede tarihi ve akrabalık bağlarımız var. 

Türkiye, hem kültürel hem de sosyal alanda olduğu gibi diğer alanlarda da etkinliğini artırmalı. 

Bölge halkları üzerindeki manevi ağırlığımızın siyasi kültürel alanda da güçlendirilmesi gerekiyor.

Makedonya’da 80 bin Türk maalesef 3 parti ile siyaset yaparken bir tane bile özel televizyona sahip değil.

Bir tane haftalık gazete ancak çıkarabilmektedir.

Kosova’da ise 18 bin civarında olan Türklerin burada 3 partisi var, bir özel televizyon ve gazeteleri dahi yok fakat 50’ye yakın dernekleri var. 

Kosova Priştine Filoloji Üniversitesi’nin Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne 10 yıldır resmi kurum ya da kişi tarafından gelen ziyaretçi sayısı, bir elin parmağını geçmez.

Bölgede kurban ve ramazan programlarının haricinde gerçekleşen projelerin yerelde sağlıklı vizyonel düşünebilen kurum ve kişilerle yürütülmesi çok önemli.

Türkiye’nin en önemli öncelikli sorumluluğu Kosova ve Makedonya Türklerinin siyasi ve eğitim sorununa ciddi bir el atmasıdır.

Siyasi tercihler, STK ve kanaat önderleri seçimlerimizin Türkiye üzerinden geçmişe dayalı kişisel okumalardan ziyade, yerel objektif saha okumalarıyla yeniden kurgulanması gerekiyor.

Bölgede faaliyet yapan kurum ve bölgeye ziyaret yapan STK ve siyasilerimiz, Türklerin eğitim, siyasi, kültürel ve ekonomik standartlarını göz önünde bulundurarak radikal kararlar ve tercihler üzerine bir politika geliştirmelidir.

Uzun vadede ilişkileri güçlendirecek proje ve faaliyetler önemsenmeli. Kurumlarımız bölgenin STK’ları ile iş birliklerini güçlendirmeli, bunu yaparken yerel STK’larla istişare halinde olmalıdır.

Bölgenin sosyolojik, siyasi özelliklerini, şartlarını ve hassasiyetlerini dikkate alarak projeler yapılmalı, ona göre adımlar atılmalıdır.

Makedonya ve Kosova Türklerinin siyasi eğitim ve kültürel durumlarının iyi olduğunu söylemek çok da gerçekçi değil.

Almanya’da 1970-80’lerde doğan gurbetçi çocuklarımız belediye başkanlığı, vekillik, bürokratlık yaparken Kosova’da kardeşlerimizin çoğunun Arnavutça dilini konuşamıyor ve tercüman kullanıyor olması çok düşündürücü.

Maddi ve manevi yardımlarımızın bu kardeşlerimize tecrübe, birikim, vizyon ve strateji ile birlikte yapılması şart.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23