• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nurettin Veren
Nurettin Veren
TÜM YAZILARI

Türkiye’yi mürtet ilan edip, kana bulayanların kendileri ne?

05 Ocak 2017
A


Nurettin Veren İletişim: [email protected]

Reina katliamının faturasını Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e ve hükümete çıkarmaya çalışmak isteyen laik kesim, yine istediği  bölüştürmeye, ayrıştırmaya ve insanları birbirine düşürmek istediği  fitne ateşini tutuşturmaya, muvaffak olamadı.

Diyanet İşleri Başkanı’nın her sene yılbaşı için söylediği hiç de tenkit edilemeyecek dosdoğru yılbaşı ile ilgili açıklamaları, daha önceki yıllarda hiç eleştirilmemişti.

Mesela 2014’ün 12. ayının otuz birinci günü söylemiş olduğu yılbaşı ile ilgili açıklamalarında şöyle diyordu: 

“Hiç kimse pagan kültürüyle, tüketim kültürünü, haz, eğlence, uyuşturucu, kumar kültürü ile birleştirerek, çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde bir yozlaşmaya alıştırarak, onları yılbaşı partilerinde, perişan olmadığını söyleyemez.”

İlaveten; 

“Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, son yıllarda bütün görev tanımlarımızı değiştirmeye uğraşıyoruz. Diyoruz ki; Cami sadece namaz kılma mekanı değildir. İmam sadece namaz kıldırmak için orada değildir; Toplumun gözyaşlarını dindiren, yetimle, fakirle, dost olan, nerede derdi olan bir vatandaşımız varsa, hemen onun yanına gidip, onunla hemdert olan bir insandır. Din gönüllüsüdür. Atanmış din gönüllüsü yok; adanmış din gönüllüsü olmalıdır. Bizim tanımımız bu.

Hiç kimse namaz kıldırmak için sadece orada o vazifeyi ifa etmez. Müftü sıradan bir bürokrat değil, Diyanet’in o ildeki idarecisi değil, bu şehrin bütün manevi hayatı ile ilgilenen, kadınlarla, çocukların, her türlü sorunları ile ilgilenen insandır.

Onun için bu görev tanımlamalarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Müftülükler sıradan bir devlet dairesi değildir. Bir şefkat yuvası, merhamet ocağı olmalıdır, yüce dinimiz bize bunu emretmiştir. 

Onun için Türkiye’nin her tarafında, arkadaşlarımızla birlikte bu görev tanımlamalarımızı, değiştirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullanıyor..

İşte böyle, doğru söze ne denir; bu kadar güzel sözlerin içerisinden, cımbızla çekip sadece küçük bir kesimin keyfine dokunan, gerçekten Diyanet’in esas gayesi bu olduğu halde, bunların söylenmesini istemeyen, bu söylendi diye bu terör hadisesini ona bağlamaya çalışan insanlar, çok sığ değerlendirmelerle tatlı su gazeteciliği yapanlar ve ülkede her bahane ile bir fitne üretmeye çalışanlardır.

Bu kelimelerin neresinde teröre bir davet vardır. Nerede insanların dinine karışmak ve insanların inancına, hayat tarzına müdahale etmek manası vardır.

Bu sözlerden dolayı, bir terörist çıkıp Reina’yı bastı ve oradaki insanları katletti diyebilir misiniz?

Bu hadiseden hemen bir hafta on gün önce, Beşiktaş’ta Okmeydanı’nda arka arkaya gelen iki patlama da, Diyanet’in bu yapmış olduğu açıklamaları sebebiyle mi olmuştu?

IŞİD, PKK ve El Nusra hep aynı mekanlarda, İstanbul, Ankara gibi Türkiye’nin en can alıcı merkezi yerlerinde, bu eylemleri yapmakla, elbetteki planlı bir el tarafından, Türkiye ekonomisine ve istikrarına kastetmek istemiştir. 

Önemli olan soru şu olmalıdır; Irak’tan, Türkistan’dan, Özbekistan’dan, Suriye’den, nereden olursa olsun, gelen bu teröristler niçin İstanbul’u, Ankara’yı ve özellikle bütün dünyayı sarsacak, daha çok ses getirecek elit bir kesimin eğlence mekanı olan, bu seferki Reina’yı seçmiştir.

Türkiye’yi mürtet ilan edip, eylemi üstlendiğini söyleyen IŞİD örgütü, niçin İslam dünyasına, kan kusturan diğer kafir dedikleri ülkelere bu eylemlerini yöneltmiyorlar.

Kafir dedikleri ile uğraşmayıp, Türkiye’yi mürtet olmakla suçlayıp, güya din adına, eylem yaptıklarına kendilerini inandırmaya çalışıyorlar.

Usta araştırmacı gazetecilerin, bu konuda yoğunlaşmaları gerekirdi. Niye bu yönelişler, İsrail’e, Amerika’ya, Almanya’ya ve diğer ülkelere kendilerince kafir ilan ettikleri halde, bu ülkelere dokunmuyorlar?

Mürtet dedikleri Türkiye’yi tercih ediyorlar. Çünkü onları kullanan kuklacılar, Türkiye’ye istikrarsızlık getirmek ve yükselişini durdurmak için bu kuklaları kullanıyorlar.

Doğu Türkistan’dan gelen bu terörist, Türkiye’den daha mürtet diyebileceği pek çok ülkede bu eylemini yapabilirdi. Niçin bu eylemini Türkiye’de gerçekleştirdi?

Dünyadaki bütün ülkelerin hepsi dört dörtlük Müslüman da, sadece Türkiye’deki bu mekandakiler mi öldürülmek için seçilmiş mürtetler!

Mesele Türkiye’nin turizmine, ekonomisine ve istikrarına zarar vermek amacıyla planlanmış, Türkiye’yi, Suriye ve Irak benzeri bir parçalamaya hazırlamak için, özellikle şehir merkezlerinde bu tarz canlı bombalar kullanmaktadırlar.

Sınır ötesi harekâtlarda, dağlarda yapılan operasyonlarla, tamamen kıpırdayamaz hale gelen terör örgütleri, varlıklarını şehir merkezlerinde yaptıkları eylemlerle, dünyaya duyurmaya çalışmaktadırlar.

Bu arada yıllardır cami hocalarımızın sık sık tekrarladığı, Hakkı hak bilip, batılı batıl bilip, mucibince amel etmeye diye yapılan bir dua vardır.

Elbette ki yanlışa yanlış, doğruya doğru demek görevi olan Diyanet teşkilatı ve Diyanet başkanımız, yılbaşı ile ilgili ve bütün sene içerisindeki, ahlaki yozlaşma, nesillerin korunmasıyla ilgili uyarılarını, vaazlarını, hutbelerini yayınlamaya devam edecektir, birileri rahatsız olsa da.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23