• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nurettin Veren
Nurettin Veren
TÜM YAZILARI

Altın nesil masalı meğerse Cizvit modeliymiş

23 Ağustos 2017
A


Nurettin Veren İletişim: [email protected]

FETÖ’nün stratejisini ve taktiklerini iyice anlamadan, FETÖ ile mücadele edilemez.

FETÖ’nün 1966’da İzmir’de başlattığı mağdur edebiyatı ve Anadolu insanının fakir çocuklarını, devlet kademelerinde üst düzey görevlere getirme vaadi ile kandırması, o gün için halkımızın çok hayal edip de, çocuklarına yapamadığı, ulaştıramadığı bir istek ve arzusu idi.

Bu boşluğu FETÖ mağduriyet olarak önceleri İZMİR camilerinde tekrar tekrar anlatarak, daha sonra bütün Türkiye de altın nesil konferansları ile  bunu işledi. Daha çok Anadolu çocuklarının, fakir aile çocuklarının okutulması gerektiğini, cami yapmaktansa bunları okutarak Devletin önemli kademelerine getirmenin Türkiye’nin hayrına olacağını, Dindar insanların, namuslu insanların, devlet kademelerinde olmasının ülkeye fayda sağlayacağını anlattı.

Özetle Devletin, fakir aile çocuklarını okutamama ve onlara yeterli yurt temin edememesini fırsat bilerek, bu boşluğu yakalayarak, buradan halkı kendisine çekip kandırdı. Devletin de bu zaafından istifade etti, kısaca FETÖ sürekli boşlukları doldurarak mesafe aldı ve halkı kendisine inandırdı.

Dindar kesimi, talebeye burs verme ve yurt açma hususunda ikna etti ve peşinden sürükledi. Dini bilgisi pek fazla olmayan cami cemaatine, Kur’an’ın ayetlerini açıklamaktan ve anlatmaktan daha, çok ezoterik, mistik hikayeler anlatarak, onların duygularını sömürüp heyecanlarını ve hayal dünyalarını kendine bağlayıp, uyduruk bir ütopyayla Din adına halkın cehaletini, Kur’an bilgisindeki eksikliklerini kendi felsefesi ile doldurdu.

İşte bu alanda da en çok konuşması ve en çok karşı çıkması gereken Din adamlarının, o gün için FETÖ’nün karşısına dikilip, yanlışlarını anlatarak mücadele etmediğinden kaynaklanan bu boşluğu, yine vurdumduymaz Din adamlarının sessizliğinden faydalanarak, meydanı FETÖ’ye bırakmasından istifade ederek, yine FETÖ kendi adına doldurdu.

15 Temmuz kanlı FETÖ darbesinden sonra bile, ilahiyatçı, akademisyen Din adamlarının, FETÖ’ye karşı yüksek sesle mücadele ettiğini, televizyonlara çıktığını göremiyoruz.

FETÖ çevresinde etki alanına aldığı fakir aileleri ve onların çocuklarını, hiç aralıksız eğitimleri ile meşgul olurken, bir taraftan da devletin hangi kademesine gideceğine karar verip oraya yönlendirerek, aralıksız olarak takip ettiği ve onları gittikleri makamda da, ulaştıkları yerlerde de, gizli imamlara zimmetleyerek peşini bırakmadı. Kendine minnettar olan ve oraya gelmesine vesile olduğu için kendi istekleri doğrultusunda, kendine bağımlı olarak devam etmesini sağladı, kesintisiz irtibat, iletişim ile mevki ve makamları da ele geçirmiş oldu.

Tıpkı CİZVİT teşkilatının çalışmaları gibi.

FETÖ ilkokuldan Vali, Kaymakam, Emniyet Müdürü, Subay oluncaya kadar, o insanlarla iletişimi kesmeyecek şekilde, onlara zimmetlediği imamlarla, sürekli narkozladığı felsefesinin ve çizgisinin dışına çıkmadan, kendi kontrolünde kullanabileceği bir metot ile onları yönetmeye devam etti.

Daha ötesinde de, o ailelerin de ikinci nesil çocuklarını da, aynı şekilde kendi yönetiminde yetiştirecek bir hazır kaynak olarak devam ettirdi. Bu şekli ile 50 yıllık bir teşkilatın bu kadar sıkı bir dokusu ile meydana gelen örgütün aynı şekilde karşısında, bu anlayışa göre mücadele edebilecek sistemi bilen kadrolar ile ancak mücadele edilebileceğini anlatmak istiyorum.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ayırt ettiği üst tarafı ihanet, ortası ticaret, altı ibadet dediği bu üç tabakaya karşı, aynı klasik metot ile mücadele edilemez. 

İhanet dediği en üst tabakanın çok acil ve kararlı bir şekilde cezalandırılması, ticaret tabakasının ise, bütün ahtapot kollarının kesilmesi ve örgütün para kaynaklarının, finans kaynaklarının, bütün dünya çapında önüne geçilmesi, alttaki ibadet niyetiyle örgüte katılmış, neyin peşinden gittiğini bilmeyenlerin ise, ayrı bir metotla ikna edilerek, tekrar ülkeye kazanılması ve ikna edilmesi, doğru İslam ve Kur’an anlayışıyla FETÖ’den koparılarak, tekrar mağduriyetlerinin giderilmesi ile örgütün büyümesinin önüne geçilmesi gerekir.

Bu üç kademede uygulanacak olan metot, ayrı ayrı metotlar olmalıdır. Bugün mağduriyeti olan ibadet kısmına ceza verirken, ihanet kısmında olanların açık ihanetleri meydanda olmasına rağmen, cezalandırılmada ağır kalınması, ticaret kısmının ise yurtdışına kaçtıktan sonra ve ülkeden kaçırdıkları sermayelerle, daha büyük ticaretler ve holdinglere, uluslararası bankalarla ortaklıklara ulaşması, aynı metotlarla mücadele edilemeyeceğinin açık kanıtıdır.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23