• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nurettin Veren
Nurettin Veren
TÜM YAZILARI

Allah’ın şefkatinden fazla, zalime şefkat etmek, ilahi desteği geciktirir

12 Ekim 2016
A


Nurettin Veren İletişim: [email protected]

Dünkü yazımızda idam yasasının bir an evvel hayata geçirilmesi konusunu ele almıştım. Darbe sonrası bu zalimlere karşı, Sayın Cumhurbaşkanımız meclisten çıkarsa, hemen bu yasayı imzalarım, bu toplumumuzun vicdanının ortak sesidir demişti. Bu konu unutulmaması ve gündemde kalması gerektiği için, tekrar ele almıştım. 

Allah’ın adaletinden fazla adalet, adalet değildir. Allah’ın şefkatinden fazla şefkat etmek, Allah’a karşı cüretkar olmak ve günahkar olmayı göze almak demektir. 

ALLAH’A KARŞI İSYANDIR. 

Hz. Hızır ve Hz. Musa’nın, Kur’an-ı Kerim’de anlatılan kıssasına göre, Hz. Musa peygamberliğine rağmen, daha mükemmel bir eğitim almak ve daha mükemmel birisi ile yoldaşlık yapmak üzere, Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunur ve Hz. Hızır (AS) ile buluşur ve seyahate çıkarlar. 

Burada Hz. Musa’ya verilen ders, aynı zamanda insanoğlunun zaafları ve Hz. Hızır (AS) gibi, Allah’ın seçkin bir kulunun, daha mükemmel insan olma vasıfları dersi verilir.  

Bu sadece Hz. Musa’ya verilen bir ders değil, bütün inananlara, bugünün idarecilerine de, uygulaması gereken derslerin konu başlıkları gibidir. 

 Hz. Hızır ile Musa (AS) hikayesine bir bütün olarak baktığımızda, madde madde bu yolculuktaki yaşanan hikayeden çıkarılabilecek önemli dersler vardır. 
Bir: Hz. Hızır (AS) Allah’tan bir emir aldığında, vahiy geldiğinde, bunu hiç tereddüt etmeden yerine getirir.  

İki: Hz. Hızır’ın yetime, zayıflara ve şefkate ihtiyacı olanlara, merhametin en güzeliyle davranmasıdır. 

Üç: Hızır (AS) iman edenlere düşkünlüğü ve yardımseverliği. 

Dört: Hz. Hızır’ın, mümin olan bir anne ve babanın hemen yardımına koşmasıdır.  

Beş: Hz. Hızır’ın aklı feraseti ve ileri görüşlü olması, aldığı tedbirler ve inkar edenlere, zalim ve gaspçı, işgalcilere karşı, inkar edenlere kurduğu tuzaklar, Hz. Hızır’ın aklının ve ferasetinin birer delili olduğu gibi, bize de bu hususta yol gösterir gibidir. 

Altı: Hz. Hızır’ın tevekkül hususunda hiçbir zorluktan etkilenmemesi, her olayın Allah katında yazılmış bir kader üzere gerçekleştiğini, bilmesinden kaynaklanmaktadır, bize de hiçbir hususun ilahi kaderde taktir edilmeden olmayacağını, düşündürmek içindir. 

Yedi: Hızır (AS) şeytanın ve nefsin, insanların aklına, kalbine, vesveseleri düşürdüğü noktada, Cenab-ı Hakk’ın havl ve kuvvetine sığınarak, tevekkülle emr-i ilahiye göre, emri yerine getirmekte tereddüt etmemesi, her hadisenin Allah katında yazılmış bir kader üzere gerçekleştiğini bilmesinden dolayı, tevekkülü pekiştirerek, kınayanların ve eleştirenlerin, eleştirilerinin etkisinde kalmamanın önemi, Kehf Suresinde anlatılan hikayelerdeki gibi; 

Salih müminlere ait, öksüz ve yetim çocukların korunmalarına dikkat edilmesi ve Allah’ın yetimler hakkında, Bakara suresindeki şu şekildeki duyurusuna çok önem verilmesidir. 

(Sana yetimleri sorarlar, de ki onları ıslah etmek yararlı kılmak hayırlıdır, eğer onları aranıza katarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir, Allah bozgun ve fesat çıkaranlarla, ıslah edicileri bir birinden ayırt eder; eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı, şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hikmet sahibidir.) Bakara Suresi 220 

Şehitlerin çocuklarının, çok iyi eğitilmesi, vatana, millete ve dine hizmet eden fedakar şehitlerimizin çocuklarını, devletin ileri kademelerinde önemli görevlerde ve önemli eğitimlerle, donanımlı hale getirilmesine işaret edilmektedir. 

Hz. Hızır’ın hikayesinde, yoksullara ve yetimlere gösterdiği bu şefkat ve merhamet daha önce de vurguladığımız gibi, Allah’ın sonsuz rahmet sahibi sıfatının bir tecellisidir.  

Babalarına ait harabe bir duvarın sağlamlaştırılması hikayesinden çıkarılacak işari bir mana, yetim çocukların mallarını korumak için, güçlü tedbirler almanın önemli işaretleridir. Hz. Hızır (AS) Allah’a tevekkül göstermiş ve bu nedenle de, Allah katında belirlenmiş zamana kadar, zarar görmeyecek muhkem bir duvar inşa etmiştir,  

Bu gelecek nesillerin sağlam bir zemine kavuşuncaya kadar, onların korunup kollanması ve hazırlanacak zeminlerin sağlam bir zemin olarak tamamlanmasına işaret eder. Hikayedeki yolculukta, Hz. Musa ve Hızır (AS) yolculuk yaptıkları geminin dibini delmesi hususu ise, zalim ve gaspçıları vazgeçirmek için, fakir insanlara ait geminin gaspçılar ve eşkıyalar tarafından ellerinden alınmaması için, uyguladığı bir plandır. 

TERÖRE KARŞI YAPILACAK EN İYİ MÜCADELE, UZUN VADEDE YENİ NESİLLERİN RUH VE MANEVİ KÖKLERİNE, İSLAM VE KUR’AN İNANCINA UYGUN, YETİŞTİRİLMESİ İÇİN YAPILACAK YATIRIMLARDIR. 

MADDİ YATIRIMLARIN, KÖPRÜ VE TÜNELLERİN, HAVALİMANLARININ, BİZİ SEVİNDİRDİĞİ KADAR, DÜŞMANLARIMIZI KISKANDIRDIĞI BU DÖNEMDE, İNSANA YAPILACAK, GELECEK NESİLLERE HAZIRLANACAK ZEMİNLER DE O KADAR ÖNEMLİDİR.  

ALLAH DEVLETİMİZE, MİLLETİMİZE, ZEVAL, KEDER VERMESİN. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23