• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Zirveler zırvalarla yıkılmaz/1

06 Ekim 2021
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

İslâm yıkıcı değil yapıcıdır. İnkılap ve ıslahı birlikte yürütür. Çünkü İslâm; hem bir inkılap ve hem de bir ıslah hareketidir. İslâm iyiliklerin ve iyilerin dinidir. İslâm’da asla ve kat’a toplumda kötülüklere ve kötülere geçit verilmez.

İyiliklerin düşmanları, kötülüklerin savaşçılarıdır. İyiliklere kötülükle mukabele edenler, katil Kabil’in yolunda olanlardır. Habil’in takvası, Allah katındaki makbuliyeti ortaya çıktığı halde katil Kabil saldırıya geçti.

“Onlara Âdem’in iki oğlu hakkındaki haberi gerçek olarak oku. Hani her biri birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. -Kurbanı kabul edilmeyen-, ‘Seni öldüreceğim’ demişti. O da, ‘Allah sadece müttaki olanlardan kabul eder. Andolsun sen beni öldürmek için bana elini uzatsan da ben seni öldürmek için elimi uzatmam. Ben âlemlerin rabbinden korkarım. Ben dilerim ki sen benim günahımı da kendi günahını da yüklenesin ve cehennem halkından olasın. Zalimlerin cezası budur’ dedi. Nefsi kendisini kardeşini öldürmeye yöneltti ve nihayet onu öldürdü; böylece ziyana uğrayanlardan oldu. O anda Allah bir karga gönderdi. Karga ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeliyordu. ‘Yazık bana, şu karga kadar bile olmaktan, kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim!’ dedi; sonunda da pişmanlık duyanlardan oldu” (el-Mâide Sûresi/27-31)

İnsanların yüzüne iyilik kapılarını kapatanlar, katil Kabil kompleksine kapılanlardır. Toplumda bir iyilikleri olmayanlar, herkesin kendilerini gibi kötü olmasını isterler.

Toplumda zirveleri zırvalarla yıkmaya kalkışmak, haysiyet cellatlarının işidir. Haysiyet cellatlarının iyilere ve iyiliklere tahammülleri olmaz. Haysiyet cellatlarının durumu, bulutlara havlayan köpeklerin durumu gibidir. Ama bir gerçek var ki; “köpeklerin havlaması, bulutlara zarar vermez!” Zirvelerin zırvalarla yıkılacaklarına inanmak, köpeklerin havlamalarıyla bulutlara zarar verebileceklerine inanmak anlamına gelir.

Peygamberlerin ve evliyâullâh’ın örnek ahlâkı içindeki en mühim fazîletlerden biri; Allah’ın kullarından gördükleri ezâ ve cefâları, yine Allah için affedip, mâruz kaldıkları kötülüklere iyilikle mukâbele edebilmeleridir. Böylece Allah’ın kullarını, şefkat ve merhamet ile gönül saraylarına alıp, onların vîrâneye dönmüş gönüllerini ihyâ edebilmeleridir. Bu ahlâk, aynı zamanda güzel bir son nefes müjdesidir. Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Yine onlar, Rablerinin rızâsını dileyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve kötülüğü iyilikle bertarâf eden kimselerdir. İşte onlar var ya, dünyâ yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.” (er-Râ’d Sûresi/ 22)

Bütün zamanlarda ve mekânlarda Müslüman insanın kötülüklere ve kötülere karşı en büyük silahları, iyiliktir. İyilik, doğru zamanda doğru işler yapmaktır. Doğru yapanların mağlubiyetleri kolay değildir. Çünkü onlar yalnız değildir. “Doğruların gözle görülmeyen orduları vardır ve onlar tam zamanında yetişirler.”

İnsan, ihsâna mağluptur…Fakire, fukaraya yardım kollarını aç. Sevginle dünyaya mutluluk saç. Kalmasın kimse sevgiye muhtaç. Kötülüğe kötülükle mukâbele etmek, ham insanların davranış şeklidir. Her hâlükârda iyilik yapabilmek ise, kişinin iç âleminin ulaştığı ulvî seviyeyi gösterir. İnsanlara iyilik yapmanın da üç fazîlet derecesi vardır:

Birincisi, iyiliğe karşı iyiliktir. Yapılan bir iyiliğe en azından teşekkür etmek, insanın en tabiî vazîfesidir. Bundan daha değerlisi, iyiliğe daha büyük bir iyilikle karşılık vermektir.

İkincisi, karşılık beklemeden iyilik etmektir. Böyle davrananlar birinci basamaktakilerden daha üstün kimselerdir.

Üçüncüsü ve en değerlisi de kötülük edene iyilik etmektir. Zîrâ her hayrın fazîleti, onun zorluğu nisbetindedir. Kötülüğüne mâruz kalınan birinin iyiliğini isteyebilmek, son derece zor bir iştir. Bunun içindir ki; “İyiliğe iyilik, her kişinin; kötülüğe iyilik ise er kişinin kârıdır.” denilmiştir. “Kelâmı ehline söyle, işitir, âr eylemez. Dört kitabı tefsîr etsen, cahile kâr eylemez!”

İyi insanlarla iyi bir dünya kurmaya çalışanları durdurmaya kalkışmak, güneşi durdurmaya kalkışmak gibi bir şeydir. Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmeye kalkışanlar, zirveleri zırvalarla yıkmaya çalışanlardır. Rabbimiz uyarıyor: “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” (Saf Sûresi/8) 

Zirve olmak, kıvamında olmaktır. Emniyet zemininde, hukuk atmosferinde haddini ve hesabını bilerek bir yerlere varmaktır. Zemini emniyet, atmosferi hukuk, savunduğu hak olanların zirvede kalmaları haktır. Bunun hilafına zırvada bulunanların mağlubiyetleri muhakkaktır. Güneş balçıkla sıvanmaz. Güneşin o büyüklüğü ile sıvanması mümkün olmadığı gibi; bir gerçeğin de yalanla örtbas edilmesi, bir zirvenin de bir zırva ile yıkılması mümkün değildir. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ya hayy

Hocam Allah CC razı olsun. Allah'a şerik koşma belasına saplananlara da Rabbim hidayet ihsan etsin. Mümkün değilse kahhar ismi şerifi ile muamele etsin.

Ahmet

Hocaefendi iyide 'islamcılar' 'dinciler' münafık. İnsanların toplulukların kanını son damlasına kadar emiyor. Bize halkı Müslüman, huzur bolluk bereket adalet içinde yaşayan sadece 1 ülke söyle, sadece 1 tane
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23