• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Zalimden kaçan mazlumun zalimi olmak

26 Temmuz 2017
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

İnsanların zalim olmak için yarıştıkları bir dünyadayız. İslâm’ın amir olmadığı, fiilen hükmedemediği, hükmetmesine geçit verilmediği toplumlarda zulüm ve zalimlik hep teşvik edilir. Zulümden ve zalimlerden taraf olmak, bertaraf olmaktır.

Biz Müslümanlar, zulmün ve zalimliğin zerresinden dahi bizleri sakındıran bir dinin mensuplarıyız. Dinimiz İslâm, insanlığın son kurtuluş adasıdır. Zalimlerden kaçıp kendisine sığınan mazlumun ikinci zalimi olmaya çalışan Kabil’in yoldaşı, şeytanın akrabasıdır.

Zalimden kaçan mazlumun zalimi olmak, helaki hak etmiş olan beyinsizlerden olmaktır.

 “...Şimdi içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım!...” (Araf  Sûresi/155)

Müslümanların inanç lügatlerinde yerlerini almış bulunan “Muhacir” ve “Ensar” kavramları, kardeşliğin hayata yansıyan pratik tezahürleridir. Kardeşlik, düşmesin diye tutmaktır. Kardeşlik, bırakmayacağını bilerek dayanmaktır. Kardeşlik, mevcut imkânları paylaşmaktır. Kardeşlik, Müslümanların dertlerine duyarlı olup derman olmaktır. 

Kardeşlik; tevhid zemininde Müslümanların sevinçlerini ve acılarını paylaşmada devamlılık göstermektir. Hayatta temkinli olmanın çaresi, acıları diri tutmaktır. Acıları diri tutmak, zalimler karşısındaki direnişi kesintiye uğratmamaktır. Kardeşlik; Ensar olup Muhacirlere yardım etmekle sevinmektir, gönül darlığından kurtulmaktır. Kardeşlik; ne kalleşliktir ve ne de kârdaşlıktır.

“Medineli Ensar kira fiyatlarını % 300 artırsaydı!..
Ensar ev sahipleri, muhacirlerin kızlarını kiraya saysa idi!... Ensardaki esnaf, muhacirleri 3 kuruşa çalıştırıp köpek muamelesi yapsaydı!... Sonra Medine halkı çıkıp “Yeter ulan bıktık bu Mekkelilerden, her yer Mekkeli” diye isyan etseydi!... Vallahi Allah Medine’yi yerin dibine sokar!..

Suriyeliler fırsatçı işverenlerin ucuz işçisi oldu!...
Fırsatçı ev sahiplerinin kölesi oldu!...

Kömürlüğünü boyayanımız 500 liralık,
ışıksız, akrep dolu bodrum kata 900 lira kira aldık!...

Çocukları bizim çocuklarımıza okula giderken selpak sattı, dilendi!...

Kocasız kalmış anneleri de su sattı!...

Kira parasını denkleştiremediğinde, o böcekli, rutubetli pis bekâr odalarının gecesi elli liralık parasını çıkarmak için, otel sahibinin salyalarına maruz kaldı!...
Bizim ikinci el, kokuşmuş kıyafetlerimizi giyip, ısındı, örtündü!...

O ırkçı beyinciklerimizin zihin konforlarını bozdular evet!...

Halbuki direnselerdi o ağır bombalara!..
O kimyasal silaha karşı evlerindeki çatal, bıçak; çamaşır suyu ile düşmana!...

Buraya gelemeyenleri Akdeniz sularındaki onbinlerce cesetten biri oldu!

Hepsi birer istatistik oldu!

Televizyonda görünce ah vah ettiğimiz, yalandan üzüldüğümüz iki dakikalık savaş ölüsü haberi oldu!...

Peygamber de yetimdi! Ama olsun o peygamberdi!...
Peygamber de hicret etmişti!

Ama o peygamberdi!...

E bu peygamber kimin peygamberiydi?

HAKLISINIZ

Ne gelselerdi, ne de sizin hasta ruhlarınızın hedefi olsalardı!...

Temiz temiz ölselerdi dimi!

Ahrette yakanıza yapıştığında ölü bir çocuk; “Allah’ım ama zihin konforumuz bozuldu, hem biz doyamıyorduk, bi de onlar çıktı” diyeceksin öyle mi?
Allah çarpar seni!

Onlar geldiğinden beri enflasyon hiç yükselmedi!...
Üstelik biz onlara, cümle mazluma kol kanat olduk diye, belki Rabbim bize 15 Temmuz’da rahmet verdi!
Suriye’de gri dumanlar yükselen, yıkılmış okul, cami, hastane ve evlerin enkazları arasından, can korkusuyla geçerken, daha iyi anlarsınız. Allah’ın bize bu rahmetinin büyük bir sebebinin de onlar olduğunu!...

Sınırı geçince toprağı öpen dede!...

Tek odalı evinin duvarında ümmetin Kelime-i Tevhid bayrağını asan aile!...

Savaşta ağır yaralanan kızını parasız ameliyat edebilmiş baba!...

Yaşlı anasına tutunmuş down sendromlu Suriye’li genç!...

Yetimlerini bayramda baştan sona giydirdiğimiz ana!..

Hepsi ellerini kaldırıp minnetle dua ediyor bizler için Allah’a!...

Ama siz ne anlarsınız?

Çünkü siz hep HAKLISINIZ!...

Vicdanınızı mı alırdınız, aklınızı mı bilmiyorum!... Ama kendinizi de aldırın isterdim, aldırın da gerçek insanlara yer açılsın!...”

Müslümanların hayatları adanmışsa İslâm’dan başka aşka. Paylaşılacak bir şey olmaz acıdan başka!

İslâm coğrafyası istilâ edilmiş bu cihadsız kalmışın utancı. Allah yolunda Allah için birbirlerine sahip çıkan Müslümanlar var oldukça zalimde artar sancı.

Kendilerine sığınan mazlumların ikinci zalimleri olmaya kalkışan Müslümanlar, İslâm’a bütünüyle teslim olmayanlardır. İslâm hayatın her kademesi ve karesi için hüküm vazetmiş olan bir dindir. Amasız, fakatsız bu dine teslim ol da zulmü ve zalimleri sindir!

Nemrud’un ülkesinde safını belli eder su taşıyan karınca. İbrahim’i yakmaya çalışan Nemrud’a karşı sessiz kalan hesabını verir Allah’ın huzuruna varınca!

Tükenir zalimin tükenmez denilen yaşları, aşları; mazlumun, yetimin, muhacirin okşanırsa başları. Yüreklerde son bulur şeytanın savaşları! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23