• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Suriyeli Müslümanların kurtuluş savaşı

21 Aralık 2016
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

İslâm topraklarını işgal ve istilâ etmeye çalışan İslâm düşmanlarının en önemli servetleri, Müslümanları birbirlerinden bağımsız kılmaları, birbirlerine karşı duyarsız hale getirmiş olmalarıdır.

İslâm’da “ümmet-i vahide” aslidir. Müslümanların bölünmeleri, parçalanmaları ise arızidir. Günümüzde Müslümanların birbirlerinden habersiz yaşamaları, Allah ve Peygamber düşmanları karşısında birbirlerini sahipsiz bırakmaları, arızalı bir din anlayışına sahip olmalarındandır. Dinini din düşmanlarından öğrenmiş olanlardan başkası parçalanmış, bölünmüş, sınıflı ve sınırlı coğrafi hudutlara hapsedilmiş Müslümanların haline razı olmaz. Allah’ın dinini din düşmanlarından öğrenmemiş olanlar, müstevli harbi ve mürtedler tarafından İslâm coğrafyasının herhangi bir bölümünün, İslâm ümmetinin herhangi bir parçasının pay edilmesine, talan edilmesine asla ve kat’a onay vermezler.

İslâm topraklarında ABD’nin petrole ve enerji kaynaklarına el koyma ihtirası, İngiltere’nin “güneş batmayan imparatorluğuna yeniden kavuşma” hayali ve Siyonist İsrail’in siyasi emelleri, yeni bir dünya savaşının başlamasına vesile olmuştur. Başımızı kuma gömmenin bir anlamı yoktur. Suriyeli Müslümanlar, İslâm ümmetinin birer parçasıdırlar. Şu anda kendi ülkelerindeki Firavunî düzene, bu düzenin başındaki Beşşar Esed denilen Firavun’a ve çetesine karşı kurtuluş mücadelesi veriyorlar. Kendilerini İslâm ümmetinden sayan Müslümanların Suriyeli Müslümanlara maddi ve manevi olarak yardım etmeleri farzdır. 

Suriyeli Müslümanların kurtuluş savaşlarını istismar edenler iflah olmazlar. Bir coğrafyada savaş zenginler için fırsat, generaller için onur, fırkacılar için ganimet, cihadı cinayete dönüştürenler için imkân, fakir ve fukara olan yoksullar için ölüm olmuşsa, o coğrafyada firavunlar saltanat sürüyorlar demektir.

Suriye bir İslâm toprağıdır. Suriye’de Amerika’nın, Rusya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin hükümleri değil, bir tek İslâm hâkim olacaktır. Kur’ân hükümet olacaktır. Allah’ın şeriatı payidar olacaktır. Müslümanların cihadı bunun için değilse batıl yoldadırlar. Suriyeli Müslümanlara yardım edenler de bunun için yardım edeceklerdir. Bunun gayrısı için cihad etmek, yardımda bulunmak doğrudan doğruya cehenneme atılmaktır. Suriye’de Müslümanların Küresel Firavunları yani Amerika’yı, Rusya’yı ve onların avanelerini bırakıp Sünni-Şii çatışmasına girmeleri, Türk-Kürt, Arap-Kürt diye kavgaya tutuşmaları, Firavunlara sermaye kazandırmaktan ve sermaye olmaktan başka bir şeye yaramaz. Yol yakın iken küresel ve bölgesel Firavunlar karşısında “Birleşik İslâm Cephesi”ni oluşturmak, bu cephede fiilen yer almak genelde insanlık âlemi, özelde ise İslâm âlemi için büyük bir kazanım olacaktır.

Küresel ve bölgesel firavunlara karşı kurtuluş savaşı veren Suriyeli Müslümanların cihadına katılmama ve cihada katılanlara mani olma günahını boyunlarında taşıyanların Cihad Kadılığı’na soyunmalarının ne abidlikle ve ne de âlimlikle yakından veya uzaktan bir alakası yoktur. Olsa olsa boşboğazlıktır. Kapitalizme abdest aldıran mollalardan, hocalardan, profesörlerden bu ümmete hayır gelmez. Hayırlı ümmetin hayırlı mollaları, hocaları kapitalizm, sosyalizm ayrımı yapmaksızın bütün küfür cephesiyle hesaplaşan meydan mollası, meydan uleması ve hocasıdır. Karanlık odalarda konuştuklarımızı şimdi damlarda haykırma zamanıdır. İslâm’da ferdi mülkiyeti inkâr eden İslâm’ın değil, sosyalist ideolojinin kahramanıdır!

Modern barbarlar tarafından sürekli tekrar edilen Demokrasi, insan hakları, küreselleşme ve evrensel hukuk gibi kavramlar, modern hurafelerdir. “Dinimiz İslâm, ismimiz Müslüman” diyenler tarafından bu hurafelere itibar ve iltifat edilmez.

Müslüman Müslüman’a sahip çıktığı kadar Allah Müslüman’a sahip çıkar. Firavunların pençesi altında inleyen Müslüman kardeşlerini yalnız bırakanlara Allah sahip çıkmaz.

İslâm coğrafyasının sakinleri olarakCihad şuurundan, Ümmet duruşundan ve kardeşlik hukukundan uzak kaldığımız günden bu yana küresel ve bölgesel firavunlara yenik düştük.

Suriye’de bedenler yorgun, toprak solgun, annelerin, çocukların, ihtiyarların feryadları arşa yükseliyor, geçmiyor kanlı akşam. Firavunların elinde kan ağlıyor Şam!

Müslümanların vurdumduymazlıkları, nemelazımcılıkları, ayrılıkları gölgeleri ağlatır. Hayat kitabımız Kur’ân her seferinde kardeş olduğumuzu bize hatırlatır.

“Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: ‘Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla’ diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan mustazafin/zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?” (Nisa Sûresi/ 75)

Önümüzde duruyor İslâm coğrafyasında varil bombalarıyla öldürülen Müslümanların hâli. Bu manzara karşısında sessiz ve tepkisiz kalırsak boynumuzda kalır bu hâlin vebali!

İslâm coğrafyasını istilâya gelen küresel Firavunlar tarihe baksınlar: Hayatımıza katmışız Kur’ân’dan gelen sedayı. Derdimizin dermanı saymışız Kıyam denilen sevdayı!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23