• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Sönük kalmış ocaklarımız canlansın

07 Temmuz 2021
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Dinimiz İslâm imha etmeye değil, ihya etmeye geldi. İslâm ile ihya olunmayanlar, batıl ile imha olunmaya mahkûmdurlar. Tanzimat fermanının ilanından bu yana ulema divanı uyutuldu, düşman karşısındaki cephede siperler boşaltılarak cihad ocağı unutuldu, evsizliği dayatan modernizm karşısında evliliği esas alan aile ocağı kurutuldu. İnsanı cennetten çıkartan cinni iblis’e sevdalanan insi iblis de insanı dünyadan çıkarmaya çalışıyor. İblisin iradesine ve idaresine bağlı ve bağımlı rejimler de insanları aile ocağından, anne-baba kucağından mahrum bırakmaya çalışıyorlar.    

İblis’in gururu, içimizdeki gâvur mağruru. Ok gibi, top gibi lafı kupkuru. Gelecek nesillere miras bırakıyor binlerce karanlık çukuru. Osmanlı’yı yıktılar, İsrail’i kurdular. Hilafet-i Şer’iyyenin yokluğunda kudurdular. Her nerede hayırlı bir iş varsa müdahale edip durdurdular. Emirlerine amade kıldıkları Bel’amlar vasıtasıyla Allah’ın dinine alternatif batıl bir din uydurdular. İşte “Türk’ün Yeni Âmentüsü” diye yutturdular.

“İnsanlardan öylesi de vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. Bir de kalbindekine (Sözünün özüne uyduğuna) Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o, düşmanlıkta en amansız olandır.

O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmağa, ekin ve nesli yok etmeğe çalışır. Allah ise bozgunculuğu sevmez.

Ona “Allah’tan kork” denildiği zaman, gururu onu daha da günaha sürükler. Artık böylesinin hakkından cehennem gelir. O ne kötü yataktır!” (Bakara Sûresi/ 204-206)

Ekini ve nesli ifsad edenler iktidar ve muktedir olunca her tarafımızı sardı bir yokluk. Hayatımızın çıkmaz çukuru oldu hiçbir şey dolduramıyor İslâm’ın yokluğunda meydana gelen boşluk. İslâmi idarenin yokluğunda hayat soğuktan keskin, geceden koyu. İslâm hayata hâkim olmazsa karanlıkta bocalayıp duracağız ömür boyu!..

Ekini ve nesli ifsad edenler, beşeriyet âleminin düşmanlarıdır. Beşeriyet âleminin yabanileri, hayırlı işlerin muzır mânileridir. İsrail’e sevgi ve sempati ile bakanlar, Firavun’un çocukları. Onlar Muhammed Mustafa (sav)’i hedef alan Ebu Cehil’in bu çağdaki okçuları. Bunlara karşı sessiz ve tepkisiz kalmak kurtuluş çaresi olmadığı gibi, sümen altında su yürütmek de çare değildir.

“Sessizce düşünsek, duyacaklar bir gün, 

Olmazları, olur sayacaklar bir gün, 

Bu gidişle bunlar elinden gelse, 

Rüyalara sansür koyacaklar bir gün.”

Sesimizi değil, sözümüzü yükseltmeliyiz. Kâzibleri değil sadıkları öne geçirmeliyiz. Sönük kalmış ocaklarımızı yeniden durdurulmuş medeniyetimizi harekete geçirerek canlandırmalıyız. Medeniyet mirasımızın eserleri ilham vermiş herkese, kervansaray, külliye, cami, köprü, medrese. Bunların da ötesinde cehalet mahkûm, ilim yüklenmiş her nefese. Vahye ittiba etmek varken itibar edilmez hevâ ve hevese!

Hilafeti ilga edenler, mazlumun alın teri helal lokmayı böldüler; haramla yaşadılar, haramla öldüler. Ümmetin sırtından geçinip hep sefa sürdüler. Şeytanın bile aklına gelmeyecek tuzakları Müslümanların başlarına ördüler. 

Müslümanları mankurtlaştırmak için ipotek koydular Müslümanın yaşına, kanun kayalarıyla vurdular başına. İslâm’a rağmen, Avrupa kanunlarından medet ummak boşuna. İslâm hayata hâkim olduğunda Avrupa’dan getirilen kanunların hepsi döner çakıl taşına!

Müslümanların İslâm ile idare olunma hakları ellerinden alındığı günden bu yana insanlık yanıyor, ateş bacada. Fitneler kaynıyor, bin bir locada. Umut kuyrukları, ‘cinci’ hocada!

Hilafetin ilgasından bu yana halkı Müslüman veya halkından Müslüman olan ülkeler olarak hep Avrupa’dan emir aldık. Üreticiler değil, hep tüketiciler sınıfında kaldık. Gâvurun üreticiliğine razı olup tüketicilikte karar kılanlar, kölelikten kurtulamazlar.

Hilafetin ilgasından bu yana sağımızı, solumuzu, önümüzü arkamızı kuşattı cehalet. Her gün savaş, her gün hasret ve ihanet. İslâm’ın yokluğunda kurulan bütün sistemler katillere vekâlet. Hepsi de cinayetleri ve canileri koruyacağına kefalet!

İslâm’a dönüş yapmaktan başka çare yok. Asrımızda halifesiz kalmış esir Müslümanların sayısı sayılmayacak kadar çok. İslâm ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde tartışmasız hayata hâkim olsun dünya selam sellerine dönsün köpürsün. Nedamet naraları, tevbe seansları azap kirlerini silsin süpürsün… Hilafete dönüş fıtridir. Hilafeti unutmak ve unutturmak mümkün değildir.

Hilafet unutulmaz ki ona hamiledir kâinat. 

Hilafet gelince Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat. 

Hilafetin hüküm sürdüğü devirde insanlar sabahleyin bir masumun öldürüldüğünü duyarlardı ama akşam vakti gelince katilin darağacında sallandığına şahid oluyorlardı. Halifeli günlerde akıl, din, can, nesil ve mal emniyetleri vardı. Kötülük peşinde koşanlara hayat dardı. Bu nedenle diyoruz ki; her gün bir kanun bozup, bir kanun yapmaya gerek yok. Hukukta şeriate, idarede hilafete dönün sönük kalmış ocaklarımız canlansın. Yoksul kalmış ülkemiz yeniden şahlansın! 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Erkmen

Ver hocam sen kafiyeyi, anlasın müslüman hakikati, yazınca bu güzel yazıyı anlar herkes doğruyu, hocam şeytana ters giydirir pabucunu….

Hasan taşkıran

Sabah sabah ruhumu açan bir yazı okudum. Akıcı mı akıcı, yakıcı mı yakıcı. Gerçekten çok umutlandım. Doğru adresi önümüze koyup işaret ettiğiniz için müteşekkiriz. Rabbim sayılarınızı artırsın, kalemize güç ce kuvvet versin.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23