• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Müslümanlardaki şuur yetmezliği/1

31 Ağustos 2022
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

 

Dinimiz, imanımız bize şuur kazandırır. Müslüman bir insanın şuursuz kalması, İslâm’sız kalması kadar büyük bir tehlikedir. Müslüman insanın “Ben sıradan bir insan değilim. Ben mü’minim; Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali (Allah hepsinden razı olsun) ile aynı cennete girmek istiyorum” demesi ve günü kurtarmak yerine geleceği kuşatmaya çalışması, İslâmi şuura sahip olmasındandır. 

Müslüman bir insan için şuur; âdetlere göre değil âyetlere yaşamak, âyetleri Rasûlüllah (sav)’in örnek ve önderliğinde anlama işidir. Bil ki şuur; bilinç, bilmek, hissetmek, duymak, duyarlı olmak kabiliyeti, görmek ve farkına varmak gücü, anlama, kavrama ve tanıma gücü, anlayış, idrak, incelikleri bilmek ve kavramak ve kendi varlığından haberdar olmak demektir. Şuur, Arapça bir kelime olup “Ş-A-R” kökünden gelir. Görünen ve bilinen mânâsınadır. İnsanın ve hayvanın bedenindeki kıllara “şa’r” denilir, çoğulu “eş’ar”dır. 

İnce duygu, anlayış ve bilgi sahibi olduklarından dolayı, insanlardan bazılarına şair denilmiştir. Şair“şuur sahibi” mânâsınadır. Bundan dolayı şiire “ince duygu ve ilim” adı verilir. Daha sonra vezinli ifadeler için isim olmuştur. (bk. Rağıb, Ş-A-R maddesi)

Kur’an-ı Kerim’de akıl gibi, şuur kelimesi kullanılmamıştır. Bunun yerine bu kökten gelen fiiller kullanılmıştır. Çünkü akıl, iki şeyi bağlamak anlamına gelir. İki şey arasında sentez yapmak bir eylem olduğu için, fiil kipinin kullanılmasını gerektirir. Kur’ân’ın zaman ve mekân üstü bir kitap oluşundan yola çıkarak, indiği ortam ve nüzul sırası gibi bilgilerin dikkate alınmaması Müslümanları şuur yetmezliğine itmiştir.   

Şuur: Bir şeyin farkında olma hâlidir. Şuur: Aklın ziyası, kalbin nurudur. Şuur: Kâinatı aydınlatan yüce Allah’ın Nur isminin bir yansımasıdır. Şuur: Allah’ın nuru ile bakıp gören ferasetin gözbebeğidir. Hadis-i şerifte yer alan “Müminin firasetinden çekinin, çünkü o Allah’ın nuru ile bakar.” (Tirmizi, tefsiru sureti 15,6) ifadesi, imandan gelen bir şuurun, bir ferasetin ne denli şeffaf olduğuna işaret etmektedir. İslâm ümmetinin şuurlu Müslümana olan ihtiyacı, tartışma kabul etmez. 

İslâmi şuur; dininin maksadlarını idrak etme ve dini Allah’ın muradına göre yaşama hassasiyetidir. Din adına okuduklarınız, din adına dinledikleriniz; sizi dini ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde hayata amir kılmaya sevk etmiyorsa, sizi dünya Müslümanlarından haberdar etmiyorsa, bilin ki siz şuursuz sürülerdensiniz. “Şuurlu Müslüman” kavramı, bugün için çok daha geçerli ve hatta kullanılmasında zaruret olan bir mefhumdur. Zira İslam’ın asliyetinden uzaklaşmanın yoğun olarak yaşandığı ve neyin İslamî ve neyin İslam dışı olduğunun tayininde sıkıntı yaşandığı günümüzde, bunu mesele yapmak; gerçekten ciddi bir şuur meselesi haline gelmiş bulunmaktadır. Öyleyse “şuur” Müslümanın olmazsa olmazıdır. Evet, Müslüman pek çok şeyin farkında olacaktır. Allah’ın dini; yeri göğü, ölümü ve hayatı açıklar, ama bizim yaşadığımız din karı koca, gelin kaynana arasındaki ihtilafı bile çözmüyor. Sosyal medya müftülerinin ağına takılmış Müslümanlar bir şuur yetmezliği yaşıyorlar. Günümüzde masa başında, rahle yanında devlet kurup devlet yıkan Müslümanların şuurları; bayramlaşmaya, taziyede bulunmaya, hasta ziyaretine, düğün, sünnet cemiyetine iştirak etmeye yetmiyor. Şuurları bu güzel hasletlere bile yetmeyenlerle bugünü ihya edemezsiniz, yarınlara da adım atamazsınız. Bugünü ihya etmek istiyorsanız, yarınlara emin adımlarla yürümek istiyorsanız; maşrıkta Müslüman bir kadını kaçırıp esir edinmek üzere kalelerine götürenlerin elinden Müslüman kadını kurtarmakla kendini sorumlu kabul eden ve bunun için harekete geçen mağrıptaki Müslümanın şuurunu kuşanmalısınız.

İslâm ümmetinin halinden, dünyanın gidişatından kendinizi sorumlu kabul etmiyorsanız, ümmetin kurtuluşu için fiili görev almıyorsanız, yapabileceklerinizi yapmıyorsanız, siz de şuur yetmezliği var demektir. İslâmi hareket, şuurlu Müslümanların birlikteliğidir. Şuursuzluk şurâsızlığa, şurâsızlıkta şeriatsızlığa götürür.

Hilafetsizliğin ve halifesizliğin sonucunu yaşayan günümüz Müslümanı her şeyden önce mazi, hal ve istikbal bağlarını büyük oranda koparmıştır. Bu inkıta, zamanla neye nasıl bakması gerektiğini, yerine getirdiği hangi vazifeyi ne amaçla yaptığını bilmeme sonucuna müncer olmuştur. Babadan oğula intikal eden bu durum, örf ve adet haline gelen bir din yaşantısı olarak kendini göstermektedir. Oysa bu din, ilk emri “oku” diye başlayan ve Müslümanları şuurlu olmaya davet eden bir dindir. Zira Müslümana, mensup olduğu davayı bihakkın benimsetecek olan şey “şuur”dur. Bu şuurun kesbedilebilmesi İslâm’ın bilinçle yaşanmasına, amellerin aşılaması gereken maneviyatın kalben hissedilebilmesine bağlıdır. Şeâirullah’tan şuura geçiş yapmadıkça Allah’ın dinine hizmet etmek mümkün değildir. Dine hizmetten geri kalanlar, şuur yetmezliğini yaşayanlardır. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okır

Sayın hocam bizde arkadaşnarnan şuurlandık elhamdulillah sizin yazınıznan

turgay koç

türkiyedeki müslümanlık atalar müslümanlığıdır adam eli yıldır namazkılıyor okuduğu fatihanın anlamını bilmiyor böyle müslüman olurmu sabahtan akşama arap harflerle kuran okuyor busayfada allah ne söylüyor diyorum anlamını bilmiyorum diyor allah kitap göndermiş okuyun anlayın yaşayı diye türkiyedekilerise habire ölüye okuyorlar
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23