• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Musibetler Allah’ın elçileridir

20 Mayıs 2020
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Musibetler, bu dünyada bizim yapıp ettiklerimizi bize hatırlatmak üzere gelmiş olan Allah’ın elçileridir. Onlar bizim yapıp ettiklerimiz hususunda adeta bizim ile konuşurlar. Onların ne konuştuklarını ibretler dilinden anlayanlar bilir. Musibetler karşısında vurdumduymazlığa başvurmak, musibetlerle alay edip ciddiye almamak, Allah’ın Peygamberleriyle alay etmek gibidir. Rabbimiz uyarıyor:

“Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar.

Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?” (Yasin Sûresi/ 30-31)

Bütün musibetler Allah’ın birer izinli elçileri oldukları gibi, asrımızda ve bu günümüzde ortaya çıkmış olan bulaşıcı küresel Koronavirüs de Allah’ın elçilerinden bir elçidir. Birçok ibret dersleriyle bize gelmiştir. Bu musibeti ciddiye almayanlar, bununla alay edenler, karada ve denizde fesadın yayılmasına sebep olanlardır. Bu musibeti ciddiye almak, bu salgın hastalığa karşı tedbir almak, dinimizin amir emirlerindendir.

Asrımızda İslâm dünyasında ya da diğer bölgelerde etkili olan birçok salgın hastalık ortaya çıkmıştır. Bunların yayılmasını engellemek için uygulanan en önemli yöntemlerden biri karantinadır. Günümüzde de koruyucu bir önlem olarak uygulanmaktadır. Hz. Peygamber’in bir yerde veba salgınının çıkması halinde oraya girilmemesini, oradakilerin de oradan ayrılmamalarını tavsiye ettiği bilinmektedir (Sahih-i Buhârî, “Tıb”, 30). Hikmet deryası Rasul-i Ekrem (s.a.v), sağlıklı insanın Allah Teâlâ’nın takdiriyle kendisini koruması için, hastalığa sebep olan şeylerden kaçınmasını emrettiği gibi; bulaşıcı hastalığa yakalanan hastanın da yine Allah Teâlâ’nın takdiriyle başkalarına hastalığı bulaştırıp onları da hasta etmemesi için, sağlıklı insanlarla birlikte olmasını yasaklamaktadır. Bu mana, Buharî’nin Sahih’inde (Tıb 54 Fethul Barî: 10/243 Hadis No: 5774) ve Müslim’in Sahihinde (Selâm Bab 33 Şerhu’n Nevevî: 14/215 Hadis No: 2221) Ebu Hureyre (r.a)’den rivayet ettiği şu hadise tam olarak uygunluk arz etmektedir: Allah Rasûlü (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Hastalıklı olan, sakın sağlıklı olanla beraber olmasın.” Hadisin lafzı Buhari’ye aittir. Bu hadiste Rasûlüllah (s.a.v), hastalıklı develerin sahibine, bu develeri sağlıklı develerin yanına koymayı yasaklamaktadır. Bunun sebebi, Allahû Teâlâ’nın takdiriyle meydana gelecek olan bulaşma olayıdır. Dolayısıyla İslâm, maddî varlıklarda bulaşma olayını kabul etmektedir. Hatta manevî konularda bile bulaşma olayı kabul edilmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar ki: “Kişi, arkadaşının dini üzerinedir. Sizden biriniz, kiminle arkadaşlık yaptığına iyi baksın.” Bu hadisi Ebu Davud (4/259) ve Tirmizî (9/223 Zühd 45); Ebu Hureyre’den rivayet etmişlerdir. Yine Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Sadece mü’minle arkadaşlık yap. Yemeğini de sadece takva sahipleri yesin.” Bu hadisi Ahmed (3/38), Ebu Davud (4/259 Edeb 16), Tirinizî (9/242 Zühd 56), İbn Hıbban (1/383) ve Hakim (4/128); Ebu Said el-Hudrî’den rivayet etmişlerdir.

Sahâbe neslinden Hz. Ukbe bir defasında da, “Kurtuluş nerdedir/kurtuluşu yolu nedir, yâ Resûlallah?” diye sordu. Peygamber Efendimiz (sav), “Diline sahip ol. Evin sana geniş gelsin/dar gelmesin [sırrını yayma]. (Başkasının hatasına bakacağına) kendi hatalarına ağla!” buyurdu. (Sünen-i Tirmizî, Zühd: 60)

Musibetler esnasında içinde Allah’a tevekkülü barındırmayan tedbirler, imansızlığa açılan şer kapılarıdır. Musibetler karşısında vurdumduymazlık duvarını aşmayanlar, Allah’a karşı savaşmak için yaşayanlardır.

Günümüzde ortaya çıkan Koronavirüs musibeti, mazlumların cihan çapında tutan ahıdır. Ehl-i irfan isabetle “Nasihat tutmayanı musibet tutar” demiştir. Koronavirüs; “Benim bedenim, benim hayatım, benim kararım” diyen haz ve hız odaklı yaşayan, her haram ilişkiyi deneyen özgürlükçülere, “hiçbir şey senin değil” diyen bir Allah elçisidir. Ama bu virüs Allah’tan büyük değildir. Bu virüs Allah’ın mahlûkudur. Dolayısıyla virüs öldürmez, Allah öldürür. Virüs bir sebep, bir vesiledir.

Allah’ın elçileri olan musibetler, birer ihtar-ı İlâhî ve ikaz-ı Rabbanidirler. Zalimlerin tasallutu ve belâlar bazen sınırlı şekilde şahısları; bazen toplumları, hatta ülkeleri hedef alırlar. Ğayretullaha dokunan günah ve büyüklüğüne göre zulümler, belâ ve musibetlerin şiddeti ve süresi değişir. Musibet ve felâketlere maruz kalan kişi veya toplumlar bu ikazlarla verilmek istenen mesajları doğru okuyup, tövbe ve istiğfarlarda bulunurlarsa belâ ve musibetler son bulurlar. İşlemekte oldukları günah ve hatalarından nedamet etmeyip ısrar ederlerse musibetlerin sonu gelmez. Her günahımız yen bir musibetin davetçisidir. Ebû Hüreyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (sav) şöyle buyurmuştur: “Mümin erkek ve kadının Allah’a günahsız olarak, tertemiz kavuşuncaya kadar, canında, çoluk çocuğunda ve malında sıkıntı eksik olmaz.” (Sünen- Tirmizî, Zühd, 56) 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Nuri

Hocam yazılarınızdan çok istifade ettim çok şey öğrendim Allah sizden razı olsun amin

Hanefi NAZLI

Güzel tesbitler size sağlık sihat diliyorum.Omrunuz bereketli kaleminiz yazmaya devam etsin inşAllah.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23