• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

İsrail, Amerika’nın savaş baltasıdır

08 Mart 2017
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

İsrail, İslâm ümmetinin, İslâm coğrafyasının bir parçası olan Filistin’i işgal ve istilâ etmiş olan bir terör örgütüdür. Bu terör örgütü aynı zamanda küresel firavun Amerika’nın da terör karakoludur. Amerika ile İsrail arasındaki bu dostluk, İsrail’in Haçlıların varisi olması ve fiilen Haçlıların misyonunu devam ettirmesindendir. Bundan ötürüdür ki; Amerika’da ister Cumhuriyetçi ister Demokrat olsun, her ABD Başkanı, İsrail’e “sadakati” olmazsa olmazları arasına koyup, mütemadiyen İsrail’e “bağlılık yeminleri” etmekten geri durmuyor.

İsrail cuntası, İslâm topraklarında işgalci ve talancı olarak var olduğu müddetçe şeytan Amerika kan akıtmaya ve katliam yapmaya devam edecektir. Şunu bilelim ki; Müslümanlar Kudüs’e girerken tek bir cenaze Kudüs’ten çıkmadı. Ama Haçlılar Kudüs’ü işgal ettikleri zaman tek bir Müslüman’ı sağ bırakmadılar. Amerika ile İsrail aynı yoldadırlar. İsrail, Amerika’nın savaş baltasıdır. İslâm ümmeti bu baltayı Amerika’nın elinden almadıkça kandan ve katliamdan, terörden ve terörist örgütlerden kurtulamaz. Rabbimiz haber veriyor: “(Kraliçe Belkıs) şöyle dedi: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.” (Neml Sûresi/ 33) Memleketleri harabeye dönüştürmek, izzetli insanları zelil hale getirmek, Amerikan siyasetinin asli hedeflerindendir. Amerika’nın İsrail’i bir savaş baltası olarak kullanması bundandır.

Amerika’daki İsrail Lobisi, Amerikan siyasetine vaziyet eder duruma gelmiştir. Amerika’nın Orta Doğu politikasının merkezinde İsrail’le olan ilişkisi yer almaktadır. Amerika’nın kendi güvenliğini dahi tehlikeye atan böylesi bir ilişki biçiminin Amerikan siyasal tarihinde eşi benzeri yoktur. Amerika’nın Ortadoğu’da gerçekleştirmiş olduğu talanlar, katliamlar, işgal ve istilâlar, birinci derecede ABD iç politikasından, özellikle de İsrail Lobisi’nin yürüttüğü faaliyetlerden kaynaklanıyor. Öyle ki, Amerika bu lobiyi razı edebilmek adına İsrail’e İkinci Dünya Savaşı’ndan 2003 yılına kadar toplamda 140 milyar dolar doğrudan yardım sağlamıştır. Yıllık asgari 3 milyar doları bulan bu yardımlar yaklaşık olarak ABD dış yardım bütçesinin beşte birini oluşturur. Bunun da ötesinde, tüm diğer müttefiklerinden farklı olarak, kendisine ayrılan kaynağın yaklaşık olarak % 25’ini kendi savunma sanayisini desteklemek için kullanabilen İsrail, ABD’den aldığı yardımı nasıl kullanacağına dair hesap vermek zorunda olmayan tek ülke olarak öne çıkar. Washington’un Siyonist terörist İsrail örgütüne yönelik ayrıcalıklı tavrı maddi yardım ile kalmaz. ABD, İsrail’e NATO müttefiklerine vermeyi reddettiği istihbaratlara erişim imkânı da verir. Yine ABD’nin göz yummasıyla İsrail nükleer silahlara sahip olmuştur.

Washington’un sağladığı ayrıcalıklı ilişki biçiminden güç alarak uluslararası kuralları ihlalden çekinmeyen İsrail için Washington yoğun bir diplomatik destek de sunar. ABD, 1982’den bu yana Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne ait otuz iki kararı sırf İsrail’i eleştirmesi sebebiyle veto etmiştir. Bu, diğer tüm Güvenlik Konseyi üyelerinin kullandığı vetoların toplam sayısından daha fazla bir sayıya tekabül eder. Hatta ve hatta Irak işgaliyle başlayan, Bush yönetiminin Orta Doğu’yu dönüştürme ihtirasının kısmen de olsa İsrail’in stratejik pozisyonunu iyileştirmek adına olduğunu ileri sürmek, mübalağa sayılmaz.  

İsrail terör örgütü, Amerika’nın ordusu hükmündedir. Amerika İsrail adına, İsrail de Amerika adına cinayet işlemektedir. ABD’nin İsrail’e yönelik ayrıcalıklı tutumunun gerekçesi olarak gösterilen konuları ele alan yazarlar, bunların ilkinin “stratejik gerekçe” olduğunu ifade ediyorlar. İkinci Dünya Savaşı’nın hemen akabinde, Soğuk Savaş’ın başlangıcında kurulan Siyonist İsrail rejiminin o dönemde Amerika’ya faydalı hizmetler sunduğunu, bu cümleden olmak üzere, Mısır ve Suriye gibi Sovyet destekli ülkelere utanç verici mağlubiyetler yaşattığını, yine Sovyetler hakkında çok değerli istihbaratlar sağladığını zikre değer buluyorlar. Amerika, İsrail’in bu dönemdeki stratejik değerine binaen hiç de ucuz olmayan bu ilişkiyi sürdürmüştür. Bundan ötürüdür ki; İslâm topraklarında hâlihazırdaki Siyonist İsrail Cuntası’nın bir terör örgütü olarak tanıtılması, bilinmesi ve belletilmesi, Amerika’yı derinden kaygılandırıyor. Çünkü ikisi de kan ve katliam ortağıdır.

İslâm topraklarını işgal ve istilâ etmeye çalışan bu iki kan ve katliam ortağını Birleşmiş Milletler sözüm ona Birleşmiş Leşler Teşkilatı sahipleniyor. Yüksek sesle diyoruz ki; Birleşmiş Milletler dünyanın selametine değil, beş büyüklerin hesabına çalışan bir şer şebekesine dönüşmüştür. “Dünya beşten büyüktür” feryadının manası budur. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23