• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Hilafet derde deva, gönüllere sevdadır

04 Mart 2020
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

İslâm, bütün zamanlarda ve mekânlar beşeriyet için bir âb-ı hayat. İslâm’ın insanlığa armağan ettiği hilafete hamiledir kâinat. Hilafet uğruna milyonlar saf saf Hakka revan. Fıtratımıza dermandır elbette bir gün hilafete ulaşacağız, üstümüze gelse de topyekûn bir cihan. Bizi kıyamete dek müjdeliyor iman ettiğimiz Kur’ân:

“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri halife/egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halife/egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” (Nur Sûresi/ 55)

Hilafet, dertlerin derman bulmasıdır. Hukuk’un el- Hak olan Allah’tan ferman almasıdır. Hilafetin ilgasından bu yana ümmet mürted ve harbi müstevlilerin avucunda. Ateş üzerinde dikilmiş duruyor parmaklarının ucunda!

Hayata hâkim kılırsak hilafet denilen farzların tacını. Yeniden ihya ederiz ümmetin miracını. Kimse karanlıkta kalmaz hep birlikte görürüz genelde insanlığın, özelde ise Müslümanların siracını.

Hilafete sevdalanmak, Hakka ve hukuka sevdalanmaktır. Halifeli günlere yeniden kavuşmak, hukuka ihanet edenlerden kurtulmaktır. Şunu bilelim ki; Türkiye’de hukuka ihanet edenler, Batı’dan kanun getirenlerdir. Batıdan getirilmiş olan kokuşmuş ve çürümüş kanunları Allah’ın kanunlarından üstün tutup Allah’ın kullarına dayatanlardır.

Hilafetsiz geçen her an zarar ve ziyandır. Dertler gizli değil, baştan sona uryandır. Hilafet ilga edilince ümmetin can evine saplandı bir ok. Dertler sükûn etmeye başladı sayılmayacak kadar çok. Sayılmayacak kadar çoğalan dertlerin dermanı Hilafet-i Raşide’nin yeniden ihyasıdır bunun gizlisi saklısı yok!

Hilafet bir sevdadır ümmetin kalbinde saklı kalan. Hilafet-i Şer’iyyenin ilgasından sonra onun yerine ve önüne geçirilen ilm-i Yunan olan “Demokrasi” baştan sona yalan. Bundan başkası değil her gün ümmet-i İslâmiyyenin kalbini acıtan. İşte budur ümmetin evladlarını her yerde mahkûm bırakan!

Hilafet, Allah’ın dünyasında Allah’ın dediğinin olmasıdır. Allah’a rağmen ilahlık iddiasında bulunanların son bulmasıdır. “Osmanlı’yı yıkanlar, bir aslan postundan 40 tilki postu yaptılar. Lakin hiçbir yavru aslan bile olamadı..”

Ey Hilafet! “Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü. Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü. Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara, bir belâ tünelinde ağır imtihan düştü.”

Ey Hilafet! Sen yıkılırken zalimler gülüştü. Emperyalistler Müslümanların topraklarını bölüştü. Senin düşmenle birlikte sanki Müslüman ırkların temeline volkan düştü. Zafer sofrasında firavunlar görüştü. Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü. Rasûlüllah (sav) uyarıyor: “Şüphesiz imam/halife kalkandır...” (Buharî, Cihad 109; Müslim, İmâre 43; Ebû Dâvûd, Cihad 151; Nesâî, Bey’at 30) Evet, halife;  millet ve ümmeti, düşmanların verebilecekleri maddî ya da kültürel zararlardan koruyan bir siper-i sâika, bir kalkandır. Kendilerini bu kalkandan mahrum bırakanlar, Allah düşmanlarına takılıp kalandır. Hilafet dert değil dermandır, Hz. Muhammed (sav)’den ümmetine fermandır.

Ey Hilafet! Firakınla kavrulur çölde kum taneleri, İmamesini arıyor dağılan tesbih taneleri. Asrın Firavunlarına, Karunlarına, Bel’amlarına inad; “En büyük Allah’tır, O’ndan başka büyük yok” diye haykırıyor cami minareleri!

Bir zamanlar İslâm ümmeti, imamesi olan bir tesbih gibiydi; döve döve, söve söve kırdılar, tesbih imamesini. Acımadılar darmadağın ettiler, savruldu tüm habbeler.
İpleri paramparça, dizilmiyor taneler. Huzura hasret kalmış haneler.

Hilafetsiz ve halifesiz kalmış ülke; insan hayatının en ucuz kabul edildiği, para ve unvan sahiplerinin hoyratça insan harcadığı ülkedir. Nitekim hilafetin ilgasından bu yana bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı insanlar. Kapanıyor mazlumların yüzüne aralanan bütün kapılar.

Hilafet, sevdaların uyanış simgesidir. Bütün zamanlarda ve mekânlarda mağlubiyeti hatırlatan nesne değil, uğruna şehidlerin kan akıttığı zaferin öznesidir. Hilafet ihya olunur iman ateşiyle. Susmak sermaye değil, icraat eyle kardeşleriyle. Hilafet varken hiç kimse eziyet görmedi dünkü Müslümanın elinden. Bugünün Müslümanı olarak hilafet sevdası hiç eksik olmasın kalbinden!

Bazı acılar var kara benzer; güneşi görünce erir. Bazı acılar da vardır ki ok gibidir, yüreğe saplanır hayalleri devirir. İşte hilafetin ilgası böyle bir şeydir. Hilafetten vazgeçilmez gelse de uğrunda ecelin tahtı. Semalar kıskanır halifeli topluma nasip olan bahtı!

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Halifeyi hangi İslam ülkesi sayıyordu.

zeynep

isterseniz padisahlik sisteminide getirin.tam olsun bitsin.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23