• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Emperyalistlerin etki ajanları/1

20 Temmuz 2022
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Asrımızda kullanılan “Etki Ajanlığı”, emperyalistlerin icad ettikleri bir meslektir. 

Etki ajanlığı; bizim içimizden ya da bizden gibi görünen ama aslında karşı tarafa hizmet edip bizi arkadan vurmaya çalışanların yürüttüğü psikolojik algı operasyonlarının yekûnüdür. 

Etki ajanlığı, sadece Türkiye değil, dünya gündeminde olan bir meseledir.

Etki ajanlığının amacı; ferdleri, kitleleri, halkları, devletleri, emperyalistlerin emelleri doğrultunda kontrol etmek, algı operasyonlarıyla sevkü idare etmektir. 

Dünya üzerindeki her türlü kitle iletişimini kontrol eden “Echolon Ağı”, uzaydan her türlü görüntüyü sağlayan uydu sistemleri, klasik casusların tüm işlevini fazlasıyla üstlenmiş durumda. 

Sanayi casusluğu hâlâ önemini korurken, istihbarat terminolojisinde yeni kavramlar, konseptler ön plana çıkmakta: 

“Sosyal-Ekonomik-Siyasal-Dini-Kültürel İstihbarat” kavramları gibi. İstihbarat ve Karşı İstihbarat Servisleri, gelişmiş ülkelerde eskiden olduğu gibi tam bir gizlilik içinde işlerini yürüten kurumlar değil artık. Şimdilerde, Dışişleri, İçişleri, Ekonomi-Maliye, Adalet Bakanlıkları, Kızılhaç, özel servis veren pilot üniversiteler, enstitüler, vakıflar, özel misyonu olan kardinaller, piskoposlar, hahamlar ve tüm misyoner örgütleri, yurtdışında yatırım yapan şirketler, yurtdışında temsilciliği olan medya kuruluşları ve haber ajansları ile de -gerektikçe- iç içe çalışılıyor. İstihbarat servislerinin rolü, koordinasyon, finansman, lojistik destek ve yönlendirme ile sınırlı. 

Artık hedef ülkelerde özellikle istihbarat-ajitasyon faaliyetlerinde deşifre olma riskine girilmiyor; bu iş genellikle doğrudan ya da dolaylı olarak servisle ilişkili yerli işbirlikçilere, taşeronlara sipariş ediliyor. 

İşte literatürde bu yerli işbirlikçilere-taşeronlara “etki ajanları”, “yönlendirici ajanlar” ya da kapsamlı bir deyişle “nüfuz casusları” deniliyor. Halk deyimi ile “maşa” olarak da nitelendirebileceğimiz bu etki ajanlarının farklı işlevleri bulunuyor: 

Kimi, politikacı, kimi gazeteci, kimi akademisyen, kimi diplomat, kimi hukukçu, kimi tarikat-cemaat şeyhi, kimi de yüksek bürokrat ya da işadamı olarak, önce madden-manen bağlı oldukları, aidiyet duygusunu ve güvencesini hissettikleri ülke adına tüm yetkilerini kullanıyorlar. Bu bazen, devlet politikasının güdümlü olarak saptırılması; bazen, halkın din ve ırk duygularına bağlı olarak kin ve husumete sevkedilmesi; bazen, uluslararası ihalelerde devlet çıkarlarının gözardı edilerek bağlı ülke şirketlerinin tercih edilmesi; bazen tahkim örneğinde olduğu gibi çağcıl kapitülasyonların geri gelmesi amacına uygun olarak gerçekdışı bilgilerle kamuoyunun aldatılması; bazen, Türkiye’nin en zengin işadamlarından birinin tüm mesaisini -Diyanet İşleri Başkanlığına değil- Fener Rum Patrikhanesi’ne hizmete hasretmesi ya da diyalogçuların Papa, Fener Rum Patriği ve Batı kökenli Hıristiyan misyonerlerle halvete girmesidir. Batı beslemeli akademisyenler ve Prof. ünvanlı bilimciler, modern çağın müneccimleridir.

Bilindiği gibi, beş şirket Apple, Microsoft, Amazon, Google’ın çatı şirketi Alphabet, Facebook; bunlar öyle bir veri altyapısı geliştirdiler ki dünyadaki hiçbir ulusal istihbarat şirketinin ulaşamayacağı gibi bir taban oluşturdular. 

Yani bunların istihbarat altyapısı ne ABD’de ne Rusya’da ne de Çin’de var. Bu, müthiş bir altyapıdır. Hepimizin bilgileri bunlar için ulaşılabilir oldu. 

Bunu fark eden özellikle CIA, MOSSAD ya da diğer servislerin içindeki uzmanlar emekli olduktan veya kendi istihbarat teşkilatlarından ayrıldıktan sonra bu veri tabanına ulaşıp hedefledikleri kişilerin bilgilerini kullanmaya ve satmaya başladılar. Bunu da Suudi Arabistan, BAE, Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan üzerinden yaptılar. 

Böyle bir özel istihbarat dünyası gelişti ve bugün o kadar güçlü ki devletleri, ABD’yi bile kontrol edebilecek hale geldi. 

Sonuç itibarıyla, bugün dünyayı kontrol eden 147 tane holding var ve bunlara bağlı 3 bin tane şirket var. Beş teknoloji şirketiyle de uzlaştılar, onların veri tabanından da yararlanıyorlar. Bunlar dünya siyasetini ve ekonomisini yönlendiriyorlar, yönetiyorlar. 

Örneğin, kredi derecelendirme kuruluşu da kredi veren de de aynı holdinglere bağlı. Hepsini yöneten bir üst aklın olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Devir etki ajanlarının devridir.

Etki ajanları; siyasetten iş dünyasına, hukuktan sanat camiasına, medyadan akademisyenlere veya sivil toplum örgütlerine kadar hemen her yerde vardırlar. Etki ajanları; bağlı oldukları istihbarat servisleri ya da uluslararası şirketlerden gelen emirle istenilen algıyı oluşturup, gerekli propagandayı yapıyorlar. Bunları yakın takibe alıp etkisiz yetkisiz hale getirmek, Müslümanlar için dini bir vecibe olan cihad cümlesindendir.

“Düşman halkı takip etmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanız, onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Üstelik siz, Allah’tan onların ummadıkları şeyleri umuyorsunuz. Allah, her şeyi bilen’dir, en iyi hüküm verendir.” (Nisa Sûresi/ 104)

Allah’ı biliyorsanız, başka bir şey bilmeseniz de olur. Allah sizi biliyorsa, başkası bilmese ne olur? 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

ADİL

EVET MUSTAFA HOCAM ŞİMDİ MÜSLÜMANLAR ARTIK GIRTLAĞINI VE CEBİNİ DÜŞÜNÜR OLDU İSTİNALAR HARİÇ

Nedim

Esen sayın yazar Resulüllah sav,"faydasız ilimden Allah'a sığınırım"buyruğuna uymasını ve şuan ki yani Osmanlı sonrası İslam dünyasında ki planlı olarak insanların itikadi sapkınlıklar a sürüklenmesi hakkında eskiden la vb eserlerinde insanları bilinclendirdigi gibi AHİRET hayatin için elzem olan konulara egilmesini hatırlatıyorum.Bel'amlik kavramını kendi nefsimizi de içine girecek şekilde Allah'ın dinini doğru O'nun razı olduğu gibi anlatmayan, yaşamayan ve en önemlisi de carpitan herkes diye tanımlandığı da işin vahameti ortaya çıkmaktadır.Bu dinin sahibi intikam sahibi ve hesap görendir.Allah cc din dediği helal, haram, küfür, şirk dedikleridir.onun müslüman, kâfir dedikleri önemlidir.yunus 100, Yusuf 106,ahzab 36 ve diğer hüküm ayetlerine bakılmalıdır
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23