• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Çelik
Mustafa Çelik
TÜM YAZILARI

Dinlerinin kıymetini bilmeyen Müslümanların kıyametleri kopmuştur

04 Temmuz 2018
A


Mustafa Çelik İletişim: [email protected]

Müslüman olup da dininin kıymetini bilmeyenin dinde kıymeti olmaz. Kişi bin bilimi de bilse dinini bilmiyorsa, dinini ikame etmiyorsa dinde kıymeti bulunmaz. Din ile bilimi birbirlerine karıştırmamak gerekir. Hakikatler kestirmeden din ile bilinir. Bilimde hakikatler sadece yazılır ve silinir. İkame-i din ile bilinir kıymet. Dinini ikame etmeyenin iki cihanda yakasını bırakmaz zillet ile hezimet. Rabbimiz buyuruyor:

“De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) ikame etmedikçe/uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.” Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an, onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.” (Maide Sûresi/ 68)

Tevrat’ı uygulamayanların, İncil’i yürürlükten kaldırıp onunla ilişkilerini kesenlerin nasıl ki iraptan mahalleri yoksa, nasıl ki bu halleriyle onlar boş ise, hiçbir değer ifade etmiyorlarsa, eğer sizler de elinizdeki kitabınızı (iman ettiğiniz Kur’ân’ı) uygulamaktan vazgeçer, kitapsız bir hayattan yana olursanız, kesinlikle bilesiniz ki sizler de hiçbir şey değilsiniz. Yâni uygulamadığınız, hayatınızı onunla düzenlemediğiniz, amel etmediğiniz sürece elinizde okuduğunuz, sarıldığınız bir kitabınızın olması hiçbir mânâ ifade etmeyecektir. Kitaplarından habersiz bir hayat yaşayanların bizim de bir kitabımız var diye övünüp sevinmelerinin hiçbir değeri yoktur. Müslüman olarak bu dünyadaki kıymetimiz, iman ettiğimiz kitabı ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde ikame ettiğimiz miktarıncadır. Kıymetimiz, dinimizi sahiplenip savunmamızla doğru orantılıdır.

Kendisine yapılan hakareti, yanlışı af etmeyen, ama dinine yapılan ihanetleri, hakaretleri af edende din ve dinin kıymeti ne arar. Bu, alleme-i cihan olsa bile ne yarar? Allah’tan gelmiş olan dinin kıymetinin bilinmediği yerde dinin varlığı son bulmuştur. Dinlerinin kıymetini bilmeyen Müslümanların kıyametleri kopmuştur!

Kul kaynaklı ideolojileri yürürlükte tutmanın derdine düşenlerin dini hayata hâkim kılma diye bir dertleri olmaz. Dini hayata hâkim kılma derdi olmayanın, dinde nasibi bulunmaz. Bütün zamanlarda, bütün mekânlarda aşılmaz bunalımdır; Müslümanla din çelişkisi. Müslümanın inanç lügatinde birbirinden ayrı sayılmaz din-devlet ilişkisi. Bir bütündür devlet-ü din. Tarihin şehadetiyle sabittir ki; devleti dine teslim edenler her belâdan emin! 

“Ben de Müslüman’ım” dediği halde mücadele meydanında camisini ahıra dönüştüreni, ezanına yasak koyanı kalkındırmak, etkili ve yetkili kılmak için çalışan kişi, kâfirlerden almış din dersini. Eline geçirse diri diri yüzecek Müslümanın derisini. Var düşün sen gerisini!

“Biz de Müslüman’ız” dedikleri halde bu ülkede Ebu Cehil’in torunlarını yeniden iktidar mevkiine getirmek için yola düşenler, çıktıkları yolda imanlarını düşürenlerdir!

Bize dinimizin düşmanlarını, camilerimizin ve ezanlarımızın katillerini alkışlama emrini veren öncülerimiz, cehennemden bu dünyaya sıçramış olan gözcülerimizdir. Müslüman olarak bizi cehennemin kapısına bırakan öncülerimiz, bizden çok din düşmanlarımıza itibar edenlerimizdir. Rabbimiz buyuruyor:

“Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, “Keşke Allah’a ve Resûl’e itaat edeydik” diyecekler. 

Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.” 

“Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânete uğrat.”
(Ahzab Sûresi/ 66-68)

Çobanı kurt olan sürüden kaçışın kavgasını vermiyorsak, biz de kurda âşık olmuş kuzulardan sayılırız. Şirk hamamında yıkanmış, tuğyan berberinde tıraş olmuş, isyan dağında mal ve ikbal için İslâm düşmanlarıyla barışmış olanlardan bu ümmete şer gelir ama asla hayır gelmez.

Allah’tan gelmiş olan dinin derdine değil, egemenlik ihtirasının derdine düşen kürsüde kükrüyor. Camisini ahıra dönüştürüp ezanını başkalaştıranı alkışlatırken kendi din kardeşine ateş püskürüyor. Bundan anlıyoruz ki; İslâm’ı savunan İslâm’sız anlayışlar, İslâm’ı ve Müslümanları taşlayanlara taş taşımaktan, dinlerine küfür edenleri alkışlamaktan öteye geçemezler!

Egemenlik ihtiraslarını tatmin etmek için tek ümmet akidesine aykırı te’viller üretmek, Müslümanları fitne ocağının içine düşmeleri için itelemek ve ötelemektir.

Dinimiz bütün zamanlarda ve mekânlarda aynı şeyi emrediyor; Allah için girin kol kola. Sırat-i müstakim varken sapmayın sağa sola. Müslümanları bırakıp din düşmanlarını tutmak, din düşmanlarıyla aynı safta olmak, her gün ölmektir. Müslüman olarak ümmeti bölmek, dinden geri dönmektir. 

Dinimiz İslâm bir ve tektir. Dinimizin gereği; günahkâr da olsa Müslümanı saymak ve sevmektir. Müslümanlık iddiasında bulunan kişi Müslümanları bırakıp kâfirleri överse yani balı bırakıp zehiri içerse; bunu acilen göndermek lazım iman mektebinin ilk dersine. Bunu yapmadıkça bu kişi ömür boyu gider dinin ve din kardeşlerinin tersine!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23