Akın İpek keltoşu!/Kılıçdaroğlu, Yozgat’ın Sisifos’u!
El öpenlerin azalsın ve yok olsun Melek İpek!
Millet kesesinden aldığın maaş haram zıkkım olsun!
Kudüs İsrail zulmü altında can çekişirken, Myanmarlı kadınlar Budist rahipler tarafında tecavüze uğrarken, Suriyeli Aylan kıyıya vururken, Ümran cayır cayır yanarken yediğiniz o fakir fukara hakkı boğazınızda kılçık, ayakkabınızda taş, yolunuzda diken, gözünüzde mertek olsun…
Akın İpek keltoşu, sana gelince! Allah’ın kartvizitçisi iken, haram lokma yiye yiye holding oldun!
Çalıp da İngiltere’ye peşkeş çektiğin Türkiye’nin kozmik yeraltı bilgileri karşılığında İngiltere’den kopardığın avanta için ruhunu sattın! Vatanını sattın! Dinini, imanını sattın!
Karşılığını da İngiltere eşiğine yüz göz süre süre aldın! Umarım bu ettiklerinin bedelini idam sehpasında can çekişerek ödersin!
Zira vatan haini bir casussun!
Yani…
Milletin vicdanında çoktaaan boynunda yafta ile idama mahkûm olmuşsun!
Londra’da lüks içinde yaşasan da bu milletin gözünde “kovulmuş bir şeytansın”!
15 Temmuz dirilişinde şehit düşen her canın katilisin!
Şerefli bir Türkiye vatandaşı değil, şerefsiz bir İngiliz beslemesisin!
Gerçi bilirim…
Tükürseler, yağmur yağdı diyecek kadar “yanmaz-yapışmaz” bir haysiyet yoksulu, bu sözleri duyunca tınmayacak ama… Yine de ailecek duyun da utanın… Duyun da gözümüzde hangi fosseptik çukurunda olduğunuzu bilin istedim.
Yalnız…
Ne 15 Temmuz’u unutacak ne de unutturacağız, bunu o keltoş kafana yerleştiresin!
Eni sonu yargılanacak ve hesap vereceksin!
Sen de hesap vereceksin, ananın elini öpenler de!
15 Temmuz’da bacağı kesilen kadın!
15 Temmuz’da kafası kopup çatıya fırlayan kadın!
15 Temmuz’da kamyonuyla tankların yolunu kesen kadın!
15 Temmuz’da kocasını, oğluyla koyun koyuna toprağa veren kadın!
Onlar kadın ise sen nesin Melek İpek?
Retorik soruydu bu…
Ha şimdi anladın?
*
“Yozgat’ın kokulu mercimeği” deyince, bizim Kemal “olmuş”, anladım…
Hele üzerine bir de titreyip “İnegöl il olsun” deyince, fonda “o oooo oooo kayış koptu kaptan” taşlamasını duyar gibiydim.
Yazık, stresten...
Vallahi stresten…
CHP küçüldükçe, Türkiye büyüyor ya, ondan…
KK swift salladıkça ekonomide yaprak kımıldamıyor ya, ondan…
Yoksa mesele Yozgat’ın kokulu mercimeğinin değer kaybettiği, İnegöl’ün hakkının yendiği falan değil…
Kemal’in, üst aklın Sisifos’u olma meselesi… FETÖ’nün borazanı olması meselesi… PKK’nın müttefiki olma meselesi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aklınca uçurumun kenarına itecek ya… Kan ter içinde, ıkına ıkına yukarı doğru yuvarlıyor ama ne fayda… Yel kayadan hiçbir şey götürmüyor. E haliyle abidik-gubidik Kemal de her seferinde Erdoğan gerçeği altında ezilip başlangıç noktasına geri dönüyor.
Tom and Jerry’deki kötü kedi Tom gibi… Her seferinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoluna döşediği tuzağın altında kalıp kâğıt gibi asfalta yapışıyor.
“Yozgat’ın kokulu mercimeği” imiş, peh! “Ühhüüüü İnegöl il olsun, yoksa kendimi yakarım abi” imiş…
Bu da “swift, swift” çamura yatmanın bir versiyonu işte! Zerrap meselesinde rezil-rüsva olunca “acımadı kiii, acımadı kiii” diye arsızlığa vurmanın acıklı yolu…
Ne yaparsın işte! Üst aklın Sisifos’u…