• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Tarih şuuru ve fetih kutlamaları

01 Haziran 2016
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Ben kendimi bildim bileli tarihe büyük bir merakım var. 

Tarihi bilmek adına okumak, tarihi gerçeklere ulaşmak benim için ayrı bir mutluluk. 

Çünkü tarih bir milletin hafızasıdır. Hafızasını kaybeden toplumlar yaşayan ölüler gibidir. 

Tarih okurken zaman zaman hüzünlenir gözyaşlarıma hakim olamam. Kimi zaman zaferlerin ve kahramanlıkların etkisinde kalır ayrı bir gurur yaşarım. 

Bilhassa zaferleri anmanın hazzını kılcal damarlarıma kadar hissederim.

Ecdadımla övünür ve hep o ihtişamlı tarihin gücüyle bu günü kıyaslarım.

İşte bu duygularla yakın zamanda tarihin derinliklerine bir yolculuğa çıktım.

Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler Bey’in davetlisi olarak değerli dostum Dr. İlhami Fındıkçı Beyle Tavşanlı’da kısa bir tatil yaptık. 

Misafirperverlikleri ve cama yakınlıkları ile Tavşanlı’yı ve insanlarını daha yakinen tanıma fırsatı bulduk. 

Bu gezi vesilesiyle köklerimizin izlerini bulmak ve bir tarihi yeniden hatırladık nasip oldu. 

Yol güzergâhımızda bulunan Domaniç’te Süleyman Şah’ın hatunu ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu hazırlayan büyük komutan Ertuğrul Gazi’nin annesi, Büyük Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin büyük annesi Hayme Ana, namı diğer adıyla ‘Devlet Ana’nın kabrini ziyaret ettik. 

Bir bilge ana, bir devlet ana ve tüm sıkıntı ve çileleri göğüsleyecek kadar sabırlı ve kudretli bir Osmanlı anası.

Oradan Söğüt’e ulaştık. Zira orada her yıl devlet törenleriyle anılan bir tarihi şahsiyetin kabri bulunuyor.  

O kişi.

Anıyla, şanıyla ve dillere desten kahramanlıklarıyla bilinen ‘Küçük bir beylikten üç kıtaya hükmeden o Büyük Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu hazırlayan Ertuğrul Gazi’dir. 

Şimdiye kadar devlet törenlerindeki anmalar ve bazı özel araştırmalar için ziyaret edilen kabir ‘Ertuğrul Diriliş’ dizisinden sonra ziyaretçi akımına uğradı. 

Her gün özel gezi programlarıyla ülkenin her yerinden turlar düzenleniyor. Yüzlerce insan o şanlı tarihi hatırlıyor ve o şanlı komutana Kur’an okuyup dua ediyor. 

Ancak; onları daha yakından ‘Ertuğrul Diriliş’ dizisinden tanımış olduk.  

Bu dizinin hazırlanmasında Cumhurbaşkanımız ve Kültür Bakanlığımız başta olmak üzere maddi ve manevi katkıları olan herkese teşekkür ediyorum. 

Onların, bu toprakları vatan edinme uğruna yaptıkları fedakârlıkları, canları pahasına gösterdikleri kahramanlıkları ve elde ettikleri zaferleri tarih kitaplarından okuduk.  

Fakat ecdadımız olan bu harikulade insanları, manevi huzurunda anmak ve şanlı mücadelelerini düşünmek çok daha başka bir heyecan veriyor.

FETİH ve YENİDEN DİRİLİŞ RUHU

İstanbul’da kutlamalar öncesinde fethin kılıç hakkı olarak kabul edilip camiye çevrilen ve Cumhuriyet döneminde müze olarak kullanılmasına karar verilen Ayasofya Camii’nin kucağında yediden yetmişe bir yürek olan Türkiye, kıyama durup, haksız ve usulsüz olarak zulme uğrayan ecdat yadigârına sahip çıktı.

Ülke genelinde 563 yıl münasebetiyle ‘fetih programları’ yapıldı ama en muhteşemi, İstanbul’da Cumhur’un Reisi Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım başta olmak üzer üst düzey devlet ve hükümet erkânı ile bir milyonun üstünde vatandaşımızın katıldığı ‘fetih programı’ oldu.

İstanbul Fethi’nin bir değil birçok anlamı vardır. 

Öncelikle İslam’ın batıla galibiyetinin en güzel timsalidir. 

Fetih’le beraber İstanbul, İslam coğrafyasının garantörü olmuş ve dünyanın birçok mazlum halkı ve ülkesi hep İstanbul›a dair bir umut beslemişlerdir. 

Çünkü, yeryüzünde akan kanın durması, huzur ve barışın tesis edilmesi İstanbul›umuzun yeniden dünyaya yön vermesi ile mümkün olacağı inancı hakim oldu. 

Bugün o tarihi büyük zaferin kutlamasının asıl amacı ise sadece bir gösteriden ibaret değildir. 

Fütuhat ruhunu, fetih aşkını, zulme karşı durma ve günümüz zalimlerine o tarihi hatırlatmaktır…

Günümüzde de bir neslin öncülüğünde yeniden diriliş ruhunun var olduğunu göstermektir.  

Ayasofya ise İslamiyet’in şeref sembolü, fethin kılıç hakkıdır.

Ayasofya’nın gerçek hükmü şahsiyetine kavuşturulması, hem Sultan Fatih’e bir vefadır, hem de ‘Fethe’ bir saygıdır.

MİLLİ RUH YOKSUNU ÇEVRELER RAHATSIZ…

Bazı kendini bilmezler hiçbir fikir, ahlâk ve terbiye hissi taşımadan, müthiş bir hazımsızlık, edep ve haya sınırlarını aşan bir saygısızlıkla Fetih Şöleni üzerinden Cumhurbaşkanımıza saldırıyorlar. 

Bu milli şuur yoksunu zavallılar, bizi biz yapan değerlerin yeniden ihya edilmesinden rahatsızlık duydular, duyuyorlar.

Şuuraltlarında birikmiş husumetlerinden kaynaklanan bir kinle saldırsalar ve suçlasalar da biz o değerler etrafında bütünleşerek ecdadımızın yolunda yürümekte kararlıyız.

Şanlı tarihimiz ve ecdadımızla elbette gururlanmalıyız ancak Viyana Bozgunu… Balkan Bozgunu ve 93 Harbi… İle  Sarıkamış… gibi tarihi hezimetlerin de bizim olduğu unutulmamalı.

Zamanın şartları içinde tarih irdelenmeli ve tekrar aynı hataların işlenmemesi için sebeplerini araştırarak gereken dersler çıkarılmalıdır. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23