• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Ne menem bir belaymış bu FETÖ…

30 Temmuz 2016
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

… Alçak, F. Gülen ve havarilerinden oluşan ‘Paralel Yapı’nın darbe kalkışması ve yaşananlar karşısında doğrusu sarsıldık ve hâlâ şokundayız. 

 Bizden görünen ancak bizden olmayan ‘Hizmet Hareketi’ adı altındaki Fetullahcı Terör Örgütü (FETÖ), tek kelimeyle bir ihanet çetesi olduğu bu darbe kalkışmasıyla tescillenmiş oldu.

Bu örgüt hakkında bildiklerimizden daha çok bilmediklerimiz olduğu gerçeğiyle yüzleşmiş oldu.

Cumhurbaşkanımız R.Tayyip Erdoğan, halkımıza inandırdığı bu gerçeği maalesef en yakınındaki bir kesim algılayamadı.

FETÖ ile mücadelede çok yalnız bırakıldı.

Ancak şimdi.

 Herkes “Cumhurbaşkanımız çok haklıydı” diyerek Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın çağrısı üzerine meydanları dolduran kalabalıklara en ateşli konuşmalar yapıyorlar(!).

Bana göre AK Partili belediyelerde ve AK Parti içinde de bir temizliğe ihtiyaç vardır.

 HİÇ KİMSE BU KADARINI BEKLEMİYORDU

Her şey aklımıza gelirdi ancak TSK içinde demokrasiyi içine sindiremeyen, din düşmanı ve bizi millet kılan değerler ile savaş halinde olan şer güçlerle işbirliği yaparak bir darbeye kalkışacakları hiç aklımıza gelmedi(!).

Kendi parlamentosunu, kendi halkını ve kendi emniyet güçlerini imha etme gibi bir alçaklığa kalkışacaklarını hiç hesaba katmamıştık.

Ama, bu ihanetler Fetullah Çetesi tarafından yapıldı.

FETÖ, sadece vatanımıza ve milletimize değil, aynı zamanda kendi cemaatine de en büyük ihaneti yapmış bir haindir.

Cumhurbaşkanı’nın yâverlerinin ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komuta kadrosu, Gen. Kur. Başkanı ve bazı Kuvvet Komutanları’nın en yakın yâverlerinin ve onların özel kalem müdürlüğünü yapan kur. albay ve generallerin bile darbeci kadro içinde olduklarına şahit olduk.

300 kadar generalinden 140 kadarının ve yüksek rütbeli binlerce subayın tutuklanması ihanetin boyutunu orta koymaktadır.

 Gerçekten korkutucu.

HER TAŞIN ALTINDA ONLARIN PARMAĞI VAR

Hangi karanlık ilişki ve hangi hukuk dışı olay irdelense onlar çıkıyor, 

Şike’de onlar var.

KPSS ve ÜDS başta olmak üzere tüm sınav yolsuzluğu onların işi. 

Siyasi arenada birbirinden farklı hatta zıt görüşlerdeki partilerde, spor takımları ve farklı kulüplerde, iş dünyasının her alanında, bankacılık ve çeşitli finans kuruluşlarında himmet adı altında nerelere harcandığı belli olmayan milyon ve milyarlarca para toplamalar onların işi. 

Sahte evrak üzerinden banka, finans şirketleri ve firmalar ile holdingler üzerinden kara para aklama gibi karanlık ve gizli bağlantılarda hep onların parmak izi çıkıyor.

Diğer bir ifadeyle, hangi taşı kaldırsanız onlar var. 

Ayrıca medya, görsel, yazılı ve sesli (Tv kanalları, gazeteler, radyolar) ile sosyal basınının her alanında.   

Sadece bunlar mı?

Devletin taşıyıcı kolonları olan Başbakanlık, Milli Eğitim, İçişleri, Dış İşleri, Adalet ve  Savunma Bakanlıkları başta olmak üzere tüm devlet kurum ve kuruluşlarında.

Hatta, devletin güvenlik birimleri olan Milli İstihbarat Teşkilatı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet genel müdürlüğü, İl ilçe Emniyet Müdürlüklerine sızarak, bu makam ve mevkilerde örgütlenmeyi zaman içinde başardılar.

Darbe kalkışması esnasında yaşananlar ile sonrasında ortaya çıkan yapılanma listeleri ile yapılan tasfiye operasyonları bu gerçeği orta koymuştur. 

TARİHİ FIRSAT…

Artık her şey açık ve net bir şekilde ortadadır.

‘Olağanüstü Hal’ çok yerinde bir karar olmuştur.

Radikal kararlarla ihanet çetesini ve ona destek verenlerin devlet kurumları içinden temizlenmesi elbette çok önemlidir..

Ayrıca  kitle iletişim araçlarının kapatılması, sağlık, eğitim ve ticari organizasyonlarına son verilerek mal varlıklarının hazineye devredilmesi ihanet çetesinin çökmesi için aynı derecede önemli bir gelişmedir.

15 Temmuz terör saldırısı sonrasında halkımızın ve siyasilerimizin ‘ihanete karşı ortak eylemi’ 1974 Kıbrıs savaşından sonra gerçekleşen milli bir direniş ruhudur.

İhanete taviz verilmemeli ve bu hainler hukuk önünde hesap vermeli.

Ülkemizin toplumsal barışı başta olmak üzere demokratikleşme, hukuk devleti olma yolunda bir restorasyon için tarihi bir fırsat doğmuştur.

Bu fırsat çok iyi değerlendirilerek ‘YENİ TÜRKİYE’ projesi gerçek anlamda hayata geçirilmelidir.  

Diğer bir önemli husus şudur!

Başlatılan radikal kararlarla FETÖ bertaraf edilirken, meydanlardan ayrılmadan demokrasi nöbetleri ikinci bir emre kadar aralıksız devam etmeli. ülkemizin bütünlüğü, imajı ve milletimizin birliği yanında demokrasimizin güçlendirilmesi için siyasilerimizin bu ihanet kalkışması sonrasında başlattıkları ortak tavır mutlaka devam etmelidir.

Unutulmasın ki:

İktidarlar kadar siyasi muhalefet de sorumludur…

Devlet adamlılığının ve siyasi sorumluluğun gereği budur… 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23