• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Hollanda, verilen görevi yerine getirdi

15 Mart 2017
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Almanya’nın, fitilini ateşlediği, Hollanda’nın ise dünyada eşi olmayan bir barbarlıkla zirveye taşıdığı ‘Türkiye karşıtlığı’nı kabullenmemiz asla söz konusu olamaz.

Nezaket kurallarının çok ötesinde diplomasi ve uluslararası hukuk ayaklar altına alındı. 

 ‘8 Mart Kadınlar Günü’nden 3 gün sonra bir kadın bakan polis zoruyla rehin alındı. 

Başkonsolos, Konsolosluk önünde rehin alınan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya ile görüşmesine müsaade edilmedi. 

Atlı polisler ve özel eğitimli köpekler, demokratik haklarını kullanan Türk göstericiler ile gazetecilerin üzerine sürüldü.

Çok ayrıntılara girmeye gerek yok. 

Çünkü her şey ayan beyan ortadadır. Dünya bu rezaleti canlı olarak tv kanallarından izledi. 

Bu ‘Faşizan girişim’, tek kelimeyle eşkıyalıktır. 

Bu anti demokratik ve haydutça tavırla, millî onurumuz zedelendi.  

AVRUPA BAŞKENTLERİ NEDEN SESSİZ?

Bir domino etkisiyle Avrupa ülkelerinde yayılan Türkiye karşıtlığı bir rastlantı değildir. 

Bu üzücü gelişmelerin aşama ve sonuçları irdelendiğinde anlaşılmaktadır ki; sistematik bir şekilde ve çok yönlü bir plan çerçevesinde hazırlanmış emperyalist bir projedir. 

Hollanda’da yaşanan diplomatik, siyasi ve ahlaki rezaletin arkasında AB’yi yöneten emperyalist aklın olduğunu açıktır. 

Çünkü, bu siyasi kepazelik karşısındaki Batı başkentlerindeki sessizlik bunun en bariz örneğidir. 

Anlaşılan o ki; aralarında görev paylaşımı yapıldı. 

Almanya, Danimarka, Avusturya ve Belçika gibi ülkeler yasaklayıp engelliyor. Hollanda, devlet terörü denilecek düzeyde bir kabalığı, rolü gereği gerçekleştirmiş oldu. Fransa ise bilerek yumuşak bir rol üstlendi.

Yani herkes o projedeki rolünü oynadı, oynuyor.

Önemle ifade etmek isterim ki:

Avrupa’da yanan bu anti demokratik girişimler, Avrupa Birliği adına utanç vericidir.

Bu pervasızlıklar, AB’nin kuruluş felsefesinin taşıyıcı kolonları olan demokratik temayüller, insan hak ve özgürlükleri ile hukukun üstünlüğü gibi değerlerin yerine, ırkçılığa doğru bir eksen kayması yaşanmakta olduğunun göstergesidir. 

İngiltere, bunu daha önceden görmüş ve AB enkazı altına kalmamak için ayrılmıştır. 

Kısacası, AB’de yapılan reformlar ne olursa olsun, ırkçılık, sömürgecilik, müstemlekeciler ve kolonicilik gibi tarihteki o eski alışkanlıklarına bir geri dönüş başladığına şahit oluyoruz. 

NEDEN TARAFLAR

Almanya ve Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi seçimlere hazırlanıyor.

Hollanda da ise seçimler bugün yapılıyor. 

Irkçılığın yükselişte olduğu Avrupa’da ana akım merkez partileri ırkçı partilere kayan oyları geri almak için tek sermayeleri olan Türkiye düşmanlığı ve İslam karşıtlığını öne çıkarmaktadırlar. 

Diğer ve en önemli sebep ise ideolojiktir.  

Batılı emperyalist devletler, Türkiye’deki değişimin kendi kontrollerinde gerçekleşmesini ve kendi istedikleri doğrultuda şekillenmesini istiyorlar.

İstek ve uyarılarına rağmen milli bir refleksle kendi yönetim sistemini oluşturma adına referanduma giden Türkiye, Avrupalıları çılgına döndürdü. 

Çünkü onlar, teslimiyetçi bir yönetim, emirlerine itaat eden yöneticilerin iktidarda olduğu, geçmişteki Türkiye’yi kaybetmenin acısını yaşıyorlar. 

İtirazcı, sorgulayan ve haklarını arayan güçlü bir yönetime Türkiye’nin kavuşmasını hazmedemiyorlar. 

Bütün bu gelişmelerin mimarı olarak gördükleri Cumhurbaşkanı Erdoğan, işte bunun için istenmiyor, sevilmiyor.

Avrupalılar, HAYIR destekli kampanyalar için seferber olurken,  EVET’ci etkinliklerin iptali ve yaşanan akıldışı olayların sebepleri bu gerçeklerde aranmalıdır. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23