• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Alman Faşizmi’nin ayak sesleri

18 Haziran 2016
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Alman Federal Meclisi’nde sözde Ermeni Soykırım Tasarısı oylamasının ardından Almanya-Türkiye ilişkilerinde yaşanan gerginlik devam ederken, şimdi de ‘Hitler dönemini’ hatırlatan faşizan tehdit ve baskılara şahit oluyoruz.

Sözde Ermeni Soykırımı Tasarısını hazırlayan ve destekleyen Türk kökenli 11 milletvekiline sosyal medyada eleştiri getirenler takibe alındı.

Hatta İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Günter Krings, tasarıya tepki gösteren vatandaşlarımızı oturma iznini uzatmamakla tehdit etti. 

Bu anti demokratik bir tutum olduğu gibi insanların hür düşüncesine de ipotek koymak anlamına gelir.

Almanya’da oturma izni tehdidiyle insanlar, fikir ve görüşlerini özgürce ifade etme hakkından mahrum bırakılıyor.

İnsanların görüşlerinden dolayı haklarına el koyma tehdidi asla demokratik ve hukuk ilkeleriyle bağdaşmaz.

Nazi Almanya’sında Yahudilere reva görülen tehdit ve baskılar şimdi Türklere ve ülkede yaşayan çeşitli etnik kökene sahip Müslümanlara uygulanmak isteniyor. 

Bu baskılarla, ‘Üst Akıl’ olarak da ifade edilen ‘Alman Derin Devleti’nin sözde Ermeni Soykırımı Tasarısını hazırlayan Cem Özdemir denen dangalak ile o yasaya destek veren 11 Türk kökenli Alman milletvekili angut  “ileriki zamanlarda tekrar kullanılmak üzere” korumaya alınmış.

Şansölye Merkel ve diğer resmi zevat görüşmelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer Türk hükümet yetkililerine her zaman dostane davransalar da ülkelerine döndüklerinde tam tersi bir durum kendini gösteriyor.

Şansölye Merkel, “Engellemek için elimden geleni yapacağım” sözünü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’a verdikleri halde engellemek şöyle dursun müdahale girişiminde bile bulunmadılar. 

Alman yazar Günter Grass’ın Yengeç Yürüyüşü kitabında tanımladığı gibi ‘Tarih tıkanmış bir tuvalet. Sifonu çekiyoruz, çekiyoruz, pislik buna rağmen yine yukarıya çıkıyor.”

Biz “bu sorun bitsin yeni sorunlar çıkmasın” diyerek sifona basıyoruz ama Alman derin devleti Küresel Üst Aklın yönlendirmesiyle süreci tıkıyor.

Merkel, Azerbaycan Cumhurbaşkanıyla ortak basın toplantısında, “Ermeni Soykırım meselesini tarihçilere bırakalım. Özel komisyonlar kurulmalı ve gerçekler ortaya çıkarılmalı” diyerek tasarının bilgi ve belgeden yoksun olduğunu ve üst aklın yönlendirmesi olduğunu itiraf etmiş oldu.

GÜÇLÜ ALMANYA’NIN GÜÇLÜ ‘DERİN DEVLETİ’

Ekonomisi güçlü Almanya’da bütçeden  ‘Üst Akıl’ olarak da ifade edilen ‘Alman derin devleti’ne önemli pay ayrılır.

Alman Derin Devleti, bu bütçeyle emrindeki Almanya Federal Haber Alma Gizli Servisi (Bundesnachrichtendienst) yani istihbaratı ile ona bağlı Anayasayı Koruma Federal İç Güvenlik Dairesi (Bundesamt für Verfassungsschutz (BfV) gibi önemli kurumlar üzerinden hükümet politikalarına, ordunun, emniyetin ve dış politikanın stratejik projelerine yön veren, yol haritası belirleyen en önemli güçtür.

Siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ile medya yine bu Üst akıl tarafından perde arkasından dizayn edilir.

Toplumun yönlendirilmesi ulusal ve uluslararası ilişkiler, ekonomik ve siyasi bağlantılar, yine onların kontrolünde belirlenir.  

Almanya Parlamentosuna hazırlanıp sunulan ve kabul edilen o sözde ‘Ermeni Soykırımı Tasarısı’ yine o üst aklın bir projesidir ve parlamentodan sorunsuz geçmesi bu gücün başarısıdır. 

Bu ‘Üst Akıl’ çok öncelerden ona bağlı istihbarat birimlerini kullanarak Cem Özdemir ve onun gibi bazı Türk kökenli gençleri hem yetiştirdi hem de siyasette onları farklı partilere serpiştirdi. 

Bu gençler işte onun için yetiştirildi ve gençlerin yolu işte bugünler için açıldı. 

Üst akıl, tasarının başına Türk kökenli Cem Özdemir’i getirirken diğer 11 Türk kökenli milletvekilinden de gereğini yapmalarını istedi. 

Ve öyle de oldu.

Alman kültürünün tesirinde kalan bu gençler kendi uğraşlarıyla gelmeleri çok zor olan yerlere kendilerini yükselten o güce, kendi ülke ve milletlerine ihanet ederek bağlı olduklarını gösterdiler. 

Şimdi aynı güç:

Hakaret ve tehdit bahanesiyle onları korumaya almış.

Eleştirilerin odağındaki Yeşiller Partisi’nin Türk kökenli eş başkanı Cem Özdemir ise zırhlı araç ve polis korumasıyla ancak evinin dışına çıkabiliyormuş.

İlgili milletvekillerine Türkiye’ye gitmemeleri yönünde uyarıda bulunulmuş.

Almanya şunu bilesin ki;

Tük milleti ve devletini hak etmediği bir suçtan sorumlu tutan yasayı hazırlamasına öncülük etmek ve desteklemek siz Almanlara göre normal ve ifade özgürlüğü olarak kabul edilse de bize göre; nankörlük ve geçmişini inkârdır. 

Kısacası, alçaklıktır.

Baskı ve tehditlere gelince.

Doğru bildiğimizi hukuk ve yasalar çerçevesinde haykırmaya devam edeceğiz.

 Ne şantaja ne de tehditlere boyun eğmedik eğmeyiz. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23