• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

ABD, Türkiye’yi kaybedebilir(!)

17 Şubat 2018
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

ABD ile Türkiye ilişkileri bıçak sırtında.  

Tahammül sınırları aşılmış ve bıçak kemiğe dayanmıştır. 

Türk devleti ve milleti,  ABD’nin oyun ve entrikalarına “Yeter artık” deme noktasına gelmiştir. 

ABD Başkanı Trump ve diğer üst düzey yetkilileri;  terör örgütüne silah sevkıyatı başta olmak üzere sağlanan her türlü desteğin durdurulmağı,  verilen silahların toplanacağı ve Menbiç’in terör unsurlarından arındırılacağı sözlerini vermişlerdi. 

Şimdi Türkiye, verilen sözlerinin yerine getirilmesi için sahada harekete geçirilmesini bekliyor.

SON ŞANS TEMASLARI

İlişkilerin kopmasına ramak kala ABD ile son şanslar deneniyor. 

İlk olarak ABD Başkanı Trump’ın Güvenlik Danışmanı McMaster, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın davetlisi olarak Türkiye’deydi.

Kısa bir zaman önce Brüksel’de devam eden NATO Savunma Bakanları Toplantısında Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, ABD Savunma Bakanı James Mattis ile önemli bir görüşme gerçekleştirmişti.

En son olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ukabul edilerek 3 saat 15 dakika süren görüşme gerçekleştirmesi işin ciddiyetinin bir işaretidir.

Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson görüşme sonrası ortak basın toplantısında  Türkiye ile ABD’nin ortak deklarasyonu  açıklandılar.

“Suriye içinde oldu-bitti ve demografik değişim meydana getirecek tüm girişimlere yönelik kararlı bir duruş sergilenecek.

İki ülke arasındaki sorunların çözümü için en geç mart ortasına kadar ortak mekanizma kurulması kararlaştırıldı.

Türkiye ve ABD, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin muhafazasına olan bağlılıklarını teyit ederler” ifadelerine yer verildi.

Bu deklarasyon gerçekten çok önemlidir ancak uygulanırlığı konusunda ciddi şüpheler içermektedir.

 Çünkü, hâlâ terör örgütü olarak sadece DEAŞ’tan söz ediyor. 

ABD’li Bakan, “PYD/YPG ve PKK bir terör örgütü yapısıdır, bu terör örgütlerini yok etmek ortak mücadelemiz olmalı” demedi veya diyemedi.

PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG ve FETÖ gibi terör örgütleri ile ilişkilerin kesileceği konusunda hiçbir garanti verilmedi. 

Sorunların çözümü konusunda yeni mekanizmaların oluşturulmasına karar verilmiş ancak bu mekanizmaların varlığı ve yaptırım gücü neler olacağı ve nasıl çalıştırılacağı açıklanmadı. 

İlişkilerin kopmaması için ve normalleşmenin başlatılması için güven artırıcı hamleler ne zaman nasıl atılacağı belli değil. 

Bütün bu gerçekler dikkate alındığında “Yine laf var, sonuç odaklı bir hamle maalesef yok”  gerçeği ile karşı karşılaşıyoruz.

Eğer, Beyaz Saray bu işin ehemmiyetini anlar ve sebep olduğu krizler ve sorunların ortadan kalkması yönünde somut adımlar atar ise  işte o zaman o mekanizma ve deklarasyonların bir anlamı olur. 

Aksi halde; mekanizmalar ve deklarasyonlar hiçbir işe yaramayan, boşa söylenmiş sözler olur.  

SKANDAL VE YALAN 

ABD’nin  Savunma  Bakan Mattis, PYD/YPG’yi, PKK’dan ayırabileceklerini iddia ederek, “PYD/YPG’yi PKK’ya karşı savaştıralım” gibi şaşırtıcı bir teklifte bulundu.

Bu iddiaya inanmak mümkün değil, çünkü; PYD/YPG terör örgütüdür ve PKK tarafından kurulmuştur, yönetilmektedir ve Türkiye’ye karşı da PKK onlarla beraber bugün terör eylemlerini sürdürmektedir. 

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, kritik Ankara ziyaret öncesi “YPG’den geri alınacak bir şey yok. Onlara hiç ağır silah vermedik”  şeklinde yüz kızartıcı bir yalan söylemişti.

Her iki bakanın açıklamaları gerçekten ciddiye alınır bir tarafı yok.  

Bana göre ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve diğer ABD üst düzey yetkilileri  temaslarında, günü kurtarma ve zaman kazanmak için içi boş öneriler sıralamışlardır. 

Akılcı bir yaklaşımdan uzak bu tavır içinde görüşmeler devam edecekse bir daha bunlarla görüşülmenin bir anlamı yok.

Enerjimizi ve zamanımızı harcamaya değmez. 

İşte o zaman gereği yapılmalı.

Zira; Türkiye devleti ve Türk milleti artık ABD’den söz değil, somut adımlar atmasını beklemektedir.

Onun için bu görüşme sonrası Beyaz Saray’ın tavrı çok önemli. İlişkilerin geleceğini alınacak cevap belirleyecek. 

ABD vereceği kararla; Türkiye’yi kaybedebilir veya yeniden kazanabilir.

 Bekleyelim görelim.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23