• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Ali Tekin
Mehmet Ali Tekin
TÜM YAZILARI

Uğur Mumcu’ya yeni bombacı...

02 Mart 2014
A


Mehmet Ali Tekin İletişim: [email protected]

‘Selam Tevhid Terör Örgütü’  izleyeceğiz diyerek alınan izinlerle; Başbakan, bakanlar, Mit müsteşarı, yüksek düzeyde birçok bürokrat, işadamı, gazeteci ve sanatçıların telefonlarının, paralel yapı tarafından dinlenmesinin yankıları hâlen sürüyor.

Paralel Yapı, bu dinlemeleri 2011 yılından beri yapmış ve Adliye’de arşivlemiş. 

Eğer 17 veya 25 Aralık hamleleri, başarıya ulaşsaydı; hemen bu dinlenen telefonlardan elde edilen TAPELERLE ‘Selam Tevhid Terör Örgütü’ davası, tekrar başlatılarak; Sayın Başbakanımız, bakanlar, Mit Müsteşarı Hakan Fidan ve diğer dinledikleri kişiler, terör örgütü suçlamasıyla, hakim karşısına çıkarılıp; Selam Tevhid Terör Örgütü mensupları olarak, tutuklanmaları sağlanacak ve böylece, darbe planları hayata geçmiş olacaktı...

2000 Yılı Mayıs ayında da aynen bu şekilde, sahte ifadelerle SELAM GAZETESİ yöneticileri ve çalışanları ‘Selam Tevhid Terör Örgütü’ faaliyetleri kapsamında; Gazeteci Uğur Mumcu’yu öldürmekten tutuklanıp, Eskişehir Özel Tip cezaevine konulduk.

Dönemin Ankara Savcıları’ndan Hamza Keleş tarafından açılan dava, birçok hukuk ihlali yapılarak, kurbanlar cezalandırılma yoluna gidilmiştir.

Bu davadan mağdur olmuş ve Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde işkencelerle, zorla imzalatılan ifadelerle, mahkûm edilerek,  5.5 yıl cezaevinde yatmış birisi olarak, yapılan hukuksuzlukları dile getirmeye devam edeceğim.

Yusuf Karakuş’u kim olduğu belli olmayan (İster Jitem, ister Derin Devlet, isterseniz Karanlık Güç, Paralel Yapı ne derseniz deyin) kimseler tarafından, 40 gün boyunca işkence yaparak; zorla ve şantajla ezberletilen ifadelerle, Uğur Mumcu’nun öldürülmesini, Selam Gazetesi idarecileri ve çalışanlarına mal ettirerek, Selam Gazetesi susturulmuş ve kapanmak zorunda bırakılmıştır.

UMUT OPERASYONU adı verilen komplo ile 6 Mayıs günü, sabaha karşı yapılan baskınlarla; Selam Gazetesi idarecileri ve çalışanları gözaltına alınıp, Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde, işkencelerle ifadeler alınmaya başlandı. 

Uğur Mumcu, Ankara’daki evinin önünde, bombalı suikastla öldürüldüğü için; pazar günü Ankara’ya götürüldük ve işkenceler burada devam etti.

Yusuf Karakuş’a işkenceler neticesinde, kabul ettirilen ifadeden:

“(...) Uğur Mumcu’ya eylem yapılacak talimatı üzerine Ankara’ya gittik. Ben, Abdülhamit Çelik ve üç İranlı Savama ajanı ile birkaç defa Mumcu’nun kaldığı evin sokağında keşif yaptık. Bombayı koyacağımız gün yine İranlı ajanlarla buluştuk. Ben nöbet tutan polisi oyaladım. İranlılar poşet içindeki bombayı arabaya yerleştirdi.”

Yusuf Karakuş’tan zorla alınan bu ifadelerle ilgili bilgiler, Savcı Hamza Keleş tarafından, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’a verildi.

Sadettin Tantan hemen mal bulmuş mağribi gibi, bu sahte ifadeleri gerçekmiş gibi, Başbakan Bülent Ecevit’e ulaştırıyor ve Başbakan Bülent Ecevit, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile birlikte, basının karşısına geçiyor ve bütün dünyaya şu bilgileri veriyordu:

Bu sefer iş tamam, Uğur Mumcu’nun katilleri elimizde ve işkence zoruyla alınan ifadelerden bilgiler vererek, Uğur Mumcu’nun katillerini ele geçirdiklerini ilan ediyorlardı.

İşkencelerle zorla kabul ettirilen ifadeler sonunda; Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik; Uğur Mumcu’nun öldürülmesi için, bomba koyan şahsa nasıl gözcülük yaptıklarını, onlarca televizyon yayıncısı ve yine onlarca gazetecinin önünde yapılan tatbikatla, bütün dünyaya canlı yayınlarla gösterdiler.

14 Mayıs günü de, Selam Gazetesi idarecilerini ve çalışanlarını, işkence altında aldıkları ifadelerle tutuklattılar.

Aradan bir gün geçtikten sonra, Savcı Hamza Keleş; Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik’in İstanbul polisinin baskısıyla, bu cinayeti üstlendiklerini; asıl katillerin Ferhan Özmen-Necdet Yüksel ikilisi olduğunu açıklayacaktı.

Sanki bir tiyatro oyunu oynanıyordu.

Başbakan Bülent Ecevit ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan; Uğur Mumcu’nun katilleri, Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik, diye dünyaya ilan ediyor.

Aradan birkaç gün geçiyor; PARDON Uğur Mumcu’nun katilleri, onlar değil bunlar diyerek; Ferhan Özmen ve Nejdet Yüksel gösteriliyor...

Uğur Mumcu’nun aracının bulunduğu sokak, bu sefer yine onlarca yayın aracı, onlarca gazeteci ve yüzlerce insanın gözü önünde canlı yayında; Ferhan Özmen ve Nejdet Yüksel’e; Uğur Mumcu’yu nasıl öldürdükleri tatbikatı yaptırılıyordu...

17 Aralık Dost Darbe’si hayata geçseydi; PARDON Uğur Mumcu’nun aracına bombayı koyan esas kişi, Mit Müsteşarı Hakan Fidan’mış...  

Diyerek, tatbikat yaptıracaklardı...

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23