• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Ali Tekin
Mehmet Ali Tekin
TÜM YAZILARI

12 Eylül Birçok Kötülüğü Doğuran Fahişedir…

14 Eylül 2014
A


Mehmet Ali Tekin İletişim: [email protected]

12 Eylül 1980 Darbesi, Türkiye’de önemli bir dönüm noktasıdır.

Kendilerini ülkenin sahibi gören azınlık bir kesim; çıkarlarının ve saltanatlarının devamını sağlamak için, ülkeyi sağ sol diye bölerek; memleket evlatlarını, yıllarca birbirine düşman ettiler.

Memleket faşistlerin eline kalmasın diyerek, sol düşünceli insanları; milliyetçilerin üzerine saldırttılar…

Memleket kızılların eline düşerse, din iman, vatan elden gidecek diyerek de; milliyetçi kesimi, sol düşünce sahibi insanların üzerine saldırttılar…

Memleket evlatları birbirlerini kırarken; bir avuç azınlık kesim, yine servetlerine servet kattılar…

Böylece, yıllarca saltanatlarını sürdürdüler… 

Sistem tıkanma noktasına gelince de, ‘Ordu göreve’  diyerek; ağa babalarının da desteğiyle, 12 Eylül darbesini yaptılar… 

Sistem tıkandığı için, yeni bir düşman gerekiyordu…

Bu sefer de oyun, Kürt vatandaşlarımız üzerinden kuruldu…

12 Eylül Darbecileri, Kürtler üzerine dehşetli bir şekilde gitti. 

O kadar ki, kendilerini sistemin sahipleri olarak görenlerin temsilcilerinden birisi olan ve 1920’den öldüğü yıl olan 1943 yılına kadar İzmir milletvekilliği yapmış, 1925-1927 yılları arasında Adalet Bakanlığı yapan, Mahmut Esat Bozkurt; Adalet Bakanı iken Ege Bölgesi’nde bir mitingde şöyle söylüyordu:

“Biz Türkiye denen, dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz. Mebusunuzun inançlarından samimiyetle bahsetmesi için buradan daha müsait bir ortam bulamazdı. Onun için hislerimi saklamayacağım. Türk bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların, bu memlekette bir tek hakları vardır. Türklere hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı! Dost ve düşman ve hatta dağlar, bu hakikati böyle bilsinler.”

Bu zihniyetin evlatları, 12 Eylül Darbesinden sonra, Kürt vatandaşlarımıza yıllarca Kürtçe konuşma yasağı uyguladılar…

“Sahi hatırlar mısın Türkçe bilmediğin için hastaneden kapı dışarı edilmiştin de günlerce ağlamıştın, isyan etmiştin.
Bak ben hep hatırlıyorum senin çektiklerini.
Ama sen unutmuşa benziyorsun be anne? Unutmasan hiç böyle olur muyduk?
Hiç ümmetin yetimi sayılır mıydık?
Birileri sırtımızdan yükselirken, biz böyle alçalır mıydık?”
Diyarbakır zindanında, yapılan akıl almaz işkenceler…

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi… PKK Terör örgütünün, sezaryenle dünyaya getirildiği mekândır.

On binlerce Kürt vatandaşımızı, Diyarbakır zindanında, işkence tezgâhından geçirdiler.

Yüz binlerce ziyaretçi, ziyaret işkencelerine tabi tutuldu yıllarca…

Türkçe bilmeyen analar ve dedeler, yıllarca evlatlarıyla görüşemediler…

Görüşmeye teşebbüs edenler de, aşağılanmaktan başka bir şeyle karşılaşmadılar yıllarca…

Böylece, nur topu gibi bir örgütümüz oluştu: PKK

PKK terör örgütüne yardım yapıyorsunuz diyerek, köyler yakılıp, boşaltılmadı mı?

Yakıldı…

Millet Meclisi (10/25) Esas Numaralı ve 9.2.1996 tarihli Meclis Araştırması Komisyon Raporu rakamlarına göre 905 köy, 2523 mezra olmak üzere, toplam 3 bin 428 yerleşim birimi boşaltılmadı mı?

Bölünme paranoyası taşıyan milliyetçi insanlarımıza, şunu özellikle sormak istiyorum.

Bu yakılan ve boşaltılan köylerde yaşayan Kürt vatandaşlarımız, nereye gittiler?

Tamamı, Anadolu’nun batısındaki büyük şehirlerimize gittiler…

Peki niye Kuzey Irak Kürt Özerk bölgesine gitmediler?

Niye Suriye’deki Rojava bölgesine gitmediler?

12 Eylül için yazılacak çok şey var…

12 Eylül… Birçok kötülüğü doğuran fahişedir…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23