• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mahmud Sami
Mahmud Sami
TÜM YAZILARI

Mahalle Kavgaları

05 Mayıs 2017
A


Mahmud Sami İletişim:

Erdoğan birkaç haftadır devam eden, gazete yazarlarının içinde olduğu tartışmalara son noktayı koydu. “Tekkeye mürit aramıyoruz” yorumu, solcusundan sağcısına her kesime mesaj verdi.

Bu günlerde muhafazakâr cemaat ve yardım derneği “görünümlü” yapılar ve sözde taraftarları vasıtasıyla sürekli sokak kaşınıyor.

Örneğin, Fetö yapılanması ile bağdaştırılan Furkan Vakfı, sürekli İslami değerleri öne sürerek hükümet aleyhine propaganda yapıyor. Sokak eylemleri ve açıklamaları düzenliyor. İzinsiz olan bu gösteriler polis tarafından müdahaleye uğradığında ise ortaya çıkan tablo hükümetin İslam’a karşı olan tutumu olarak sosyal medyaya servis ediliyor.

Gezi kalkışmasını organize edip başarısız olanlar, referandum sonrası çıkan ufak çaptaki protestolardan da sokakta umduğunu bulamadı. Bu sefer milletin manevi değerlerini istismar ederek bir mağduriyet icat etmeye ve bu yolla farklı kitleleri sokağa çekmeye çalışıyorlar.

Bugün, İslam hem küresel olarak hem de yurt içinde şiddetli şekilde yıpratılmaya çalışılıyor. İslam’ı sahiplendiğini söyleyen DAEŞ, FETÖ, El-Kaide, Boko Haram, Taliban gibi terör örgütleri küresel olarak İslam algısına zarar veriyor. Bunların dışında hali hazırda çağın ve teknolojinin getirdiği ve Müslümanların günlük yaşamında çözmesi gereken önemli konular var. Tüm bunlar dururken muhafazakâr görünümlü derneklerin-cemaatlerin, siyaseti ve devlet konularını odağına alması, kesinlikle yanlıştır ve tehlikelidir. Özellikle son yıllarda yaşadıklarımızdan sonra da şüphe ile yaklaşılması gereken bir durumdur.

İdarecinin Müslüman olması, aynı değer ve inanca sahip kişi ve kuruluşların hükümete dışardan yön verme, etkileme arzusunu meşru kılar mı? Sadece inanç noktasındaki bu ortak özellikten dolayı, hükümet dışından siyasal hiçbir meşruiyeti olmayanların bu tutumları kabul edilebilir mi? İdareci İslam değerleri doğrultusunda makbul olan bir doğrultuda memleketi yönetebilir, bu çerçevede hareket edebilir ve kararlar alabilir. Ancak aynı inanca sahip olmaktan öte hiçbir siyasal meşruiyeti olmayanların devlet yönetiminde irade sahibi olmaları ya da olmak istemeleri ciddi tehlikeler, sıkıntılar doğurur. Hele ki daha Fetö gerçeğini yaşamışken ve hala yaşıyorken.

Eğer bu grupların, cemaatlerin biraz olsun samimiyeti varsa, millet bunlardan aralarındaki çekişmeleri kavgaları bırakıp İslam’ın bugün karşı karşıya olduğu ve gayet önemli konular karşısında fikir birliği edip bu konuları üzerine çalışma yapmalarını beklemektedir. Siyaset yapmalarını değil! Siyaset yapmanın yolu yordamı bellidir, bu çizgide ilerlemek isteyen millet nezdinde kabul görmüş bu yollara girer ve yürür.

Aslında bu tartışmaları ateşlendiren Cem Küçük’ün ekran karşısında radikal sağ görüşlü kesimlere hitaben “Mavi Marmara’da ki o manyak tipler” demesi oldu. Bu açıklamayı yaptığı gün özür dilemesine ve asıl maksadını açıklamasına rağmen tartışmalar büyümeye devam etti. Sözde İHH taraftarı gibi görünen kiralık sosyal medya kalemleri, bu açıklama üzerinden sadece Cem Küçük’ü değil, onunla beraber siyasal hesap görmek istedikleri farklı birçok ismi linç etmeye çalıştı. Aslında bugünlerde birçok kesim sosyal medyada ve sokakta kavga edebilmek için bahane kolluyor. Özellikle hükümet kanadında başbakanın değişmesi ile konumlarını kaybedenler bu hazırda bekleyenlerden. Tabi Erdoğan’ın AK Parti’ye dönmesiyle, çok farklı bir rüzgâr parti içi siyasete hâkim olacak. Gene bu durumdan rahatsız olanlar da hazır kıta bekleyenler arasında. Cem Küçük’ün sarf ettiği sözler ise bu hazır kıta bekleyen kesimlerin fitilini ateşlemiş oldu.

Tüm bu tartışmalar karşısında Erdoğan’ın “Tekkeye mürit aramıyoruz” yorumu siyasi tarihimize girmiş önemli bir değerlendirmedir.

Özellikle yaşadığımız sistemsel geçiş süreci içerisinde, muhafazakâr ve yardım derneği görünümlü hiçbir oluşum, milletimizin huzuruna zarar verebilecek bir çaba içerisine giremez, girmemeli. Sözde İslami değerler öne sürülerek bahane edilerek, yerli ve milli değerlerimize ve birliğimize kast etmeye çalışan her türlü oluşum, ister liberal olsun ister muhafazakâr ne yapıda olursa olsun, devlete ve millete karşı bir tehdittir.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23