• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mahmud Sami
Mahmud Sami
TÜM YAZILARI

İstanbul Harlem

23 Haziran 2017
A


Mahmud Sami İletişim:

Saat akşam 6’yı geçiyor, mesai saati bitmiş, çalışanlar ve öğrenciler evlerine dönüyor, trafik yoğunlaşıyor, herkeste evine gitme telaşesi var. İşte tam bu saatlerde akşam mesaisine başlayanlar var. Herkes evine dönmeye çalışırken onlar işlerinin yolunu tutuyor. Bu saatlerde eğer yolunuz Şişli ilçesinin Kuştepe Mahallesi’ne düşerse çok farklı bir “akşam mesaisi” ile karşılaşabilirsiniz.

Kuştepe’de “son durak” denen bir meydan var, ufak bir mahalle meydanı. Mecidiyeköy’e çok yakın, yürüme mesafesinde. Hani şu yıkılan Ali Sami Yen Stadı’nın yerine yapılan süper lüks rezidansların olduğu Mecidiyeköy. Hani şu tepesi bulutlara değenlerden. Aynı zamanda İstanbul’un en önemli metro hattının ana duraklarından birine ev sahipliği yapan Mecidiyeköy. Hah işte o!

Bu Kuştepe’deki son durağa doğru akşam saatlerinde yürürseniz -ki bunu kesinlikle tavsiye etmem-, sokakta size uyuşturucu satmaya çalışan “torbacı”larla karşılaşabilirsiniz. 1 değil 5 değil, son durağa inen yokuşun başından sonuna kadar her adımda bir sürü torbacı etrafta fır dönüp insanlara uyuşturucu satıyor. Burada aklınıza gelebilecek her türlü uyuşturucuyu bulabilirsiniz ve çok daha fazlasını. Burada yürürken hemen gözünüze torbacıların elindekiBulldog cinsi köpekler çarpacaktır. Hayvanseverliklerinden değil, herhangi bir polis müdahalesine karşı kullanmak üzere, ellerinde köpekleri hazır tutuyorlar.

Bunu çok olan ve normal bir şeymiş gibi anlattım, belki garipsediniz ve kızdınız. Ama kızmayın ve garipsemeyin. Çünkü Kuştepe son durağa inen yokuşta bu görüntü her gün, her akşam yaşanıyor. İstanbul’un birçok yerinden insanlar buraya uyuşturucu almaya geliyor. O kadar çok kişi geliyor ki, normalde sokakların sakinleştiği saatlerde burada uyuşturucu satışından trafik tıkanıyor. Her marka her model yüzlerce araç buraya akın akın geliyor.

Kuştepeliler son derece mağdur durumda. Evlerinde pencere açamaz haldeler, çocuklarını ise sokak kapısının önüne dahi çıkartamıyorlar. Yerli halk durumdan şikâyetçi, ellerine geçen her fırsatta durumu siyasilere bildiriyorlar. Ancak birkaç günlük geçici çözümler dışında henüz duruma hiçbir çare bulunamamış. Başbakanlık İletişim Hattı BİMER’e yazılan ihbarlar ise direkt İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gidiyor amadilekçeler istenilen sonucu vermiyor! İlginç değil mi?

Son durağa giden, bu yokuşta geceleri türeyen torbacıları sakın mobil sanmayın. Sürekli buradalar, çünkü oturdukları yerlerde burada. Yani çalıştıkları yer belli, oturdukları yerde belli. Çeteleşen hatta mafyalaşan bu torbacılar, sokağın belli yerlerinde kurdukları kamera sistemleri ile sokağı polise karşı 24 saat gözlem altında tutuyorlar. Hatta bazı evler temelden çatıya kadar dikenli teller ile çevrilmiş. Evlerin bodrumlarında ise baskınlarda kaçmak için kullanacakları geçitler açmışlar.

Burada söz konusu olan sadece uyuşturucu da değil, türlü türlü, aklınıza gelebilecek her türlü pislik burada yapılıyor. İnsan ticaretinden tutun organ mafyasına kadar, illegal ne varsa hepsi burada mevcut. Tabi Kuştepe İstanbul’da bu durumda olan tek mahalle değil. Bağcılar, Kâğıthane gibi ilçelerde de benzer yerler mevcut. Buralar gençliğimizi zehirliyor, geleceğimizi çalıyor ve karşılığında para kazanıyorlar. Hem ne devlete ne de millete hesap vermeden.

Saat akşam 6’yı geçiyor ve Kuştepe’de son durağın yokuşu Harlem’e dönüşüyor. Burada sokakta illegal işler yapan hiç kimse korkmuyor, çekinmiyor tedirgin olmuyor. Her gün aynı sahne, aynı ortam. Hiçbir şey gizli saklı yapılmıyor. Hatta sadece buradan geçiyor olsanız size zorla uyuşturucu satmaya çalışacaklar. Görseniz sokakta müşteri kapmaya çalışan restoran ve kafe çalışanları sanırsınız.

Şimdi asıl soruya gelelim! Her şey bu kadar aleni iken, özellikle bölgede görevli emniyet güçlerimiz, neden bu soruna kesin ve kalıcı bir çözüm bulamıyor?

Eskiden Refah döneminde belediye başkanlarının geleneksel halk günleri vardı. Refah Partili belediye başkanları, bu günlerde bir mahalleye gider, çay ocağına oturur ya da mahalle meydanına geçer burada halk ile buluşurdu. Mahallelinin dertlerini, kendi mahallelerinde dinler ve çözüm üretmeye çalışırlardı. Bugün aynı gelenek devam ediyor, ancak biraz daha farklılaşmış halde. Artık belediye başkanları bu halk günlerinde insanları belediye binasının makam odalarında kabul ediyorlar. Halka gitmek yerine halk başkana geliyor, çünkü artık başkanlar pek mahalleleri dolaşmıyor. Birde tabi başkanı nasipte varsa görebiliyorsunuz. Malum artık başkanların milletten daha önemli işleri olduğu için millete de yardımcıları bakabiliyor. Yani tabii ki en az 3 araçlık kortejleri olmadan adım atmayan başkanı, kusura bakmayın da göremeyin bir zahmet!

Twitter: @masamikar

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23