• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Yine postal boyarlar...

17 Şubat 2018
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Rahmetli kayınpederim Kore gazisiydi. Nadir de olsa Kore savaşıyla ilgili bazı hatıralarını anlatırdı. Hücum anında Türk askerleri Allah Allah diyerek düşman üzerine korkusuzca saldırırken, can verip kelle alırken, Amerikalı askerlerin siperlerinde birbirine sokulup ağlaştıkları hatta pek çoğunun korkudan altlarını ıslattıkları, ondan dinlediğim hatıralar arasındadır.

Düşmanlarımız ve içimizdeki uzantıları hainlerden bazıları, Zeytin Dalı Harekâtını itibarsızlaştırmaya, Türk toplumuna kazandırdığı psikolojik üstünlüğü aşağıya çekmeye uğraşırken, elbette bu millete ve bu vatana aidiyet hisseden herkes, bu harekâtı ve bize kazandırdıklarını gündeme taşımalı, olayın metafizik gerilimini zinde tutmalıdır. 

Biz de öyle yapıyor, her vesile ile Mehmetçik’in, Afrin’e doğru gerçekleştirdiği bu destansı yürüyüşünü adım adım takibe çalışıyor; düşünce ve yorumlarımızı da sizlerle paylaşmaya azami özen gösteriyoruz.

Bakın işte, hem öldürülen terörist sayısı hem de hedefe doğru ilerleyiş katlanarak devam ediyor. Eğer Türk ordusunun insani hassasiyetleri olmasa ve düşmanlarının yaptığı gibi yaparak sivil, kadın, çocuk demeden herkesi hedefine alsa bu kuşatma çoktan sonuçlanır, Afrin terör unsurlarının hepsinden kolayca temizlenirdi. 

Hâlbuki düşman cephenin, sivilleri, çocukları kalkan olarak kullanmasına ve bu taktik sebebiyle onu aşkın Mehmetçik’imiz şehit düşmesine rağmen, öfkemiz adalet duygumuzun önüne geçmiyor; insani hassasiyetlerimizi devam ettiriyoruz.

Amerika müttefikimizmiş. Amerika stratejik ortağımızmış. Amerika model ortağımızmış. Ben bu yaşıma geldim; fakat sözü edilen ittifakı, sözü edilen ortaklıkları hatırlamıyorum. Benim hafızamda kalan, Amerika’nın bizi peyk gibi kullanmak isteyişi, bize Ortadoğu’nun jandarmalığını yaptırmak hevesidir. Başarılı olmadılar da demiyorum. Fakat o günler artık mazide kaldı, diyorum. 

Amerika, eski gücünü, eski prestijini kaybettiği için bu böyledir; ancak daha da önemlisi Türkiye yüz yıllık bir fasıla ile terk ettiği ecdat mirası günlere tekrar dönmek üzere olduğu için bu böyledir. Ve vakti geldiğinde kendiliğinden doğan güneşin doğuşu tabiiliğindeki bu dönüşü, Rabbimizin izniyle, engellemeye de kimsenin gücü yetmeyecektir.

Benim bildiğim, uluslararası ilişkilerin en önemli disiplinlerinden birisi “Mütekabiliyet” prensibidir. Mütekabiliyet, her muhataba layık olduğu şekil üzerine davranabilme kabiliyetidir. Kur’an-ı Kerim, “Hürmetler karşılıklıdır; bir kötülüğün karşılığı misliyle kötülüktür; saldırıya uğradığınızda aynıyla karşılık verin” gibi ayetleriyle bize mütekabiliyet prensibini ders verir.

Olumsuz davranışlara karşılık vermemek, teslimiyeti baştan kabul anlamını taşır. Hâlbuki karşılık vermek, hem düşmanlık eden için hem de fırsat bekleyen diğerleri için en caydırıcı davranış olur. “Kısasta hayat vardır” ilahi prensibi bu noktada da aynen geçerlidir. 

Türk Silahlı Kuvvetleri, teröristleri temizleme ve güney sınırımızı her türlü fiili ve potansiyel saldırılara karşı koruma uğruna, Afrin’den sonra gerekirse Münbiç’e de gireceğini ilan ediyor. Müttefikimiz (!) ise, orada biz de varız, oraya girmeyin uyarısında bulunuyor. 

Artık, sizin orada ne işiniz var, diye sormamız abes. Niçin orada olduklarını cümle alem biliyor. Sadece şunu dememiz gerekiyor: Madem ki biz Münbiç’e gireceğiz ve siz de henüz ordasınız. Biz gelmeden siz Münbiç’i terk edin. Yoksa sonuçlarına katlanırsınız. 

Rahmetli kayınpederim anlatırdı: Kore savaşında, Amerikan askerleri, bizim korkusuzluğumuz ve gösterdiğimiz kahramanlıklar karşısında öylesine ezildiler, öylesine silik hale geldiler ki, terhis olduklarında, bizim postallarımızı boyarken fotoğraf çektirmek için uzun kuyruklara girdiler. Fotoğraf çektirme şansını yakalayanlar, diğerlerine, bu fotoğrafı bir üstünlük payesi kazanmışçasına böbürlenerek gösteriyorlardı. 

Muhtemelen, Münbiç’te bulunan Amerikan askerlerinden bazıları onların torunlarıdır. Evlerinin duvarlarında asılı bu fotoğrafların anlamını dedelerinden, onlara ulaşamamışlarsa annelerinden, babalarından öğrenmişlerdir. İhtimal, onlar da dedeleri gibi bir şans yakalamayı hayal ediyorlardır.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23