Reis…
Başarıya kilitli bir dünya lideri olduğunu iç-dış politikadaki icraatıyla ispat eden Recep Tayyip Erdoğan, siyasi başarılarını, tarihe not düşülmesi zorunlu ufuk turu keyfiyetiyle sürdürüyor. İcraatının malumatla ilgili yanı herkesin malumu. Ben bugün, onun liderlik özelliğine kırk yıl önceki bir yazımdan bazı alıntılar yaparak genel bir yorum getirmek niyetindeyim.
Gustave Le Bon: “Lider, başlangıçta sonradan havarisi olacağı fikir tarafından teshir edilmiş bir kimsedir. Fikir onu o derece sarmıştır ki onun dışında her şey silinir ve ona zıt fikir bâtıl ve hurafe görünür. Liderler aksiyon adamıdır. Hakaret ve tecavüz onları daha ziyade harekete ve heyecana getirmekten başka bir işe yaramaz. Şahsî menfaat, aile hepsi feda edilmiştir. Nefsi korumak insiyakı bile onlarda kaybolmuştur. O kadar ki, istedikleri tek mükâfat çoğu defa “şehid olmaktır” der.
Necip Fazıl, “Kahraman” ifadesiyle lideri kastederek şöyle bir tasnife gider: Maddede, manada ve hem madde hem de manada kahraman. Bu üç gruptan en mühim grubun üçüncü grup olduğunu da dile getiren N.Fazıl, onu da mutlak ve nispî olmak üzere iki kısımda mütalaa eder. Mutlak Kahramanlar peygamberlerdir ve bütün kıyaslamalardan münezzehtirler. “Artık anlıyoruz ki, kahraman, hangi sahada olursa olsun, ayağımızın altında, başımızın üstünde ve ruhumuzun içindeki dar ve hasis dünyaları bir çekişte koparıp alan ve yerine iyi, güzel, doğru ölçüleriyle yenilerini getiren iç ve dış âlemler fatihidir” diyerek sözlerine devam eden N.Fazıl, bu ulviyet zirvesinin süfliyet eteklerinde mevcut üç tipe de dikkati çeker: Özenti Kahraman, Meccani Kahraman ve Sahte Kahraman. (Örneklerini altılı masada gayet mebzul görebilirsiniz.!)
Lider, cemiyetin her ferdine bir cemiyet kuvveti veren; herkes kendini ona en sevgili bilen ve ruhunda topladığı mümtaz vasıflarla herhangi biri olmaktan kurtulmuş seçkin varlıktır. Lider, seven insandır ve baştan yalnızlığa razı olmuştur. O, binler, yüzbinler ve milyonlar arasında yaşasa bile hep yalnızdır. Düşünmesini bilen ve bildiklerini söylemek isteyen, hamleci bir ruha sahip her lider, met ve cezriyle kendisini anlayacak sadık bir dosta herkesten ziyade muhtaçtır. Ancak, o, böyle bir dostu, kendi düşündüğü şekilde olmak kaydıyla hiçbir zaman bulamayacaktır.
Goethe: “İnsanlar hayatlarında bir kere büluğ ıstırabı çekerler. Hâlbuki dehânın çocukları sık sık bu ıstırabı çekerler, böylece her defa gençleşirler” der. Lider, çektiği her ıstırapla gençleşen ve yenilenen insandır. O, gül bahçesini hiç düşünmeden verir; fakat karşılığında bir tebessüm goncası dahi beklemez. Hasbidir, samimidir ve diğergamdır.
Ve iman!.. Liderin en üstün yanı dâvâsına olan imanıdır. Onun telkinlerine kuvvet veren büyük sır imanında saklıdır. Onu bir başkası deli sanır.
Tarih hafızasına kaydolmuş her liderde, olması gereken bütün vasıfları görmemiz mümkün değildir. Bu imkânsızlıktır ki, liderleri nisbîleştirir ve bize kıyas imkânı verir. Fakat hepsinde müşterek bir vasıf vardır ki şudur: Halk hâlin, liderler ise istikbalin efendisidir.