• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Kader uyarıları ve FETÖ ile mücadele 

21 Ağustos 2021
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz, buyuruyor Allah Resulü, çok ağlar az gülerdiniz. Dağlara çıkar, dua dua Allah’a yalvarırdınız. 

Ve yine şöyle niyazda bulunuyor: Allah’ım bize hakkı hak olarak göster, hakka uymayı nasip eyle. Batılı batıl olarak göster, ondan kaçınmayı da lütuf eyle.  

Kaderden gelen her uyarı, mahiyetimize uğradığında, bu uyarılardan doğru ders almak, alınan dersin gereklerine uygun davranışlarda bulunmak bizim için bir iman borcudur. Başımıza gelen bütün bela ve musibetler, bize doğruyu işaretleyen kader uyarılarıdır. Yangınlar öyledir, depremler öyledir, sel felaketleri öyledir, hastalıklar, özellikle bulaşıcı hastalıklar öyledir, maddi- manevi kuraklıklar hep öyledir. Başımıza sökün edip üşüşen bu uyarıların hepsi, bizi hakka yönelmeye cebri olarak sevk eden uyarılar cümlesindendir. İstifade edilebilirse hepsi rahmet, istifade edilemezse hepsi kahırdır.  

Bu tür kader uyarılarının merkezinde var olan hikmet, bizim hakka yönelmemiz, hatalarımızla, günahlarımızla adeta davetiye çıkardığımız bütün yanlışlarımızdan rücu ederek istiğfara, tövbeye sarılmamızdır.  

Hayat, sevinciyle, süruruyla, kederiyle, ıstırabıyla bir bütündür. Payımıza düşene razı olmak zorundayız. Payımıza düşene razı olmanın göstergesi ise, küfür ve dalalet dışında, payımıza düşen her şey için Allah’a şükretmek, onların birer nimet olma durumunu asla unutmamaktır. İki nefes arasında dahi haktan gafil olmamak hepimiz için hedef ve gaye olmalıdır.   

Hakkı hak olarak görmek bir nimettir; fakat bu nimetin tamamlanması hakka tabi olmakladır. Batılın batıl olduğunu bilmek de öyledir. Bu nimetin tamamlanması ise ancak batıldan uzak durmakla gerçekleşir. 

Bilmek bir sorumluluktur. Sorumluluğu yerine getirilmeyen bilgi sırtta bir yük, vicdanda bir ağırlıktır. İnsan, bildiğini amele döndürdüğünde bilgi bir hazine olur. Allah o kişiye bilmediklerini de öğretir. 

Hayat felsefesini bu düşüncelerle ören kişinin hayatı ceht, gayret ve mücadele ile geçmek zorundadır. İster içe dönük, isterse dışa yönelik cihadın anlam kazanması da yine  bu düşüncelerin onda ne kadar yerleştiğine, ne kadar kök saldığına bağlıdır. 

Elebaşının daha ilk dönemdeki art niyetinin dışında FETÖ’nün birbiri ardınca kesintisiz yanlışlar girdabına sürüklenmesinin miladı bu hayat felsefesinden kopuşla başlar. Böylesi sonuç, cihat ruhundan kopan her fert ve topluluğun değişmez kaderidir. Bu sonuç, bildiğini amele döndürmeyen her fert ve topluluğun neticede varıp yaslanacağı akabedir. Bu sonuç, sorumluluğunu idrak edemeyen ya da sorumluluk nimetinin kıymetini bilmeyen bütün fert ve toplumların önünde kurulu en aşılmaz handikaptır. 

Bizim FETÖ ile mücadelemizin ana temelinde yatan gayret de onu tekrar söz konusu hayat felsefesine ircadır. İçinde bulunduğumuz dönemde de 2000’li yılların başlangıcında örgüt yapılanmasını kendi irademizle terk ederek dıştan verdiğimiz mücadelede de değişmeyen gaye ve hedefimiz hep aynıdır.  

FETÖ’ nün “cemaat” kimliğini taşıdığı dönemlerde yaptığı doğru işlerin hep yanında olduk. Gördüğümüz yanlışları da hiç eğip bükmeden doğrudan ve açıkça ifade ettik. Bir cemaat içinde, yani kapalı devre çalışan bir yapılanmada, hem de icraatın başında bulunanalar arasında olmamıza rağmen, “Hayır demeyi  kurumsallaştıralım, yani bizi açıkça tenkit edebilecek bir denetleyici birim kuralım, ta ki yanlışlarımızı görebilelim, iş körlüğüne düşmeyelim” diyen biriydim ve bu tavrımı hiç değiştirmedim.  

Cemaat içindeki üstünlüğünü kıdemine ve turnikeye ilk girenlerden olmasına bağlayan (Abi) kişilerle de mücadele ettim. Kendi altımda bulunanları ezmediğim gibi, “Abi” geçinenlerin de kendi altlarında bulunanları ezmelerini imkanım ölçüsünde engellemeye çalıştım. Daima genç yeteneklere kol kanat gerdim. 

Artık FETÖ, cemaat değil zifiri karanlık, CIA- MOSSAD uşağı bir örgüttür. Ve bu örgütle irtibatını bilhassa 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra hala devam ettirenler kim olursa olsun asla masum olamazlar. Bu gerçek hal sebebiyle de FETÖ ile mücadele kökten tenkil şeklinde  ve umumi olmalıdır.  

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ümit Treni

Vaazlarını sahabe efendilerimizin fedakarlıkları üzerine inşa etti. Dramatize hitabla efsunlanan beyinler pamuk ellerini cebe attılar. "Sahil i selamete" giden ümit trenine bindiklerini sandılar. "Hizmet" için başlar açıldı, kopya mübah, kumpas helal sayıldı. Cum a ve cemaatle namaz terkedildi. "Harpte hile" ve "Zaruret" fetvasına sığınan şakirtler Hz Mesih temalı tatlı rüyalara inandılar.

Mustafa

Muhterem Latif bey yazınız harika tespitler ihtiva eden muhteşem ibretli ve açıklayıcı olmuş.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23