• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

HDP’ye oy istemek

30 Mayıs 2015
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Büyük mücadeleyi, millet olarak sürekli kazanma ya da kazanmayı bir süre daha erteleme gibi iki keskin, iki net sonucun ortasında bir yerde duruyoruz. Ya 7 Haziran seçimlerinde, vesayetin her türlüsüne dur diyecek bir tercihte bulunacak ya da sonu ve sonucu nelere hamile olduğu bilinmemekle birlikte art arda kayıpların sökün edip üzerimize üşüşeceği kuşkusuz bir yanlış tercihin suçlusu olacağız.

Cins cinsi çeker, denilir. Ak Parti karşısında ittifak eden zıtlardan oluşmuş heterojen yapının birbirini cezbeden ortak payda kimliğini tespit bunun için çok önemli. CHP ve MHP’nin bürokratik bünyedeki gücünün, toplumdaki siyasal karşılıklarından çok çok fazla olduğu bilinen bir gerçek. Cemaat, kırk senedir sürdürdüğü devleti bütün üniteleriyle ele geçirme, toplum hayatını bütün departmanlarıyla kuşatma çalışmalarının meyvelerini devşirmede biraz erken davranma yanlışlığına düşerek kendini ele verdiği ölçüyü baz alarak söyleyecek dahi olsak, her iki partinin toplamından birkaç kat fazlalıkla bürokrasiye çöreklenmiş durumda. Bürokrasideki teamülleri nazara aldığımızda, muhalefetteki itilaf güçlerinin önümüzdeki otuz- kırk senenin reel kabul ettikleri yol haritasını belirlemek hiç de güç değil. Halbuki, başkanlık sistemi, söz konusu bütün kabul ve temennileri toptan imhaya muktedir. Başkanlık sistemine gösterilen aşırı tepkinin birinci sebebi bu. 

İkincisi, bu sistemde, yürütmenin kazanacağı güç ve bu gücü temsil edecek başkanın Recep Tayyip Erdoğan gibi teslim alınması imkansız bir liderin oluşu. Başkanın, beraber çalışacağı bürokratı hiçbir teamül kaydına bağlı kalmadan seçecek olması, bütün hegemonik beklentilerini bu tür teamüllerle temellendirmiş ve sıraya koymuş olanları elbette rahatsız edecekti; ve öyle de oldu.

Demokratik bir sistemde, seçilmişlerin yönlendirici mevkide bulunması bir ön koşul olmakla birlikte, görülen karşı direnç, topluma temel hak ve özgürlükleri dahi kendi takdirleri ölçüsünde vermeye alışmış atanmışların gerçek demokrasiye karşı geçmişten tevarüs ede geldikleri genetik tepki anlamındadır; ve bu tepkinin gerekçeli ve gerçekçi hiçbir karşılığı yoktur. Muhalefette gördüğümüz tehdit ve şiddet yanlısı atraksiyonlar, esasen makul argümanlara sahip bulunmadıklarının da bir kanıtıdır.      

Beddua seansından sonra sürekli savruluş yaşayan ve her savruluşunu daha kötü bir savruluş takip ettiği görülen örgüt liderinin, üst düzey örgüt üyelerine HDP’yi destekleme talimatı vermesi; ve onların da bu talimatı ar damarları çatlamışçasına utanmadan, sıkılmadan açıktan uygulamaya koymaları, söz konusu örgütün irtifa kaybının hangi derin çukurlara doğru sürüklendiğini belirlese de, cemaat tabanının genelinde kabul adına belirleyici bir etki göstereceği kuşkuludur. 

Vicdanı tamamen tefessüh etmişler dışında, hiç kimse böylesi haince bir teklifi asla kabul etmeyecektir. Mehmetçiğin yere düşmüş kanı için kabul etmeyecektir. Binlerce evladını şehit vermiş anneler, babalar için kabul etmeyecektir. Bebek yaşta, çocuk yaşta annesiz, babasız kalmış öksüzler için kabul etmeyecektir. Hiçbir milli ve dini değer algısı taşımayanları desteklemeyi, dini gayreti reddettiği, imanı el vermediği için kabul etmeyecektir. Örgüt lideri, bu talimatıyla, siyasi öngörüden ne kadar nasipsiz olduğunu bir kere daha göstermiştir.

Doğrudan örgütü temsil edecek bir siyasi parti kurdurmakla, önümüzdeki ay ve yıllarda bu nasipsizliğini daha birçok kereler göstereceğe de benzemektedir. Ne ki, kısa ve uzun vadede kendisini böylesi siyasi bir girdaba salmaktan başka da çaresi yoktur. Çünkü, senelerdir devleti ele geçirme adına yaptığı çalışmalar, başkanlık sistemine geçildiğinde anlamsızlaşacaktır. O da şansını yeni sistemi ele geçirmekte arayacaktır. Belki elli yıl sonra kendisine böyle bir şans doğar, kim bilir, belki.. Ama öncesinde pek şansı bulunmuyor.

Çözüm sürecinin bütün safhalarında olumsuz yaklaşımlar sergilemiş HDP’ye oy vermek aynen PKK’yı otuz beş senelik yaptıklarıyla onaylamak anlamına gelir. Vicdanı kararmış, milli ve insanı refleksleri felç olmuşlar dışında da hiç kimse böyle bir onaya evet diyemez.. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23