• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Bence başarı..

20 Mayıs 2017
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Hiç kuşkusuz içinde bulunduğumuz haftanın en önemli siyasi konusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ABD Başkanı Trump’ın Beyaz Saray’da gerçekleştirdikleri görüşmeydi. 

Konu sadece Türkiye- ABD açısından değil yeniden tekevvüne başlamış yeni dünya dengeleri açısından da önemliydi. Özellikle bu görüşmenin, Hindistan- Rusya ve Çin görüşmelerinin ardından yapılması, yeni dengedeki baş aktörlerin adreslerini deşifre anlamını da taşıyordu. Türkiye, gösterdiği diplomatik ve politik performansla yeni dengede baş aktörlerden biri olma trendine girdiğini ve bu noktada diğer partnerlerinden de olumlu sinyaller aldığını bu vesile ile dünya siyasi tarihine not düşmüş oldu. 

Ucuz polemiklerle bu önemli başarıyı gölgelemek isteyenler de elbette yok değil. Fakat onlar, Tayyip Erdoğan ve ekibinin hangi başarısını hazmedebildiler ki, bu en önemli başarıyı içlerine sindirebilsinler. Müzmin muhalefetten daha ötesini beklemeye gerek de yok. 

Bu tür zirve görüşmelerinde, dışa yansıtılan konular kadar, dışa yansıtılması ileriki tarihlere bırakılan konular da olur. Bu açıdan da görüşülen bütün konular bilinmeden, yapılan taleplere karşı verilmiş cevapların bütünü birden tahlil edilmeden tarafların başarı baremini tespit imkânsızdır.

Görüşme öncesi ve sonrası iki liderin birbirlerine yaptıkları insani iltifat ve jestleri ise kesinlikle bürokratik ve politik başarı veya başarısızlık kefesine koyup tartmak doğru değildir. Esas olan, bundan sonra gerçekleşecek her ekonomik, politik, askeri ve kültürel atraksiyon ve hamlede tarafların birbirini destekleyip desteklemeyeceği veya ne oranda destekleyeceği ya da desteklemeyeceğidir. 

Bütün bunları kabulle birlikte görünen o ki, hem ABD hem de diğer baş aktör ülkelerle yeni ve olumlu bir sürece girilmiştir; ve bu süreç, inşallah, hem Türkiye hem de diğer dünya ülkeleri adına hayrı şerrine galip bir süreç olacaktır.  

Dış siyasetin doğası esneklikle örgülüdür. İşi, ipi koparacak noktaya doğru çekmek ve germek dış politikanın bu doğasına uygun bir davranış değildir. Usta politikacı ve diplomatlar, taleplerinde ısrarcı olurlar; fakat temaslarını sadece talep ettikleri konuya kilitlemezler; mutlaka temaslarının devamını temin edecek bazı açık kapılar bırakırlar. Bu açık kapılar, daha çok her iki taraf içinde hayati önem arz eden ortak paydalardan oluşur. Bu ortak paydalar önem bakımından ne kadar güçlü ise, temasların devamına vesile olacak hususlar o kadar güçlü demektir. Bu noktada bütün mesele bu ortak paydaları, geçici öneme sahip tali meseleler uğruna örselememek, yıpratmamak hele hele asla yok sayacak yanlışa düşmemektir. 

Bu kriterler perspektifinden bakıldığında ABD ile yapılan zirve görüşmesi yakın vadede olmasa bile orta ve uzun vadede pek çok başarıya hamiledir; kalıcı, olumlu sonuçlar doğuracağında da kuşku yoktur. Bu bağlamda konuşacak olursak, FETÖ lideri ve avenelerinin Türkiye’ye iadesi önemli olsa da bence Türkiye-ABD ilişkilerini birinci dereceden yönlendirecek konumda bir konu değildir. Bu sebeple de zirve görüşmesinde konuyla ilgili sarih bir mutabakatın deklare edilmemiş olması, ortak paydalarda varılan mutabakatları anlamsız kılmaz. 

Hem, özellikle Gülen’in iadesi talebinden asıl maksat onu devre dışı bırakmaktır. Bir başka yolla da bu maksada ulaşmak pekala mümkündür ve zirvede, bu mümkünü vaki kılacak alternatifler de görüşülmüş olabilir. Ben, Türkiye’nin iade talebine tamamen bigâne kalındığına ihtimal vermiyorum. 

Ateş düştüğü yeri yakar. Bu sebeple de sadece Amerika’dan değil, bizim dışımızdaki hiçbir ülkeden FETÖ’ye ve diğer kanlı terör örgütlerine karşı bizim hassasiyetimizi beklemek gerçekçi değildir. Dolayısıyla başkalarının bu terör örgütleriyle ilgili kabul veya retleri bizim için bir ölçü, bir kriter, bir endaze olamaz. Biz bu tehlikenin boyutlarını yaşayarak öğrendik. Başkalarının keyfe keder yavelerini dinleyerek vakit kaybedecek halimiz yok. Kendi usulümüze göre hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz. Bu da bizim için bir tercih değil sadece zorunluluktur.. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23