• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Kıvanç Tığlı Bulut
Kıvanç Tığlı Bulut
TÜM YAZILARI

Obsesif kompulsif bozuklukta yanlış düşünceler

03 Mayıs 2015
A


Kıvanç Tığlı Bulut İletişim: ,

Değerli okuyucularım, saplantılı ve takıntılı insanın aklına istenmeden, elinde olmadan rahatsız edici düşünceler gelir. Bu düşünceler geldiği zaman kişide büyük bir sıkıntı oluşturur ve kişi bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için bazı uygunsuz, kendini yapmaktan alıkoyamadığı ve saçma bulduğu yineleyici hareketler yapmaya başlar. Bu hareketlere de kompülsiyon yani zorlantı adı verilir. Örneğin, kirlilik düşünceleri olan kişilerin sık sık ellerini yıkaması zorlantıya örnektir. Bu düşüncelerin şiddeti daha da artar ve kişi günlük hayatında yapması gereken sorumluluklarını yapamaz hale gelir. 

Bazı danışanlar inançta saplantıya düşebilirler. Kişinin aklına istemeden ve elinde olmadan Allah’ın olmadığı gibi saçma düşünceler gelir. Hatta bazı zamanlarda Allah’a küfür şeklinde düşüncelere kapılabilir kişiler… Mesela bir danışanım namaz kılarken aklına böyle saçma fikirler geldiği için namazlarından zevk alamaz ve kılamaz hale gelmişti. Kendini böyle saçma ve kötü şeyler düşündüğü için günahkar hissediyordu. Camiye zorlukla giriyor ve bazen namazını bitiremeden hemen çıkıyordu.

Kanser, verem gibi hastalıklara yakalandığı şeklinde düşüncelerin geldiği hastalık obsesyonları (takıntı) bir diğer saplantı çeşididir. Kişi en küçük bir göğüs ağrısını hemen eyvah kalp krizi geçireceğim herhalde diye düşünür. Kendini hemen acil servislere atar, tetkik ve tahliller yaptırır. Bir an için rahatlar ama sonraları bu kısır döngü devam eder.

Çocuklarını çok sık eleştiren, suçlayan onlardan kusursuz olmalarını isteyen, ayıp ve günah kavramlarını abartılı bir biçimde aşılayan ailelerde takıntı hastalığına sık rastlanmakta… Hastalık aile ve okulda sorun yaşanması durumunda, ergenlik döneminde, kız-erkek ilişkisinde daha yoğun olarak görülür. Örneğin, anne, her tuvalete gittiğinde iç çamaşırını çöpe atan ve yenisini giyen çocuğuna karşı çıkmıyor ve istediğini yapmasına izin veriyorsa hastalığa ortak oluyor demektir.  

OKB rahatsızlığı yaşayan kişilerde bazı ortak yanlış düşünceler vardır;

 *Abartılmış sorumluluk: Olumsuz sonuç her ne olursa olsun, üzerinde herhangi bir etkiniz varsa, o sonucu engellemek için yapılabilecek her şeyden sorumlu olduğunuzu hissedersiniz. Bir danışanım, kütüphanede çalışıyordu ve ikindi saatinde çalışma arkadaşıyla beraber çay keyfi yaptılar. Danışanımın aklına şu düşünceler geldi; “Ya fındıklı bisküvinin kırıntıları masada kaldıysa ve benden sonra oraya oturan kişinin fındığa karşı alerjisi varsa?”

Danışan, arkasında bisküvi kırıntıları bırakmakla ilgili dikkatsizliğinden dolayı kendini abartılı şekilde suçlu hissetmişti.

 * Tehlikenin abartılması: Bu düşünce, bir takıntının hayal edilmiş olumsuz sonuçlarının gerçekleşme olasılığını, şiddetini abartma eğilimi anlamına gelir. Avukat olan Berk, mahkemede uygunsuz şeyler söylemekle ilgili dürtülerinden rahatsızdı. Aslında herhangi bir dürtüsel davranış öyküsüne sahip değildi ve çok sakin, kontrollü biriydi.

 *Düşünce -eylem kaynaşması: Olumsuz bir olay hakkında düşünmenin onun gerçekleşme olasılığını arttırdığını veya kötü düşüncelerin ahlaki olarak kötü eylemlere eşit olduğu varsayımıdır. Mert’in aklına kendi eşinden başka bir kadınla ki, bu kadından hoşlanmadığı halde, ona kur yaptığı ile ilgili görüntüler geliyordu. Mert, bu düşünceye sahip olmanın gerçekten karısını aldatması kadar kötü olduğuna inanmaktaydı, çünkü sadık değildi ve bu durum onun ahlaksız bir kişi olduğunu göstermekteydi.

 *Zihinsel kontrol: Bu düşünce, davranışsal kontrolü sağlamak için istenmeyen düşünceleri kontrol etmenin gerekli olduğu inancını yansıtır. Sık iş gezisine giden Burak’ın arabasını karşıdan gelen trafiğe doğru sürmeyle ilgili zorlayıcı zihinsel görüntüleri vardı. Düşüncesi üzerindeki kontrolü kaybetmenin, davranışa yol açabileceğinden korktuğundan, aklına bu düşüncelerinin gelmesinin çok tehlikeli olduğuna inanıyordu.

 *Belirsizliğe tahammülsüzlük: Bu düşünce, bir karar vermeden ya da günlük işlerimize devam etmeden önce kötü bir şey olmayacağına dair tam bir kesinlik ihtiyacınız olduğu inancına karşılık gelir. Suzan affedilemez bir günah işleyip işlemediği ile ilgili sürekli bir kuşkuyla yaşıyordu. Yaptığı herhangi bir şeyin günah olup olmadığını kesin olarak belirlemek için, tüm günlük davranışlarını umutsuzca çabayla sürekli gözden geçiriyordu.

 * Mükemmelliyetçilik: Bu, her bir sorun için tek bir uygun çözüm olduğuna ve mükemmellikten biraz uzak olan her şeyin tamamıyla eksik olduğuna dair inançtır. Ayten, namaz kılarken aklından çok kısa bir anlık, uygun olmayan bir düşünce geçse, o namazının bozulduğunu ve yeterince iyi olmadığını düşünüyordu. Bunun için namazını bazen bozup tekrar kılıyordu.

Tüm bu yanlış düşüncelerin yanısıra OKB’li birçok kişinin düşünce kontrolündeki başarısızlıklarının anlamıyla ilgili yanlış inançları vardır. Bunlar, kişi eğer o düşünceyi kontrol etmeye çalışmazsa; o düşüncenin kişi “çıldırana” ya da “kendini kaybedene” kadar tırmanacağı korkusunu da içerir.

Takınaklı düşüncelerinizden kurtulabilmeniz duasıyla Allah a emanet olunuz.

PSİKOTERAPİST

DNŞ. TEL: 0212 503 79 95-0506 401 79 91

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23