• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Kıvanç Tığlı Bulut
Kıvanç Tığlı Bulut
TÜM YAZILARI

Kurban psikolojisi

29 Mayıs 2022
A


Kıvanç Tığlı Bulut İletişim: ,

Değerli okuyucular, kendisini kurban olarak gören kişilerden şu sözleri sık sık duyarsınız; “Bu dünya sanki bana karşı”, “Bütün kötü şeyler beni bulur”, “Beni kimse anlamadı”, “Şu dünyada hiç şansım yok, iyi şeyler beni bulmaz zaten”, “O bana öyle davranmasaydı, ben bu kadar büyük tepkiler vermezdim, hata bende değil. O doğru davransa ben hiç böyle yapar mıydım?” Farkındaysanız, kişi böyle düşünerek, hiç kendi sorumluluk almıyor, hep karşı tarafı hatalı olarak görüyor. 

Kişilerin zaman zaman kendini şanssız, anlaşılmamış, yalnız, kurbanmış gibi hissetmesi normaldir.. Ancak, kişi, devamlı hayatında kendini kurban gibi görüyorsa ve bu durum ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyorsa, o zaman çözümlenmesi gereken bir sorun var demektir.

Kişi, kendini kurban gibi görüyorsa tek başına karar almakta zorlanır, yaptığı seçimlerle ilgili sorumluluk almaz. Aldığı bir kararla, girişimci olarak, yeni bir iş yapmış veya yeni bir şey üretmişse, hata yaptığında ve başarısız olduğunda kendini acımasız şekilde suçlar, kendine kızar ve yetersiz hisseder. Ayrıca kişi, kendini kurban gibi görüyorsa, hayatında kendini yalnız bırakılmış, aldatılmış, hakkı yenmiş, anlaşılmamış gibi hisseder. Kurban psikolojisine sahip kişi, ayrıca devamlı kendine acır ve kurtarılmayı bekler. Bir sorunu olduğunda, karşı tarafın bu sorununu çözmesini ve kendisini o yaşadığı büyük acıdan sıkıntıdan kurtarmasını bekler. 

Kişi, kendini hayatında kurban gibi hissediyorsa gerçekten kendisi gibi doğal olarak davranamaz. Var olmak demek, kendi düşüncelerinin duygularının farkında olmak, kendini hataların veya yapamadıkların için gereksiz yere suçlamayıp kendine şefkat gösterebilmek, içinden geldiği gibi spontane davranabilmek, kendimizi başkalarına göre konumlandırmamak, kararlarımızı kendimiz almak, bu aldığımız kararlardan dolayı zorlu bir sürece girmişsek bile bu kararımızın arkasında durmak, yanlış yapsanız bile bunu kişiliğinize mal etmeyip bu hatadan dersler çıkarabilmek, ne hissettiğinin farkına varmak ve bununla ilgili şüphe etmemek, her zaman kalbinin sesini dinlemek ve içindeki sesten korkmayıp onunla konuşabilmek, ona kulak verebilmek, gerektiği zaman kendine uymayan konularda hayır diyebilmek demektir.

Örneğin, sevdiğiniz bir arkadaşınız sizin kalbinizi kırdı, ama siz hiçbir şey olmamış gibi davranıp onunla konuşmaya devam ediyorsunuz. Neden? Çünkü kendinizi güçsüz zayıf konuma sokmak istemiyorsunuz. Yani ben kırgınlığımı belli edersem benim hakkımda olumsuz düşünecek, beni zayıf biri olarak görecek diyorsunuz. Bunun bedeli de -mış gibi davranmak, kendinizden vazgeçmek demek oluyor.

Bazen de ilişkilerde karşı tarafı kaybetmemek için haklı olduğumuz konuda bile sesimizi çıkaramıyoruz. 

Kurban kişi, aynı zamanda ilişkilerinde bağımlıdır. Kurban kişinin ailesinde, bireyler sevgiyle acımayı birbirine karıştırırlar. Kendilerini kurtaracak kişiyi, kendilerine çekmek için, olduğundan zayıf görünerek hayatlarını geçirirler. Bu kişiler, kendilerini dışarıya karşı güçlü hissettirir. Aslında engelleri, o oluşturur, sonra da kendisini nasıl zorlukları aştığıyla ilgili karşı tarafa ispatlamak isterler. Kurban rolündeyken kişide reddetme, hayat biçimi haline gelir. Karşısındaki kişi, onu ne kadar severse sevsin, onların kendini reddedeceği durumlar yaratırlar. Reddedildiği zaman da hep karşı tarafı suçlar. Kurban kişi, aynı zamanda yakın ilişki kurmakta zorlanan kişilere karşı büyük bir çekim duyarlar ve o kişiyi partner olarak seçerler.

Terapilerde, kurban kişinin kendine acıma duyguları terapist ile birlikte derinlemesine işlenir. Hipnoz yöntemi ile bu duyguların köklerine inilir. Terapist, “Duygu köprüsü tekniği” ile “Kendine acıdığın en yakın zamana git, bu duyguların kaynağına git” der. Bu kaynak sahnelerden bazısına ulaştıktan sonra, “bilgilendirilmiş çocuk” süreci başlar. Danışana, acımanın gerçek sevgi olmadığı, gerçek sevginin ne olduğu anlatılır. Danışanın, o küçük çocuğa acıması yerine, onu saygıyla sevebileceği yeni bir yetişkin oluşturması istenir. Bu ebeveyn, çocuğun zamanında karşılanmamış ihtiyaçlarını, içsel özelliklerini takdir eder.

Terapinin dışında kişi, kendini kurban gibi hissetmemesi için, 21 gün boyunca şu cümleyi ya yazmalı ya da sesli biçimde söylemelidir; “Ben yaşamıma çektiğim her şeyden %100 sorumluyum.” Ayrıca kişi geçmişte yapmış olduğu hataları için kendisini affetmeli. Kendisini kıran, acı çektiren kişilere karşı duyduğu, suçluluk, öfke gibi tüm yoğun duygularını önce açığa çıkarmalı, duygularını boşaltmalı daha sonra da onları affetmelidir. Ona olumsuz yaşantılar yaşatan kişilerin de doğru olarak bildikleri şeyleri yaptıklarını düşünmelidir.

Hayatınızda kurban rolünden çıkıp, cesaretli, sorumluluk alabilen ve kendi gibi olma cesaretini gösterebilen bir kişi olmanız duasıyla Allah (c.c)’a emanet olun.

PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI BULUT

DNŞ. TEL: 0212 503 79 95-0506 401 79 91

İnstagram adresim:@ psikolojikdanismankivancc

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

NADİR YATAĞAN

Kıvanç Hanım elinize sağlık. Fakat başlığa bakınca kurban bayramında çocuklara yaşatılan travmalardan bahsedeceksiniz zannettim. Bu konuya hiç dikkat edilmiyor.

Mümin ekiz

Allah razı olsun hocam
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23