• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

FELAKETLER SEBEPSİZ DEĞİLDİR

19 Eylül 2015
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

Kur’an-ı Kerim, nice kavimlerin isyanları sebebiyle uğradıkları felaketlerin dehşetini ısrarla anlatmaktadır. Nice kişilerin ve nice kavimlerin ipe sapa gelmez, akla mantığa sığmaz ve hiçbir ölçüye uymaz saçmalıklarını anlatırken sürekli dikkat çeker ve uyarılarda bulunur.

Bu dikkat çekilen konularda yığın yığın dersler, demet demet ibretler, dolu dolu hikmetler ve çok yoğun alametler peşi peşine dizi dizi sıralanır ve tefekkür ufuklarını aydınlatır, sonra insanı düşünmeye yönlendirir.

Geçmiş nice kavmin, işledikleri suçlar ve yaptıkları zulümler yüzünden yok oldukları anlatılır. Geçmiş kavimlerin işlettikleri zulümler, günahlar bütün çıplaklıkları ve bütün çarpıklıkları ile insanın arızı çehresini fotoğraflar. Bu çehreler, uzun süre hak ile batılın mücadelelerine sebep olurlar.

Hak ile batılın sebep ve sonuçlarını, çevre toplumlarına etkilerini ve bütün Müslümanların almaları gereken derslerini ve hikmetlerini gündeme getirir.

Bunları, Müslümanların niçin ve ne kadar incelemeleri gerektiğini ve nasıl netice almaları hususunu hatırlatır. Müslümanların bunları düşünüp paylarına düşeni almalarını dikkatlerine sunar. Onları gelecek birçok olaya karşı hazırlar ve mukavemetlerini geliştirerek güçlendirir.

Hikmetleri algılamak ve derinlemesine vakıf olmak insan için geçekten çok zordur hatta imkân sınırlarını zorlayacak sırları ile iç içedir. Mesela, insan düşününce bocaladığı zaman çaresiz kalıyor ve beyaz bayrak çekme zorunda olduğunu hissediyor.

Niçin bazı bilgi kurgularına göre bundan on beş milyar yıl önce ilk felakete uğrayan İblis, ilk felaket aktörü oldu? Niçin en yüce makamların birinden bir anda makamların derekesine düşüverdi, zilletlerin zilletini üstlendi? Şeytanlık gibi bir kötülüğün baş aktörü oldu.

Bütün insanlığı derinden etkileyen ve kendi de ebediyen ilahi huzurdan kovulma felaketine, uğramış olan şeytanın başına gelen felaket insanları, özellikle Müslümanları etkilemiyor hatta ilgilendirmiyor. Bu olay Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde geçtiği halde özellikle Müslümanların ilgilenmemesi düşündürücü değil midir? Acaba bu olay Kur’an-ı Kerim’de boşuna mı anlatıldı?

Niçin Cenab-ı Hak bunları anlatırken geçmişte olmuş olayları bugünki insana neden anlatıyor? Bu olaylardan insan ne kadar ders alabiliyor? Düşünmek gerekir.

Hani bir zaman, Rabbin meleklere “Ben yeryüzünde muhakkak bir halife yaratacağım” diye buyurmuştu. Melekler de, “Yeryüzünde fesat çıkaracak, kanlar dökecek kimseyi mi yaratacaksın? Bizler ise Sana hamd ile tesbih eder. Senin yüceliğini ikrar ederiz” demişlerdi. Allah ise, “Şüphesiz ki sizin bilmeyeceğiniz şeyleri Ben bilirim” diye buyurmuştur. (Bakara:2 30) 

Bakara suresinin bu otuzuncu ayetinde, yukarıda oluşan birçok sorunun cevabını bulmak mümkün görülmektedir. Evet, sonsuz kudret, kuvvet ve hikmet sahibi Allah Teâlâ bir icraat yapacağını haber veriyor, ilk olarak buna melekler karşı çıkıyor. Meleklerin karşı çıkışlarını Cenab-ı Hak, “sizin bilmeyeceğiniz şeyleri Ben bilirim” diyerek savdı. Allah Teâlâ’nın bilgisi hikmet içeriklidir. Onun için Cenab-ı Hakk’ın bilgisi, biz insanların hipotezi olacak nitelik arz etmektedir.

Bu noktadan hareket edince çözümsüz zannedilen birçok problemi çözüme kavuşturmamız kolaylaşacaktır.

İnsanlık aleminin büyük felaketlerinin temelinde cehalet, küfür, haksızlık, zulüm ve üstünlük kurma marazları yatmaktadır. Bilgi, iman, hak, adalet ve kulluk şuuru medeniyetin temel değerleridir.

Doğal ve sosyal afetler de ancak bu çerçevede izaha kavuşur

Nuh, Hûd, Salih, Lût, Şuayib, Mûsa aleyhimusselam bilginin, imanın, hakkın, adaletin ve kulluk şuurunun temsilcileri idi. Nûh kavmi, Ad kavmi, Semûd kavmi, Lût kavmi, Eyke halkı ve Firavun ise cehalet, küfür, haksızlık, zulüm ve üstünlük kurma marazlarının temsilcileri idi.

Nuh kavmi, dünyanın en büyük afeti tufanda suya gark olup boğuldu. Ad kavmi ağır bir azapla helak oldu. Semûd kavmi “korkunç bir gün ile helak oldu. Yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.”

Lût kavmi farklı bir muamele ile “Sodom’un üstünü altına çevirdik ve onun üzerine ateşte pişirilmiş, birbirine bitişik hazırlanmış balçıktan taşlar yağdırarak helak ettik” açıklaması ile kayboldu. Medyen halkı da korkunç bir ses ile bitiverdi. Firavun ve askerleri de suya gark oldular. Hakk’ın temsilcilerinin hepsi kurtuldu. Elbette kan ve fitnenin de birer sebebi olmalıdır. Geçmiş kavimler de böyle olmuştur.

Pekiyi ya bugün!? Düşünüyorum da bakıyorum! Müslüman aile çocukların kimi küfrün temsilciliğine soyundu. Ya “hakkın” temsilcileri nerededir? Bu temsiliyet. Hakîm Kur’an ile gerçekleşeceği inananlar nerede? Esselamü aleyküm.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23