• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Yurtdışındaki kara propagandalarla mücadele edilmeli

29 Mayıs 2017
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun zamandan beridir ilk kez yeni açılımlar, reformlar ve hamlelerden bahsetmeye başladı. Pozitif söyleme geçiş pozitif eylemlerin habercisidir. Yeni bir sayfa açmak, yeni şeylere odaklanmak; hayati, yapısal ve merkezi olanın yerli yerine oturduğunu ve hükümetin her alanda kontrolü sağladığı şeklinde değerlendirilebilir.

Bilhassa dış politikada işlerin iyi gittiğini, Türkiye›nin kısasa kısas veyahut karşılıklılık ilkesi diyebileceğimiz politikaları gayet başarılı bir biçimde hayata geçirdiğini söyleyebiliriz. Mesela, Türkiye’nin AB üyeliği için her türlü engellemeyi yapan Avusturya’nın NATO ile yaptığı ortak çalışmalara engel olunuyor. O Avusturya ki aynı zamanda Altay tankının motorunun geliştirilmesi için bilgi transferi yapma sözü vermesine rağmen yapmadı. 

Rusların domates restine buğdayla cevap verildi. ABD’lilerin Papaz Brunson’ı iade talebi FETO liderinin teslimi talebiyle karşılık buldu. Ülkesinde seçim propagandaları yaptırmayan, Türk bakanların itibarını zedeleyen, FETÖ’cüleri iade etmeyen Almanların vekilleri İncirlik’e sokulmadı. Eskiden bir kısım Türk siyasilerin ezikliği yüzünden Batı ülkelerinin her hakareti yanlarına kâr kalırdı. Şimdi her yaptıkları kendilerini vuruyor.

Ancak kötü şeyler de olmuyor değil. Bilhassa yabancı ülkelerdeki terör yanlılarıyla mücadele etmede işlerin iyi gitmediği söylenebilir. Avrupa’nın tavırları sadece kibirlerinden kaynaklanmıyor. FETÖ ve PKK’nın yurtdışında etkin olmasından dolayı yaptıkları her propaganda ve söyledikleri her yalan kabul görüyor. Bu yetmezmiş gibi kendileri gibi hain olmayan herkesi Türkiye’nin ajanı gibi gösterip hedef göstermeye başladılar. Onların himmetlediği gazeteler sayesinde Türkiye ve Türk insanının suçlu olduğu algısı oluşturuldu.

Bunun son örneği New York Times’ın geçtiğimiz Cuma günkü nüshasında görülebilir. Büyükelçinin rezidansının önünde olay çıkaran PKK’lılar, onlara destek veren Ermeniler ve FETÖ üyelerine müdahale eden 24 güvenlik görevlisinin resimleri yayınlandı. Haberin web versiyonunda video da yayınlanarak Amerikan polisine ispiyon edildi. Muhtemelen fotoğrafları görünen Türk polisleri hakkında soruşturma açılacaktır. Ayrıca Temsilciler Meclisinde Türkiye’yi kınayan bir karar alındı. Kararın alınmasında FETÖ’cülerin bağışta bulunduğu ve bedava tatil yaptırdığı vekillerin büyük rolü var. 

Gayet büyük bir hırsla çalışan terör örgütü mensupları ve yandaşlarının resimlerini polisimiz de herhalde saklıyordur. Fakat bu konu hainlerin şahsiyetlerinin ötesine geçmiş bir yara halinde gelmiş durumda. Örgüt mensuplarına yurt dışında müdahale etmek hukuken mümkün olmadığı için akıttıkları zehre panzehir olacak kurumsal faaliyetlerde bulunulması gerekiyor. Örneğin ABD ve Avrupa’nın önemli ülkelerinde dernek ve vakıflar kurulabilir. Kurulan vakıflar yerel dilde yayın yapan gazete ve internet siteleri açabilirler. Etkili insanlar TV’lere çıkıp karşı propagandaya geçebilirler. Gerekirse elçiliklerde anti-propaganda birimleri bile kurulabilir. 

Böyle bir metodun etkili olduğunu bizzat hainlerin uygulamalarından biliyoruz. FETÖ bir dönem sadece Amerika’da 300’e yakın sivil toplum kuruluşuna sahipti. PKK da, Avrupa’da örgütlenmiş durumda. Ankara’dan veya İstanbul’dan tahribatı tamir etmek mümkün değildir. Onlarla mücadele etmek için bizzat orada hazır ve faal olmak gerekiyor. Üçüncü şahıslar, birinci şahıs susarsa ikinci şahsın söylediğini doğru kabul ederler. 

Doğruları anlatıp yanlış algılara engel olmak için acil bir eylem planının hazırlanması lazım. Türkiye’ye karşı zaten kötü niyetler içinde olan ülkelerin ihanet şebekelerinin tahrikleriyle aleyhte kararlar almasını engellemenin başka yolu yoktur. Önündeki birçok engelden kurtulan Türkiye’nin, rakipleriyle yarışırken ülkesine düşman örgütlerin ayağa pranga olmasına müsaade edilemez. Burada kusamadıkları kinlerini yurtdışında kusmalarına da izin verilmemeli. Gerçi Batı nezdinde üç kuruşluk kıymetleri yok. ABD, PYD lideri Salih Müslim’e yine vize vermedi. ABD için öl ama vize de alma. Hakkı Batı(l)da arayanlar haksızlığa müstahaktırlar. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23