• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
TÜM YAZILARI

Petrol fırtınası kimi vuracak!

22 Ocak 2016
A


Prof. Dr. İbrahim Bektaş İletişim: [email protected]

“Aman petrol canım petrol, artık sana muhtacım petrol” diye adına şarkı bile yakılan bu sihirli cevher, bugünlerde çok farklı bir yönü ile arzı endam ediyor.

Uğruna nice kanların akıtıldığı, zulümlerin yapıldığı, nice haksız petro-dolarların gasp edildiği petrol, yeniden gündemin ön sıralarına çıkıverdi.

Daima fiyat artışları ile çok canlar yakan bu siyah inci, şimdilerde fiyatındaki düşüşlerle yürekleri hoplatıyor.

Geçmiş yazılarımın birinde akaryakıt fiyat ayarlamaları için “bir inse iki biniyor” diyerek yapılan indirimlere karşı çıkmıştım (!).

Fakat bugünlerde petrolde o derece akıl almazlıklar yaşanıyor ki, benim “indi-bindi teorim” çoktan tarih oldu bile.

Ancak Brent petrolünün, dış pazarlarda 2008’de ulaştığı varil başına 150 dolardan, Ocak 2016’da 6 kat azalarak 25 dolarlara inmesine rağmen, Ülkemizde, 2008 de 4.64 lira olan benzinin litresi sadece 50 krş azalarak 4.14 liraya düşebildi.

Şimdilik bu hesaplarda bir tuhaflık olduğunu söylemekle yetineyim.

“Petrol kavgası”, “petrol fırtınası” gibi çarpıcı isimlerle kitaplara konu olan siyah altın, son dönemlerde ülkeler tahterevallisine dönmüş durumda.

Öyle ki petrol ihraç eden ülkeler bir başında, ithal edenler ise diğer başında konuşlanmış, ortaya ise petrolde üretim-tüketim ve alım-satım dengesiyle tuzu kuru olan ABD oturmuş, tahterevalliyi indirip kaldırıyor.

Türkiye gibi ithalatçı ülkelerin konumu petrol kaynaklı cari açıklarının azalması nedeni ile iyileşirken, ekonomileri büyük ölçüde petrol gelirlerine dayalı olan Rusya ve diğer bazı ihracatçı ülkeler ise fiyatlardaki düşüş nedeni ile kaosa doğru sürükleniyor.

2000’li yıllara doğru gittikçe öneminin azalacağı varsayılan petrolün, beklenenin aksine daha da hayati bir pozisyon kazandığı görülüyor.

Bu pozisyon muhtemelen yakın bir gelecekte, dünya devi olduğu iddiasındaki ülkelerden bazılarının cüceleşmesine neden olacaktır.

Petrolün yakaladığı bu konumu kullanarak, birilerini terbiye etmek üzere hazır bekleyen tuzu kuru ABD, çok da uzun olmayacak bir zamanda beklediği fırsatı yakalayarak birilerinin ipini çekeceği günü iple çekiyor. 

Öte yandan, petrol fiyatlarını düşürerek Rusya-İran ikilisini dize getirmek amacı ile oluşturulan ABD-Suudi ittifakının, Suudileri pek de iç açıcı olmayan bir sona doğru sürüklediği görülüyor.

Doğal olarak bu ittifakta, Rusya ABD’nin, İran ise Suudi Arabistan’ın payına düşüyor.

ABD, 80’lerde Afganistan savaşında petrol fiyatlarını düşürerek o zaman ki adı ile SSCB’yi dağılma sürecine soktuğu gibi, bugün de Putin ile kuyruğunu dikleştirmeye çalışan Rusya’ı yine aynı silahla vurmak amacındadır.

Çünkü Rusya petrolü varil başına ortalama 25 dolara mal ederken, fiyatların düşmesinin baş aktörlerden biri olan Suudi Arabistan sadece 6 dolara çıkarmaktadır.

Bu hesaba göre petrol fiyatları için kritik eşik olan 25 dolar altındaki her kuruşu Rusya cebinden ödemek zorunda kalacaktır.

Eğer Putin bu kavgacı ve yayılmacı politikalarını devam ettirirse, kuzey komşumuzun yakın bir gelecekte bir kez daha küçüleceğini söylemek bir kehanet olmasa gerektir. 

Bu defa ki küçülmede, İslam Dünyası’na Kırım, Çeçenistan gibi yeni ülkelerin katılması da sürpriz olmayacaktır.

İttifakın ABD-Rusya ekseninde işler şu an itibarı ile hedeflendiği mecrada seyrediyor.

İttifakın diğer kanadında (Suudi-İran hattı) ise durum oldukça karışık ve içinden çıkılmaz bir yola girmiş bulunuyor.

Dünyanın bir numaralı petrol üreticisi olan Suudi Arabistan, ABD’nin gazına gelerek petrol fiyatlarının 25 dolarlara ve belki de daha altına inmesi için elinden geleni yapıyor.

Ancak bu tavrı ile Suudiler ayaklarına sıktıklarının farkında değiller.

Hani bir kıssa anlatılır; Allah adamın birine, “Sen kendin için ne istersen komşuna iki katını vereceğim” buyurmuş. Komşusunu sevmeyen adam da, “Allah’ım bir gözümü kör et” demiş.

Bu kıssadaki gibi, Suudiler de İran’ı çökertmek için petrol fiyatlarını dibe indireyim derken, kazdıkları kuyunun dibini boylamaları içten bile değildir. 

Netice-i kelam, ülkemizde ve dışımızda yaşanan gelişmeler, kritik günlerin bizi beklediğini gösteriyor.

Düşünüyorum da özellikle İslam Dünyası’nın içine düştüğü kaostan çıkması için, acaba “Allah (cc) sonumuzu hayretsin” demenin dışında yapabileceğimiz başka şey yok mu?

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23