• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
TÜM YAZILARI

Elbet bir gün CHP de, toprak olacaktır! Fakat, günahları ilelebet payidar kalacaktır!

15 Mayıs 2015
A


Prof. Dr. İbrahim Bektaş İletişim: [email protected]

Hemen itiraf edeyim ki, şu bizim müzmin ana muhalefet partisi, bu seçim döneminde beni fena halde abandone etti.

Tabiri caiz ise sol gösterip sağ vurdu, bir vurdu ama pir vurdu.

Seçim kampanyalarına kendini efektlerle alkışlatarak başladı ki bu kampanya acayip tuttu.

Nerede ise koskoca iktidar partisi bile işi gücü bırakıp bu alkış kampanyasına alkış tutacaktı. Bu sayede CHP az gitmiş uz gitmiş bir arpa boyu yol gitmişti ki ikinci bombayı patlattı. Ama ne patlatma! Sesi seçmen kitleleri hariç yedi düvelden duyuldu.

Olay çok büyük, bir o kadar da derin ve dolambaçlı idi. Meğer bizim CHP, 8 Haziran’da MHP ve HDP ile koalisyon kurmayı kafasına koymuş ve bunu da üstüne bastıra bastıra söyledi.

Sağduyulu seçmenler tınmasa da CHP’nin de beklediği gibi, olay ülke içinde ve dışında çok geniş bir yankı uyandırdı. Bir anda gündemin bir haftalık tartışmasız hammaddesi oluverdi. Muhtemel koalisyonun büyük ortağı MHP, HDP duvarına toslamamak için şart koydu.

Küçük ortak HDP ise, MHP ile barajda boğulmamak için olmaz deyip Kılıçdaroğlu’nun başbakanlık hayaline koskocaman bir taş koydu. 

Böylece koalisyon bombası da balona döndü ve de hemen söndü. 

Yine de bütün olumsuzluklara rağmen % 35’lik ana muhalefet adayı CHP, seçim sattı mahallinin bu ilk yarısında iki arpa boyu yol almıştı. 

Geriye kalan arpaları da yol-ması gerekiyordu. Ve hemen kolları sıvadı.

Ancak, bunu yapabilmek için mümbit, gübresi ve suyu bol bir “vaat tarlasına” ihtiyaç vardı. 

Kısa zamanda CHP aradığını 2002 öncesinde bıraktığı çöplerinde buldu ve mal bulmuş mağribi gibi sarıldı.

Her şey hazırdı. Sıra aslı astarı olmayan uçsuz bucaksız vaatlerin ekilmesine gelmişti.

Nede olsa geçmişinde birçok defa bu yola başvurmuş ve şu “cahil seçmeni” kandırmakta kısmen işe yaramıştı. Son bir kez daha denemekle ne kaybedebilirdi? Tarlaya tohum serpmeye başlandı:

Mazot 1.5 lira olacak: Tıpkı 1978’de 1 litre mazot için sabahlara kadar kuyruklarda beklediğimiz gibi. 

Herkese aş ve iş verilecek: Tıpkı 1940’larda ekmeğin karneye bağlandığında ekmek kuyruklarında ömür tüketildiği gibi.

YÖK kaldırılacak, özgür üniversite gelecek: Tıpkı 1970’te 3 gün boyunca işkence edilen ve ciğerlerine pompa ile hava basılarak patlatıldıktan sonra, Ankara Erkek Teknik Öğretmen Okulu’nun 4. katından aşağı atılan rahmetli Dursun Önkuzu’nun şehit edilmesi gibi. Tıpkı CHP Lideri Milli Şef’in oğlunun rektörlüğü döneminde ODTÜ’ye getirilen özgürlükler gibi.

Asgari ücret 1500 lira olacak: Tıpkı ekmeğin 1.000.000 lira, 1 kg soğanın 12.000.000 lira olduğu gibi.

Dini bayramlarda emekliye birer maaş ikramiye var: Umarız bayramları doğru sayarlar ve Ramazan Bayramı’nın “Şeker” bayramı olmadığını da bu sayede öğrenirler.

Taşeronluk sistemi kaldırılacak: Tıpkı, DİSK döneminde kaldırıldığı gibi.

Devlete alımlarda torpil değil, liyakat esas alınacak: Tıpkı Moğultay döneminde Adalet Bakanlığı’na yapılan alımlarda esas alındığı gibi.

İş güvenliği yasası çıkarılacak: Bu sayede, TÜSİAD patronlarının güvenliği sağlanmış, CHP’nin İş Bankası’ndaki hissesi garantiye alınmış olacak.

Her alanda özgürlükler sağlanacak: Tıpkı 1946’daki seçim özgürlüğü (açık oy, gizli tasnif), 1960’daki ihtilal özgürlüğü (seçilmiş iktidar alaşağı), 28 Şubat’taki inanç özgürlüklerinin sağlandığı gibi. Tıpkı Ezan-ı Muhammedî’nin yasaklandığı, camilerin depoya çevrildiği, Kur’an kurslarının kapatıldığı, Kur’an okuyanın canına okunduğu gibi. Tıpkı Merve Kavakçı’nın inançlarından dolayı başını örttüğü için yaka-paça meclisten dışarı haddi bildirilerek atıldığı gibi.

Yargı bağımsızlığı sağlanacak: Tıpkı önce idam edilip sonra yargılanan İskilipli Atıf Hoca’da olduğu gibi. Tıpkı Yassı Ada’da sahnelenen düzmece tiyatroda sağlandığı gibi.

Seçilmiş krallık değil, kuvvetler ayrılığı ihdas edilecek: Tıpkı 1940’larda “Milli Şef” döneminde yapıldığı gibi. Milli Şef’in sözleri kanun, CHP Genel Sekreteri’nin İçişleri Bakanı, CHP il başkanlarının da vali olduğu gibi.

Ve daha neler neler…

Anlayacağınız sevgili sol duyulu seçmen, sizin CHP aldı “başını” gidiyor. 

Böyle giderse, 8 Haziran’da CHP için yine bir “Baş” sorununun patlak vermesi mukadderdir bilesiniz.

Bu durumdan vazife çıkaracaklara ve ciğer gözleyen kedi gibi CHP’de koltuk bekleyenlere 8 Haziran saat 8’de CHP Genel Merkezi’nde hazır olmaları önemle duyurulur.

Şimdiden CHP’nin hali pür melali için üzülenlere ve bu CHP’den bir “nane (!)” olmayacağını bile bile hayal kuranlara da son bir not:

Elbet bir gün CHP de toprak olacaktır! 

Fakat günahları ilelebet payidar kalacaktır!

Bunu böyle bilesiniz…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23