• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
TÜM YAZILARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta neyi ima etti?

24 Şubat 2017
A


Prof. Dr. İbrahim Bektaş İletişim: [email protected]

Bu sütunun takipçileri, 15 Temmuz’dan çok öncesine dayanan “idam ve kısas” hakkındaki görüşlerimi ve ısrarımı biliyor.

İlahiyat eğitimi almamış olsam da, konu hakkında başta Kur’an-ı Kerim ve Efendimiz (sav)’in hayatı olmak üzere okuduğum kaynak kitaplardan epeyce bilgi edindim.

Söz konusu kaynaklar bana, hukuk sisteminde ve dünyada asayişin temininde İslam’ın en temel hukuki uygulamalarından ikisinin -adeta siyam ikizleri gibi olan- “İDAM ve KISAS” olduğunu öğretti.

Çünkü Allah (cc) Yüce Kitab-ı Kerim’inde, “Kısasta sizin için hayat vardır (Bakara 179)” diye buyurur.

AK Parti’nin 2003’te iktidarı devralmasından beri, anayasa değişiklerinin her gündeme gelişinde, ben de karınca kararınca, “idam ve kısası” dillendirdim.

En son, TBMM’de grubu bulunan partilerin oluşturduğu dörtlü uzlaşma komisyonunca hazırlanan ‘taslak değişikler’ için TBMM Başkanlığına bu konudaki görüşlerimi içeren bir “rapor” sundum.

Ayrıca, bu sütunda siz okuyucularımla, konunun ehemmiyetini ve acilen hukuk sistemimize eklenmesi gerektiğini defaten paylaştım.

İtiraf etmeliyim ki, siz değerli okuyucularımdan görüşlerime her defasında da tam destek aldım.

Hatta destekleriniz benim önerilerimin çok ötesine geçti.

Konu ile ilgili olarak bir “Kampanya başlatılmasını” bile isteyenlerimiz oldu.

Bugüne kadar bu mümkün olmadı.

Ancak, anayasa referandum mitingleri bunun için bize altın bir fırsat sunuyor.

Fırsatın ne olduğunu yazımın son bölümünde bulacaksınız.

Öte yandan, ben fıtrat olarak, olayları kişiselleştirmeyi sevmem.

Bunun yerine daha ziyade her sahada “sistemleştirme” taraftarıyım.

Çünkü kişilere bağlı programlar, kişi ile birlikte yaşar ve ölür.

Sisteme bağlı planlar ise, fanilerden bağımsız olarak, daha uzun ve sağlıklı yaşar.

İdam ve kısas” için de “şu ya da bunun için gereklidir” sübjektifliğinden daha ziyade, “İslam ümmetinin selameti için gereklidir” anlayışı ile harekât ediyorum

Hatırlayalım, Kâinatın Efendisi (sav), dar-ı bekaya irtihal ettiklerinde, Adalet Kahramanı Hz. Ömer (ra), “Kim Muhammed (sav) öldü derse boynunu vururum” diye kükrer.

Bunun üzerine, sadakat ve teslimiyet timsali Hz Ebubekir (ra), “Kim Muhammed’e (sav) inanıyorsa, bilsin ki Muhammed (sav) öldü. Kim de Allah’a (cc) inanıyorsa, bilsin ki Allah bakidir” diyerek, “Müslümanın fani bir kulun değil, İslam Dininin bir mensubu olduğunu” ilan eder.

Yazımıza konu olan Kahramanmaraş konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Anayasa değişikliği Erdoğan için yapılıyor” türü eleştirilere cevap verirken, “Benim 16 Nisan’a kadar yaşayacağımın garantisi mi var ki, değişikler benimle özdeşleştiriliyor” diyerek, konunun “sistem” meselesi olması gerektiğini en güzel şekilde vurguladı.

Konumuza dönersek;

Meydanlarda “idam” nidaları fezayı inletiyor.

Fakat “kısas” adına en küçük bir “çıt” dahi yok.

Hâlbuki kısas da en az idam kadar, hatta ferdi haklar konusunda ondan çok daha önemli bir “hukuk prensibi”dir.

Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yine Kahramanmaraş konuşmasında konu ile ilgili yaptığı değerlendirme –ismi zikredilmemişse de- benim açımdan çok önemli bir başlangıçtır.

Müftülük Meydanı’nda Kahramanmaraşlı Edelerin, “idam idam” diye slogan atması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan bana göre hukuk sistemimiz için bir dönüm noktası olacak aşağıdaki tarihi açıklamayı yaptı:

“Şimdi hedef ilk etapta 16 Nisan’da evet oylarını halletmek. Bunun arkasından parlamentoda inanıyorum ki, bu konu (idam) gündeme gelecektir. Ve parlamentodan bunun geçeceğine de inanıyorum. Parlamentodan geçmesi halinde bana geldiğinde ben onu onaylarım. Çünkü bunu onaylamak boynumun borcudur. Şehitlere, Allah’a bunun hesabını veremem. ÇÜNKÜ BİR KATİLİ AFFETMEK DEVLETİN YETKİSİNDE DEĞİLDİR. ONU ANCAK AFFEDERSE ONUN VARİSLERİ AFFEDER”.

İşte “KISASIN” en güzel tarifi, Cumhurbaşkanının bu son cümlesinde yapılmıştır.

Çünkü idam, devlete karşı işlenen suçlarda ve maktulün varislerince istenmesi halinde kısasın sonucunda uygulanır. 

Kişisel haklarda devlet tarafından idamın uygulanması, haktan ziyade bir haksızlıktır.

ÇünküFERDİ HAKLARDA UYGULANABİLECEK YEGÂNE ADALET MEKANİZMASI KISASTIR.

Sayın Erdoğan, kısasın tarifini yapmış, ama isim olarak zikretmemiştir.

Belki “şimdilik” öyle icap etmiştir.

Hele şu 16 Nisan’ı bir “evetleyelim”.

Onun da sırası gelecektir inşallah…

Size yukarıda bahsettiğim altın fırsata gelince;

Meydanlarda, sadece idamı değil, “İDAM ve KISASI” birlikte talep etmek.

Kısas taraftarları için altın tepside sunulmuş dense yeridir.

Deneyin bakalım ne göreceğiz?

Haydi, vira BİSMİLLAH! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23