• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
TÜM YAZILARI

Asrın bombasını sosyal demokrat bir hanım patlattı (!)

06 Kasım 2013
A


Prof. Dr. İbrahim Bektaş İletişim: [email protected]
Evet, yanlış okumadınız.
Bu asrın bomba keşfi, sosyal demokrat bir hanıma nasip oldu.
Hem de ne saptama! Ve ne bilimsel derinlik!
Bu büyük tarihi saplantıda ne isterseniz var.
Komedinin alası burada, Trajedinin babası burada! Cehaletin ukalası yine burada!
Ama ne olduğunu ancak yazının sonun görmeye takat getirebilenler öğrenecek.
Ee! Ne de olsa bu dünya çile dünyası, hazır lokma yutmak bize yakışmaz.
Efendim, başörtüsü tartışmaları, milli şef şefliğini ilan ettiği günden beri birilerinin biyerlerini hep kaşındırıyor ve bunun sonucunda da aşınma oluyordu.
Aşınan cisim de doğal olarak yalama yapıyordu. Yalamada ise plak arızaya geçiyor ve “her taşın altında başörtüsü var” diye takılıyordu. Neyse ki şükür o günler Türkiye’de epey gerilerde kaldı.
Başörtülü vekillerimiz mecliste, başı örtülü olmayanlarla aynı safları paylaştı. Sn. Merve Kavakçı o sıralarda oturtulmadıkça benim için sorun sonlanmayacak ama neyse.
Gelelim asrın gerçek saptamasına.
Bu satırları okuyanların malumudur ki, asırlar önemli zaman dilimidir. Hatta Yüce Rabbimiz Kur’an’da “Asra Yemin olsun (Asr 103)” diye de iltifat buyurmuştur.
Her asırda bir müceddid gelmesi de çok önemli bir asır ifadesidir. Her asrın en önemli olayları, o asra damgasını vurur.
Gelelim 21. Asra.
Acaba bu asra ismini verecek en önemli olayı ne olabilir diye epeydir kafa yoruyordum.
–21. Asır Türk asrı olabilir mi? Çok zor. Daha çok çalışmamız lazım.
–İsrail dünyanın efendisi (!) olabilir mi? Sanmam. Çünkü zaten o bir efendi. Beyefendi olabilir mi, onu bilemem..
–(Hüseyin Obama başkan olduğuna göre) Amerika Birleşik Devletleri hidayete erer mi? İnşallah, ama kesin değil.
–CHP tek başına iktidar olabilir mi? Sizce?
–Kamer Genç Cumhurbaşkanı seçilebilir mi? Geçmişe baktığımızda neden olmasın.
–Esed’e Nobel barış ödülü verilir mi? İmkânsız. Çünkü daha Suriye’deki Müslümanların ancak 1/200’ünü katledebilmiş. Yani daha çok çalışması gerek.
–Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olabilir mi. Bu seyirle giderse, galiba onlar bize üye olacak.
–Benim küçük, sizin büyük kıyametiniz kopar mı? Allah (cc) bilir, ama inşallah kopmaz.
Şüphesiz bunların hepsi çok önemli olaylar.
Ancak, hiç biri “21 asrın bombası” değil!
Peki ne o zaman?
Tam da çıkmaz sokaklarda kaybolmak üzere iken, Yeni Akit imdadıma yetişti:
“Başörtüsü yüzünden çocuk tecavüzleri arttı”!!!
İşte bu…
Başlığı okuyunca kendimden geçmişim. Çok şükür ki, aradığını bulmuş Arşimet gibi dışarı fırlamamış, ne yapacağını bilmez halde bu yazıyı yazmaya koyulmuşum. Uyandığımda ise iş işten geçmiş yazı çoktan gazetenin yolunu tutmuştu.
Ne diyeyim, hayırlısı! 
Bu başlık beni acayip etkiledi: “Başörtüsü yüzünden çocuk tecavüzleri arttı”.
İlk bakışta başörtüsü giyilmemesi nedeni ile arttığını sandım ki, başın daha çok içindekilerle ilgilenen benim gibiler için bu da tam doğru olmazdı.
Düşünün bir kerre! Yıllardır beynimi zonklatan, nerede ise beni “iflah olmaz zekâdan ümitsiz vakaya” nakledecek bu kısır döngüden, son anda Yeni Akit sayesinde kurtulmuştum.
Aradığım asra damgasını vuracak “müthiş keşif ve büyük kâşifi” nihayet bulmuştum.
Aynı zamanda tatlı bir hüznün damarlarımda süzüldüğünü de hissediyordum.
Çünkü bugüne kadar ben, saf saf, çocuk tacizlerinin, akılları bellerinin altında olan “uçkur düşkünleri (affediniz)” yüzünden arttığını sanıyordum.
Ya da, ar, namus, edep, hayâdan bihaber “ahlaksızların” artmasından kaynaklandığını düşünüyordum.
Veya, kadını bir teşhir aracı haline getirip, ilgili ilgisiz her platformda teşhir edenlerden dolayı tacizlerin ölçülemez büyüklüklere ulaştığına inanıyordum.
Belki de gününü gün eden, kadını “hanımlıktan çıkaran” kural kaide tanımaz akıl fukaralarının artmasındandır diye tahmin ediyordum.
Ama yanılmışım. İyi ki de yanılmışım.
Yoksa bu asrın “en bomba keşfini” ve “en cevval keşşafını” nasıl öğrenecektim. Aksi halde, gözlerim açık giderdim, Maazallah!.
Acaba Nobel komisyonu “en dessas saptama” ödülü ihdas ederek, bu aslan sosyal demokrata verir mi dersiniz?
Saptama dediniz de, geçen yüzyılda böyle büyük bir saptama Temel tarafından yapılmıştı. Bilirsiniz, Temel pire üzerinde bilimsel deneyler yapmak üzere pireyi bir masanın üzerine koyar ve bir çubukla pireye dokunur. Pire havaya fırlar. Bu defa Temel pirenin ayaklarını keserek masanın üzerine bırakır ve yine aynı çubukla dokunur. Fakat pirede çıt yok. Temel asistanı Dursun’a dönerek, “Yaz! (oğlum) ayakları kesilen pirenin kulakları duymayi”.
Bakınız Temel’in talihsizliğine ki “bu büyük keşfi bile onu 20. Asrın mucidi yapmaya yetmedi. Meğer, Temel deney yaptığı pireyi başı örtülü küçük kızından almışmış. Yani, aslında başörtülü kızın piresinin ayakları kesildiğinde kulakları duymayi miş.
Nasıl duysun ki, kız başörtülü olduğu için kulakları da haliyle kapalı. Pirenin kulakları açık dediğinizi duyuyorum
Bu kadarcık yanlışı da benim değerli okurlarım hoş görür artık.
Ya işte böyle. Asrın bu büyük kâşifine ne cevap verebilirim diye düşünürken, Üstad Bediüzzaman’ın Anglikan Kilisesinin papazının sorularına verdiği cevap imdada yetişti:
–Tükürün o lainin o hayâsız yüzüne’...
Yirmi birinci asrın bu büyük mucidi kim mi?
Kalemimin saygınlığını korumak için ismini zikretmeyeceğim,
Umarım beni hoş görürsünüz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23