• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Osmanlı’nın Son Savaşı

15 Ocak 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bu hafta Ötüken Yayınları’ndan iki kitap var.

İlk eserin adı, “Osmanlı’nın Son Savaşı”. Kaleme alan isim ise Birleşmiş Milletler teşkilatı UNESCO nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Altay Cengizer.

Birinci Dünya Savaşı üzerine, daha çok da Çanakkale Muharebesi merkezli pek çok eser kaleme alındı. Bundan sonra da yazılacak ve konuşulacaktır.

Büyükelçi Altay Cengizer, Birinci Dünya Savaşı’nı çok yönlü ele almış.

Şimdiye kadar gün yüzüne çıkmayan yahut yazılmayan değişik bilgi ve belgelerin yanı sıra, savaşın farklı analiziyle geçmişimize farklı bir pencere açmış.

Tarihin izlerini diplomaside aramak gerektiğini vurgulan Cengizer, şunları söylüyor:

“Diplomasi eninde sonunda, özellikle de mukadderat anlarında, çıplak güç ilişkilerinin zemini üzerinde şekillenir.

Bir ülkenin ve halkın en büyük talihsizliği de diplomasisi eriyip gittiği zaman ortaya çıkar”.

Bu hacimli kitabı, Abdülhak Şinasi Hisar’ın, eserin baş sayfasına alıntı yapılanşu ifadesi çerçevesinde okumalı.

“Hâlbuki en parlak kahramanlık, eğer bir kalem ona şahadet etmezse, karanlıkta parlarken rüzgârın söndürdüğü ışıklar gibi tamamen kayboluyor. Hiç bilinemiyor. Hafızalara nakş ve hak olması lazım gelen mucizeler bile unutuluyor”.

Ötüken’den çıkan bir diğer eser ise “Kırım Ateşi” ismini taşıyor. “Bir İşgalin Anatomisi” alt başlıklı kitabı Gönül Şamilkızı kaleme almış. 

Kırım, 1853-1854 tarihinden bu yana kanayan bir yaramızdır.

Dünyanın sessizce izlediği bu güzelim yarımada; insanı, toprağı ve tarihiyle öylesine bizdendir ki, gurbeti bitmeyen, bitecek gibi de gözükmeyen yolcu gibidir adeta.

Kırım Ateşi’ni yazan gazeteci Gönül Şamilkızı’nın Kırım’a seyahati, Rusya’nın Kırım’ı işgal ettiği günlere denk gelir ve o anları şöyle anlatır:

-“25 Şubat 2014’te Kiev’den Kırım’a gittiğim zaman, bir işgale şahit olacağımı aklımın ucundan bile geçirmemiştim.

Zira Moskova yıllardır Kırım’ı bir istikrarsızlık yuvasına çevirmek için elinden geleni fazlasıyla yapmıştı.

İşgal olacağı, Rusya’nın yarımadaya 25-30 bin asker çıkaracağı kimsenin aklına gelmiyordu tabi ama Kremlin’in yıllardır Kırım’da istikrasızlığı beslediği, fitili ateşlediği çok açıktı.

Rusya, bölgeyi iyi bilenlerin bile tahmin edemediği bir şey yaptı ve kimsenin beklemediği bir anda Kırım Yarımadası’nı işgal etti.

Her şey o kadar ani oldu ki, ne Kırımlılar ne Ukrayna ne de dünya olup biteni anlayabildi. Anladıklarında ise çok geçti.

Putin’in, sadece birkaç gün içerisinde ve bütün dünyanın gözü önünde, Karadeniz’in incisini, Ukrayna’nın bir parçasını, Kırım Tatarlarının ana vatanını koparıp aldı.

Dünyanın sessizliği ve basiretsizliği, Ukrayna’nın zayıflığı, dağınıklığı ve kararsızlığı ile Rusya’nın hukuk tanımazlığı ve kaba gücü birleşince, Kırımlılar kendi evlerinde rehin durumuna düştüler”.

Gerisi kitapta.

Eserler hakkında; Ötüken Yayınları; 

0212- 251 03 50

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23