• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

İstiklal Marşı Milli Mutabakat Sözleşmesidir

12 Mart 2019
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak”.

Sadece bu iki mısra bile milli mutabakat sözleşmesinin muhtevasına yeter.

Geniş tarihiyle 14 asırdır, yakın tarihiyle 1071’den bu yana topraklarımız İslam toprağıdır.

Bu tarihten itibaren Haçlılar ellerini topraklarımızdan hiç çekmemiş, her devir ve fırsatta silahlı-silahsız hücumlarını sürdürmüşlerdir.

Son denemeleri ise Birinci Dünya Savaşı’nda olmuş ve içimizdeki müslim görünümlü (bugün de varlar) Haçlıların ihanetleriyle topraklarımızı kaybetmiş, yüzbinlerce şehit vermiş ama kutlu vatanımız düşmana teslim edilmemiştir.

Dış ve iç Haçlılar, (bugün de varlar) büyük bir kin ve kibirle; “Bittiler, tükendiler, artık dirilemezler” dedikleri ve vatanımızı işgale başladıkları sırada, yeniden dirilen bir millet görmüşlerdir.

Büyük yokluklar-yoksulluklar içerisinde yeniden diriliş ve direnişe geçen milletimiz, tam bağımsız bir millet ve devlet olarak iradesini ortaya koymuş ve istiklalini kazanmıştır.

İşte İstiklal Marşımız, milli birliğimizin-bütünlüğümüzün tapusudur ve sahibi aziz milletimizdir.

……………….

İstiklal Marşı, İslam ve Vatan Şairi Mehmet Akif’imiz tarafından öyle bir zamanda yazılmıştır ki; vatanımıza, milletimize, dinimize, namusumuza, bayrağımıza karşı, içinde zerre kadar da olsa iman kırıntısı taşıyan herkesi harekete geçirmiştir.

Sadece nutfesi haram ve hıyanetle yoğrulmuş olanlar tarafından kabul görmemiş ve reddedilmiştir. Bugün de onların sulbünden gelenler tarafından kabul görmemektedir.

Lakin büyük milli mutabakat karşısında elbette bunların bir önemi yok gibi dursa da görmezden gelinmemelidir. Çünkü zilletle yaşayanlar, zilletle mutabakat sağlarlar.

Milli mutabakat sözleşmemiz olan İstiklal Marşımız öyle bir vatan, namus, din, istiklal, bayrak aşkıyla kaleme alınmıştır ki, Allah’ın yardımı-nusreti olmadan asla kurtuluş imkânı olmayan bir devirde haykırılmıştır.

“Geçmişi idrak edenler, geleceği imar eder” denilmiştir. İstiklalimizi haykıran büyük şairimiz, İstiklal Marşımızı öyle kolay kolay yazamamıştır. Kısaca o döneme bir yolculuk edersek, hangi şartlarda ve nasıl bir inançla yazıldığını anlayabiliriz.

………………

İttihat ve Terakkicilerin şahsi çıkar ve kinleri yüzünden koca bir devlet, Haçlıların oyuncağı haline getirilmiş ve 1911’de Trablusgarp, 1912’de Balkan, 1914’te Birinci Dünya Savaşı’na sokulmuştur.

Haliyle bütün bu savaşlardan kayıplarla çıkılmış, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi sonucunda, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Amerika gibi emperyalist Batılı Haçlı orduları leş kargaları gibi saldırıya geçmişlerdir.

Millet olarak yediden yetmişe “Ya istiklal ya ölüm!” diyerek Haçlı ordularına boyun eğilmeyeceğini göstermek üzere Ankara’da kurulan “Cumhur İttifakı”, I. TBMM’nin çatısı altında toplanarak istiklalini ilan etmiş ve İstiklal Marşı böyle bir zamanda kabul edilmiştir.

…………….

Ezcümle

İstiklâl Marşı, millet olarak sonsuza kadar hür ve bağımsız yaşamamızın teminatıdır. Bu teminatı kaybettiğimizde her şeyimizi kaybeder, zillete düşeriz. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23