• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

İnşaata yatırım yerine insana yatırım

29 Ağustos 2017
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Yıllardır memleketimizin her yanı inşaatlarla donanıyor. Hâlâ her tarafımız inşaat şantiyesinden geçilmiyor.

Bunlar kötü şeyler mi? Hayır! Elbet gelişme ve büyüme adına ve tabi ticari anlamda iyiye gidiş olarak gözüküyor.

Yalnız her şey inşaatla bitmiyor, işin garibi bunu hepimiz de pekâlâ biliyor ve “İnşaata yatırım yerine insana yatırım yapılmalı” diyoruz.

Laf iyi ve yerinde ama peki nasıl olacak bu iş?

İnsana yatırım, önce aileden başlar. Dert yanmak yahut eleştirilerle köşeyi doldurmak istemiyorum ama şunu söylemeliyim.

Bugün ülkemizde ne yazık ki, “aile mefhumu,” her geçen gün mefluç (felç) olmaya doğru hızla ilerlemektedir.

Aile kurumumuz dıştan bakınca iyi gibi gözükse de içeride ciddi travmalar yaşanmaktadır.

Yüz yıllardır geçerliliğini koruyan; “ayıptır, el âlem ne der” ilkesi sebebiyle çok fazla ortaya çıkmasa da aile fertleri arasındaki uçurum ciddi şekilde büyümektedir.

¥

Çözüme gel arkadaş!

Çözüm yolunun birinci sırasına; ülkemizin değerlerine, insanlığın değerlerine, dini ve milli değerlere inanan fertler olarak her birimiz kendimizi koymalı ve sormalıyız:

-“Ben nasıl bir insanım. Aileme, yakınlarıma, komşularıma, rızkıma, işime, harama, helale, yalana, doğruluğa, emanetlerime, devletime ve milletime karşı cidden sorumluluklarımı yerine getiriyor muyum”?

Bu ve benzeri şekilde çoğaltılacak sorulara, kalpten ve Allah’ın şahit olduğunu unutmadan cevap verebiliyorsak, çözümün ilk adımını atmış olabiliriz.

¥

İnsanı yıkan ve yakan hırslarıdır. Hırs denilen illet, dünyalıktır ve sonu mutlak hüsranla biten bir hastalıktır. Ailelerin başındaki en büyük musibet hırslarımızdır.

Oysa biz toplum olarak “aile merkezli bir milletizdir”. Üzerinde yaşadığımız ve yedi düvelin düşman olduğu topraklarımız bu şekilde vatan edilmiştir.

Bu sebeple “Müslümanca düşünmek” mecburiyetindeyiz. Topraklarımız Müslümanca düşünen ve yaşayanlara emanet edilmiş ve emanete sahip çıkılmak üzere söz verilmiştir.

Okunan Kur’anlar, ezanlar, bilumum ibadetler, devletimizin ve milletimizin selameti adına yapılan soğuk ve sıcak savaşlar, bu emanete sahip çıkıldığının şahitlerdir.

Topraklarımıza bir zeval geldiğinde bedelini ödeyecek olan yine; “Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Devlet, Tek Millet” diyen insanlarımız olacaktır.

¥

Öyleyse artık hükümet yahut özel teşebbüs, inşaata yatırım yaptığı kadar insana yatırım yapmalı ve emaneti altında bulunan her insanı, bu toprakların değer yargılarıyla donatmalıdır.

İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde büyük büyük iş yerleri ve konutlar yapılıyor. Dışarıdan bakınca çok yüce ve zengince görünümleri var.

Peki, bu büyük büyük binaların içerisine nizami şekilde paketlenerek yerleştirilen ve “Haydi bakalım çalışın yahut “Haydi bakalım oturun” denilen bireylerin, insani melekelerinin ve değer yargılarının ne hale geldiği üzerinde hiç duruluyor mu?

Daha bitmedi. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23