• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Deri deposuna kiralanan Hidayet Camii

27 Şubat 2015
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Suriye’de toprakları içerisinde bulunan Süleyman Şah türbesi ve bulunduğu alan elbet Türkiye’nindir.

Süleyman Şah’a ve toprağa sahip çıkabilmek için öncelikle Süleyman Şah’ı ve onun inandığı değerleri bilmek gerekir.

Bunun için de İslam’a ve Müslümanların değer yargılarına düşman değil, dost olmak icap eder.

Lafı uzatmayalım ve kendi ülkesine muhalefet ederek, Esed rejimine destek veren CHP zihniyetinin, İstanbul’un göbeğindeki tarihi camiyi ne hale getirdiğine bakalım.

Eminönü Bahçekapı’da Yalı Köşkü Caddesi ile Şeyhülislam Hayri Efendi Caddesi’nin birleştiği noktada “Hidayet Camii” vardır.

Hidayet Camii, Sultan İkinci Mahmud Han tarafından 1813 yılında ahşap olarak yaptırılmıştır. Daha sonra II. Abdülhamid Han tarafından yenilenmiştir.

1940 yılında ise bir deri tüccarına depo olarak kiraya verilmiştir. Caminin 1944 yılındaki halini “Olay Dergisi” yazarlarından Cemal Refik özetle şöyle anlatmaktadır:

“Bir dost vasıtasıyla kendimizi deri tüccarı olarak tanıttık ve Hidayet Camii’nin içine ancak bu sıfatla girmeye muvaffak olduk.

Etrafa yayılan pis bir koku genzimizi tırmalıyordu. Minare kapısına bir göz attım, basamaklara pis küfeler, kanlı balık tablaları dizilmişti.

Camiyi depo olarak kiralayan kişinin ardı sıra yürüdükçe mide bulandırıcı koku burnumuzu, nefes borularımız yakıyordu.

Camiye değil, sanki kokmuş leşlerle dolu bir mezbeleye yaklaşıyorduk. Eşikten adımımızı atar atmaz, keskin taaffün, (koku) yangın lavları gibi suratımıza çarpıldı.

Gözlerimi oğuşturarak etrafıma bakınıyorum… loş bir mabed girişindeyiz fakat gözlerimizi tırmalayan iğrenç manzara karşısında buraya bir mabed demeye dil varmıyor ki…

Tam karşıda kokmuş, çürümüş hayvan derisi yığınlarının ardından ıstırap içinde haykıran, aman diler gibi başını yükselten levha caminin kıblegahı mihrabıdır.

Duvarlarda altın yaldızla yazılmış levhaların kıymetini takdir etmek için güzel sanatlara meraklı olmaya bile gerek yok.

Sağ tarafta sivri kulesi, kubbeye doğru yükselmiş minberin zarafeti, oymacılık sanatındaki inceliği tamamiyle gösteriyor.

Sağlı sollu oyma kubbelerdeki ince sanat eserleri gözleri okşuyor.

İşte bu mabedin içinde kokmuş, çürümüş, hayvan derisi yığınlarının üzerinde sahte deri taciri rolü oynayarak, bir yandan mal sahibi ile deri pazarlığı yaparken, bir taraftan da karşımızda ağlayan gözlerle bizi seyreden şu oymalı mermer mihrabı, şu zarif minberi, şu birer sanat abidesindeki halindeki kubbeleri, şu altın yaldızlı levhaları göz ucuyla süzüp içimi çekiyorum.

İşte Vakıf müdürlüğü tarafından birkaç kuruş karşılığında bir deri tüccarına depo olarak kiralanan ve bu süfli hizmete tahsis edilen Hidayet Camii’ne bu suretle girdik ve bunları gördük”.

Evet, Hidayet Camii’nin başına gelenler daha ne ki, ülke genelinde yüzlerce cami neler yaşadı neler.

Bugün Hidayet Camii ibadete açıktır. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23