• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

7 Haziran Seçimleri Darbenin Önsözüydü

24 Ağustos 2016
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Yedi Haziran seçimlerinin sonucu, anket şirketleri dâhil hemen her kesimi şaşırtmıştı. Bir kısım şaşıranlar da kurdukları tezgâh anlaşılmasın diye şaşırmış gözüküyorlardı.

Koalisyonlardan çok çekmiş ve yorgun düşmüş milletimiz dışındaki, “yerli-yabancı Türkiye soyguncularıyla” birlikte, en çok memnun olanlar da FETÖ’cülerdi.

Ülkemiz ve milletimiz üzerine oyun kurucular, hakikaten başarmış ve istedikleri neticeyi aşağı yukarı almışlardı.

8 Haziran sabahı, kimlerle nasıl koalisyon kurulması gerektiği, medya üzerinden deklare edilerek, koalisyon hükümetinin şekli siyaset dışından şekillenmekteydi.

¥

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, bütün memleket sathını dolaşıp, “siyaset maskeli yerli-yabancı ejderhaların”, memleketi ve milleti nasıl yutmak istediklerini anlatmasına rağmen, koalisyon kıskacına düşülmüştü.

Lakin Erdoğan gibi ülkemiz üzerine tezgâhlanan oyunları gören vatan evlatları, “Tekrar Seçim” yapılmasının şart olduğunu söylemekteydiler.

Cumhurbaşkanı yeniden “Bismillah” dedi ve koalisyona karşı olduğunu dile getirdi.

Bu tepkinin ardından ilk ses MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldi ve “Biz yokuz” dedi.

Bahçeli, “7 Ağustos 2016 Yenikapı millet mitinginde” olduğu gibi o gün de “Ulubatlı Hasanlığını” yapmış, koalisyon ihanetine “Hayır” demişti.

¥

Ak Parti’ye gelince.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu hariç olmak kaydıyla, koalisyon isteyenlerin ortak özelliği, “para, kasa, nisa” üçlüsünden öte geçmeyen kimselerden oluşmaktaydı.

Davutoğlu’nun feleğini en çok şaşırtanlar da bu üçlü gruba giren, siyaset içindeki ve dışındaki “Dünyevist Ak Partililerdi”.

Maalesef Davutoğlu da temizliğinin, iyi niyetinin, samimiyetinin ve yol arkadaşlarına güveninin gereği, koalisyon kurulabileceğine inanarak görüşmelere başlamıştı.

O günlerde vatanımızın bölünmez bütünlüğü, ülkemizin ve milletimizin istikrarı adına herkes gibi biz de gazete olarak haberlerimizle, yazılarımızla, Cumhurbaşkanımıza destek vererek “Tekrar Seçim” demiştik.

Allah’a şükür millet olarak da tehlikeyi sezmiş, rehavete kapıldığımızı ve yanlış yaptığımızı kabullenerek, “Tekrar Seçim” hususunda toplumsal mutabakat sağlamıştık.

Mutabakatın neticesi 1 Kasım 2015 seçimleriyle ortaya çıkmış ve terör örgütleri başta olmak üzere, Haçlı zihniyetinin hevesleri kursaklarında bırakılmıştı.

¥

Gelelim 15 Temmuz gecesine.

Ülkemizi Haçlı ruhuna teslim etmek isteyen o işgal saatlerine, koalisyonlu bir hükümetle girilseydi, memleketin hali nice olurdu?

Kursaklarında kalan ihanetlerinin sonucu olarak bin yıllık bir devlet çökertilmiş, ABD ve AB ülkeleri paylaşıma geçmişti.

1683 Viyana kuşatmasından bu yana, neredeyse aralıksız devam eden savaşların, İstiklal harbimizdeki işgallerin, Cumhuriyet kurulduktan sonraki darbelerin hiç birisinin vermediği zararı vermiş ve Türkiye bir sömürge ülkesi olmuştu.

Aksini düşünenler için ise eğer 15 Temmuz gecesinden bu yana yaşanılanlar bir şey ifade etmiyorsa, onlara söylenecek sözlerin harflerine yazık olur.

Kimlerin yüzü suyu hürmetine olduğunu bilemeyiz ama Rabbimiz bir avans daha verdi. Bu avansa bütün gücümüzle sahip çıkmalıyız.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23